Uykunun içinde bir rüya, rüyamda bir gece, gecede ben. Bir yere gidiyorum, delicesine. Aklımda sen...
•°•°•°•°•°•°•
Bir Hafta Sonra...
~~~~~~~~~~~~
Sonbahara doğru giden hava artık esmeye başlamıştı Asiye çıkınca fark etmiş dönüp üstüne uzun hırkasını
almıştı. Bi kaç zaman sonra artık çıkmayacak evde bakacaktı keçilerine zaten, ama daha yeşillikler varken keçilerin otlaması daha iyi gelirdi. O yüzden kısa bi süre de esen havalarda kalacaktı.
Her zamanki yerine geldiğinde kesinlikle Hazar ağayı orda görmeyi beklemiyordu. Bu kezde 'ben bozayım rahatını' dedi kendi kendine gülümseyerek.
"Küçük ağa ? "dedi sorgular bi sesle. Hazar arkadan gelen sese döndü, içinden bi yerden gelen sıcaklık ve gülümseme yüzüne vurdu.
"Keçi çobanı, bukez geç gelen sen oldun "dedi gülümseyerek.
"Hayırdır, dalmışsın dereye, kağıttan gemilerin mi battı" dedi Asiye sırıtarak.
"Evet, battı ama kağıttan değiller ne yazık ki" dedi genç.
"Hmm konu büyük anlaşılan, Ağayı bu saatte buraya getirmişse ? " dedi Asiye tek kaşı havada. Ve devam etti " Sevdiğin mi " dedi.
Hazar anlamaz gözlerle baktı" Nasıl yani, ne sevdiğim mi " dedi.
"Seni bu saatte dere kenarına getirtip de daldıran şey, yada derdin, sevda derdimi" dedi Asiye, aralarında mesafe bırakıp Hazarın sol tarafına oturarak.
Gülümsedi Hazar, ve içinden gelen anlatma isteğiyle "Anlatsam sana derdimi dinlermisin, bi kız olarak" dedi, Evet belki ona bi çıkış yolu da bulurdu.
Asiye şaşırdı, koskoca Ağa oğlu dertlenmişde kendisiyle mi dertleşmek istiyordu. "Dinlerim küçük ağa vakit bol" dedi Asiye samimi bir sesle. Bide bir kız olarak dinle demişti. Doğrusu merak etmişti anlatacaklarını.
"Evlendiriyorlar beni" dedi genç asık bir suratla.
Sevinmesi gerekmezmiydi ne diye dert ediyordu ki " İyide bunun nesini dert ediyorsun, mutlu olman gerekmiyor mu ?" Dedi genç kız
"Hayır, çünkü ben evlenmek istemiyorum, üstelik ailemin kendi başlarına buldukları bi kızla " dedi Hazar.
"Sevdiğin mi var, yani onu mu istiyorsun " dedi Asiye.
Evet diyeceğini tahmin edip duymak istemiyordu sanki. Sevdiğim yok desin istiyordu.
"Sende öyle düşünüyorsun, ama hayır yok sevdiğim, ama sevmediğim tanımadığım birinide istemiyorum." Dedi Asiyeye dönerek
"Görünce seversin anlaşırsın belki " dedi genç kız, sebepsizce yok demesi içinde gülümseme isteği uyandırmıştı..
"Git gör diyosun yani" dedi Hazar.
"Bir kız olarak fikrimi sordun, evet gör derim. Orası bi kız evi haber etmişseniz eğer, ki etmişsiniz belli gitmemen hoş karşılanmaz" dedi Asiye olması gerekeni söyleyerek. Kendiside bi kızdı ve o kızın yerine koydu kendini.
"Bilmiyorum keçi çabanı, içimden gitmek, görmek, evlenmek gelmiyor, beni tutan bişey var sanki içimde. Bu fikir çok uzak geliyor bana ve duygularıma" dedi Hazar içinden geçenleri dökerek.
"Ozamn gider konuşur uygun bir dille anlatırsın bunları kızada, anlar belki seni, hem hiçbi kız kendisini istemeyen biriyle ömür geçirmek istemez bence" dedi genç kız.
Bu fikir mantıklı gelmişti Hazara. Hem görüşeceği kız anlardı belki onu. Saygı duyardı kendisine.
"Sağol keçi çobanı, aydınlattın beni, birazda olsa içim rahatladı seninle konuşmak iyi geldi" dedi genç samimi sıcak bir sesle.
"Neden sen varsın bu keçilerin önünde, abin kardeşim yada baban neden gelmiyor da seni gönderiyor" dedi Hazar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Keçi Çobanı (~Bazı Düzenlemeler Yapılıyor~)
Novela Juvenil"Seni bukadar kederlendiren ne Keçi çobani, yada kim" "Boşver be küçük ağa, uzun mesele" "Vaktim bol anlatmak istersen dinlemek isterim" ..... "Yeterrr. Yeter artıkk, nasıl sustun nasıl gittin onca şeye rağmen nasıl inandın" diye haykırdı Hazar gözl...
