En mahrem bir gecenin
En matemli anında
Akıyordu gözyaşları
Sırların habercileri hızına
Yetişemiyordu gözyaşlarının
Çok konuştuk birazda susalım
Susalım ve ağlaşalım
Aşkın gözyaşlarının sağnağında
Yitik cennetimize yol bulalim............
Asiye ağzına kapanan ele ve karşısındaki adama korkuyla baktı içine düşen korku neredeyse bayılmasına yol açacaktı lakin karşısındaki adamın yüzünü tanıyınca içine giren ferahlık biraz daha rahatlatmıştı kızı.
"Şşş benim korkma" dedi genç adam Asiyenin büyüyen gözlerinden ne denlj korktuğu anlaşılıyordu
Amacı korkutmak değildi tabiki.
"Bak çekiyorum elimi" dedi tekrarAsiye başını onaylar gibi sallayınca yavaşca indirdi elini Asiye rahat bi nefes alıp konuştu sesini bulmaya çalışarak
"Naptığını sanıyorsun sen" dedi Asiye titrek bi sesle."Ben korkutmak istemedim" dedi Hazar Üzgün bi halde "Eğer içeri girseydin artık konuşamazdım seninle çıkmışken tutim dedim" dedi hafif gülümseme ile
"Delimisin sen bu saatte ne işin var burda ya bi gören olursa" dedi Asiye korkusunun verdiği sinirle çatmıştı kaşlarını.
"Evet deliyim, sana deliyim" dedi Hazar gülümseyerek.
Asiye ne diyeceğini bilemedi yüreği ağzında atıyordu beklediği gelmişti onun için çıkmıştı hatta ama böyle bi korku yaşamayı beklemiyordu tabi. Şimdi ise heyecandan avuçları terlemeye başlamıştı.
"Git burdan, gören olur annem babam uyanır ses falan duyarlar" dedi Asiye"Hayır konuşacağız önce, ondan sonra giderim" dedi Hazar
Uzandı Asiyenin ellerine doğru, taze gençler gibi heyecanlanmıştı kalbi dışarı çıkmak istercesine çarpıyordu. Asiye elini çekmeye çalıştı lakin buna izin vermedi bırakmadı ellerini.
Asiye ellerinin içinde kaybolduğu ellerin verdiği his ile daha da heyecanlandı gözlerinin içine bakıyordu, ışık gibi parlıyordu gözleri ve döküldü ağzından Asiyenin içine işleyen sözleri.
"Ben geceleri sevmezdim Asiye karanlığı, uzun geceleri, yalnızlığı, sıkılırdım boğucu gelirdi. Hayatı hep dolu yaşamayı severdim etrafım hep dolu olsun isterdim lakin seni gördüğümden beri tam tersine döndü hayatım. Bir türkünün sözleri gibi Geceler yarim oldu Asiye" dedi Hazar
Ne güzel diyordu öyle Asiyenin içini okuyor gibi konuşuyordu.
Devam etti Hazar asiye dinledi tüm sözlerini aklına kazıyarak."Gecelere Aşık oldum seni bana getiriyor gibiler, gecenin karası gözlerinin karası gibi, yıldızlar yüzünün güzelliği gibi parlatıyor gecemi, etrafındaki herkes bir kalabalık gibi, yanlız kalmak saatlerce seni düşlemek istiyorum, aklımdan hayalimden çıkmaz oldun" dedi Asiyenin gözlerine Aşk ile bakarken.
Keşke dedi Asiye keşke bende diyebilsem senin gibi, anlatabilsem içimdeki seni dedi içinden Asiye.
Kesti sözünü Asiye onlar olamazdı olacakları yoktu "Hazar Ağa" dedi lakin Hazar konuşmasına fırsat vermedi."Önce beni dinle Asiye, sonra eğer istemezsen giderim" dedi.
Asiye gözlerinde boğulmuş gibiydi çıkmıyordu o gözlerin derinliğinden.
"Asiyem, güzel gözlüm, içime sevdan düştü. Yüreğim, gözlerim, ellerim, tümüm senin sana ait olmuş" dedi Hazar ellerinin Asiyenin yanaklarına gezdirerek. İndirdi parmaklarını kızın dudaklarına ve gülümsedi "Seviyorum seni be Keçi Çobanı" dedi Hazar.
Asiyenin yüreği uçmuştu sanki, yanaklarında gezinen el utandırmıştı yeterince şimdi ise dudaklarında olması yanaklarına kan pompalıyordu resmen, yüzü yanıyordu hafifçe başını çevirip elini çekmesini istedi.
Hazar başını oynatan sevdiğine geniş bir gülüş gönderdi utanmıştı yanakları ısınmıştı elini çekti Hazar yavaşca ve tuttu ellerini tekrar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Keçi Çobanı (~Bazı Düzenlemeler Yapılıyor~)
Novela Juvenil"Seni bukadar kederlendiren ne Keçi çobani, yada kim" "Boşver be küçük ağa, uzun mesele" "Vaktim bol anlatmak istersen dinlemek isterim" ..... "Yeterrr. Yeter artıkk, nasıl sustun nasıl gittin onca şeye rağmen nasıl inandın" diye haykırdı Hazar gözl...