Değiştiremeyeceğiniz bir geçmiş geride dururken, biçimIendirip sahip oIabiIeceğimiz bir geIecek bizi bekIiyor.
F. W. Robertson
.......
Kızlar sesin geldiği tarafa döndüler ikiside yüzlerindeki ruhsuz ifadeyi silip karşıdaki kişiye gülümseyerek cevap vermek istediler lakin gördükleri kişi ile ikisininde yüzü bembeyaz kesildi...
"Sen..." dedi genç kız
İçindeki korku gittikçe büyüyordu ne işi vardı onun burda."Selim...." dedi Hacer şaşkın gözlerle karşısındaki adama bakarak.
"Asiye... Ben.." dedi Selim, ama kelimelerini tamamlayamadan araya girdi genç kız.
"Sen hangi yüzle gelirsin buraya hala" dedi Hacer, Asiyenin titrediğinin farkındaydı bi şok daha geçirmesine izin veremezdi.
"Defol çık önümüzden" diyip kolundan tutup çekiştirdi Asiyeyi."Ben sadece konuşmak istiyorum, Asiye lütfen dinle beni" dedi Selim arkalarından seslenerek.
Zor olacaktı belki ama olacaktı. Konuşacaktı.Arkalarına bakmadan hızla ilerlediler iki kuzen. Yaşadıkları hüzün yetmiyor gibi Selim gelmişti bide üstüne.
.......
Fatma gelen kızların yüzündeki beyazlığı pek beğenmemişti. Oğullarına birşey mi olmuştu diye düşündü, yüzlerindeki ifade pek hayra alamet değildi.
"Kızlar kötü bişey mi oldu, ne bu haliniz" dedi çatık kaşlarla kızlar ile birlikte içeri girerek.Hacer Asiyenin pek kendinde olmadığının farkındaydı ve söze o girdi.
"Korkucak birşey yok teyzem, Hazar ağanın durumu kötü biraz, herkes perişan haliyle, ona üzüldük" dedi Hacer bu şekilde toparlamaya çalışarak.Fatma üstlemedi anlıyordu evlat zor imtihandı kendiside evladıyla imtihan edilmişti kızı zor günler zor zamanlar geçirmişti.
"Peki kızım yemek yaptım yiyin sonra dinlenin, ben annenin yanına gideceğim belki akşam bi uğrarız konağa, hal sormak için ayıp olmasın" dedi Fatma Hacere."Tamam teyzem, Asiye'yide merak etme sen dinlensin toparlar, üzüntü kalabalık yordu onu" dedi Hacer Asiye ile birlikte mutfağa geçerek.
"Güzelim hadi elini yüzünü yıka sen ben hazırlarım yemeği" dedi Asiyeyi banyoya göndererek.
"Tamam" dedi Asiye ruhsuz bir sesle.
"Kızım ben çıkıyorum, kendinize dikkat edin" dedi Fatma banyoya giren kızına.
"Tamam annem gülegüle" dedi Asiye annesinin ardından banyoya girerek.
Yüzüne çarpan soğuk su vücudunu dikenlendiriyor aynı zamanda hoşuna gidiyordu. Kendine getiriyordu genç kızı, Hazara ne olacaktı iyileşebilecekmiydi, uyandığında onu hatırlaya bilecekmiydi.
Ya hatırlamazsa ne olacaktı, ne yapardı ozaman onun yokluğuna nasıl dayanacaktı.
Bu kısa zaman içinde alıştığı bu adamın yokluğuna şimdi nasıl alışacaktı. Aylar önce birine, bi erkeğe böyle güvenip bağlanacağını söyleselerdi dalga geçer gülerdi ama şuan, şuan öyle hisler içindeydiki bir gününü onsuz geçirmek istemiyordu.Peki Selim, o ne olacaktı niye geri gelmişti neden çıkmıştı tekrar karşısına, yaşattıkları azmı gelmişti.
Hazar yoktu ve Selim çıka gelmişti ne yapacaktı, çok çaresiz hissediyordu. Canı yanıyordu ona ihtiyacı vardı ama o yoktu."Asiye, iyimisin" diye kapıyı tıklattı Hacer, fazla kalmasından korkmuştu anlaşılan kapıyı açıp çıktı.
"İyiyim canım" dedi gülümsemeye çalışarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Keçi Çobanı (~Bazı Düzenlemeler Yapılıyor~)
Teen Fiction"Seni bukadar kederlendiren ne Keçi çobani, yada kim" "Boşver be küçük ağa, uzun mesele" "Vaktim bol anlatmak istersen dinlemek isterim" ..... "Yeterrr. Yeter artıkk, nasıl sustun nasıl gittin onca şeye rağmen nasıl inandın" diye haykırdı Hazar gözl...