Hadi diyelim dilimi tuttum, hadi diyelim gözlerimi kapattım ama bu yüreğimi nasıl susturacağım senin özleminle yanarken.
***
Önünü usulca döndü genç kız, yüreği boğazında atıyordu sanki. Gözlerini açmadan döndü, yüzüne değen nefesi hissediyordu, gözlerini araladı ve karşındaki kişiye baktı.
Genç adam huzursuzca kıvranan sevdiğini izliyordu, kendisine döndüğünde nefes alışının sıklaştığını anladı. Uyanık olabilir miydi, öyle olsaydı şimdi korkup bağırırdı neden korktuğu halde sussaydı ki, diye düşündü.
Gözlerini yavaşça aralayan sevdiğinin gözleri kıpırtısız şekilde kendisinde duruyordu, hiçbir tepki vermeden...
"Yine geldin " dedi sevdiği"Evet, sana geldim Asiyem" dedi genç adam. Elini kaldırdı yanağına dokunmak için lakin sevdiğinden gelen itiraz havada tuttu elini.
"Dur. Dokunma" dedi Asiye.
"Seni çok özledim Asi'm " dedi genç adam. "Neden bize bunu yapıyorsun"
"Sen...Sana her dokunduğumda kayboluyorsun...yine kaybolacaksın..." dedi Asiye.
Gülümsedi genç adam, onun hayal olduğunu düşünüyordu.
"Gitmem....bak" dedi Hazar sevdiğinin elini kaldırıp yanağına bırakırken...Asiye avcunun içine batan sakallar üzerinde gezdirdi parmaklarını. Gerçekmiydi, nasıl olurdu. Her gece hayalini gördüğü adam her elini kaldırıp yanağına dokunduğu adam şimdi gitmiyordu, kaybolmuyordu. Gerçekmiydi, nasıl gelmişti...
"G-gerçeksin...burdasın..." dedi şaşkın bir sesle."Burdayım, sana geldim" dedi Hazar.
Asiye içinden çıktığı şok ile kendine geldiğinde yatağında doğrulup oturdu.
"Sen...nasıl girdin...ne işin var burda..git hemen..." dedi ellerini nereye koyacağını bilmeden gitmesini işaret ediyordu."Şşş, tamam gidicem sakin ol, sadece konuşalım" dedi Hazar.
"Konuşacak birşey yok" dedi Asiye sesi kısık ve ürkekti yatağında duvarın dibine çekildi
Hazar köşeye çekilen sevdiğine baktı. Ona yaklaşıp kollarından tuttu, onu incitmek korkutmak istemiyordu.
"Asiyem, kaçma benden"Asiye, Sevdiğinin ona yaklaşması ile kalp ritmi gittikçe bozuluyordu. Burnunu dolduran toprak kokusu günlerdir yanan yüreğini ferahlatıyordu.
Onu kollarının arasına alan sevdiği başından öpüp kokusunu içine çekiyordu. Burnunun değdiği boyun girintisine sığındı Asiye, oda sevdiğinin kokusunu içine çekerek.
Hazar kıpırtısız duran sevdiğini kollarının arasından çıkarıp yüzüne baktı, gülümsedi inkar etse bile onunda kedisini nasıl sevdiğini biliyordu. Karanlığın izin verdiğince inceledi güzel yüzünü.
"Sen...başkasının olamazsın...Sen benimsin Keçi çobanı..." dedi Hazar burnunu sevdiginin burnuna sürterek."Git burdan " dedi Asiye yaşadığı huzurlu anî bozmaya yeminli gibi.
"Burdan gitmem neyi değiştirir, senden gidemiyorum ki" dedi Hazar.
"Ama benim için çok şey değiştirebilir...git ve bidaha gelme, yarın..." dedi Asiye sesini düz tutmaya çalışarak, ama Hazar devamını duymak istemedi
Yüreğine saplanmasından korktuğu sözleri duymak istemedi."Tamam sus..."
Tuttuğu kolları yavaşça bıraktı genç adam. Onu inciterek anlatıp kafasına koymak istemiyordu ama bu keçi anlamamakta ısrarcıydı.
Ne diyeceğini bilemedi, pes etmeyecekti lakin üstünede gitmeyecekti, Bekleyecekti, az bi zaman daha Bekleyecekti...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Keçi Çobanı (~Bazı Düzenlemeler Yapılıyor~)
Teen Fiction"Seni bukadar kederlendiren ne Keçi çobani, yada kim" "Boşver be küçük ağa, uzun mesele" "Vaktim bol anlatmak istersen dinlemek isterim" ..... "Yeterrr. Yeter artıkk, nasıl sustun nasıl gittin onca şeye rağmen nasıl inandın" diye haykırdı Hazar gözl...