B~1. Keçi Çobanı

15.2K 560 35
                                    

Ey sevgili; heyben acıyla dolar da nefes alamazsan gel. Huzur bulacağın kıyılarım senindir. Umutların solar kurur da su bulamazsan beraber sulayalım, gözyaşlarım senindir. Kanadın kırılır da maviye uçamazsan, ne güne duruyor al, kanatlarım senindir. Çaresiz çilelere bir umut bulamazsan, kendime ettiğim dualarım senindir.

                        Mevlana

~~~~

Üzerine giydiği şalvarı ile dış kapıya yöneldi, lastik ayakkabılarınıda giyip seslendi mutfağa doğru...

-Anneee.... Annee ben çıkıyorum

-Yemeğini aldın mı yanına yavrum" dedi Fatma ellerini kurulayıp kızına yaklaşarak

Sulu bir öpücük kondurdu genç kız annesinin yanaklarına
- Aldım annem

Annesi yüzünü buruşturup "Yapma kız şunu sevmiyom biliyon" dedi sahte bi kızgınlıkla

"Bende o yüzden seviyom ya" diyip gülümsemesiyle çıktı evden her zaman olduğu gibi.

"Hıııırrr hıııırrrr" diyip aldı keçilerini önündeki tepeye doğru, ne çok severdi onları hep böyle otlatmaya, sulamaya götürmek.

Tarla önlerinden geçip otlatacağı yere geldi keçileri önlerinden otlarını yiyip yiyip gidiyorlardı ne güzel, Rabbim ne güzel yaratmış diye geçirdi içinden genç kız yeşil otu yiyipde beyaz süt vermek ne büyük bir kudretti.

'''

Her zaman geldiği yere ulaştı. Burası ona huzur veriyordu, ferahlatıyordu onu, bir yandan dağ havası, bir yandan geçen derenin huzurlu sesi, ve dünyayı süsleyen yemyeşil otlar.

Küçükken ne çok yuvarlanırdı kuzeni ile bu küçük tepelerden.

Dere kenarına indirdi keçilerini su içmeleri için, onlar otlanıp sularını içerken göz önünde oldukaları için genç kız rahatlıkla dinlene bilirdi.

Lastik ayakkabılarını ve çoraplarını çıkartıp ayaklarını dere suyuna bıraktı suyun tenine teması ilk ürpertsede sonradan sevmişti bu hissi.
Çok severdi suyu genç kız her geldiğinde yapardı bunu. Ceviz ağacının gölge yaptığı,
Kenardaki taşa oturdu ayakları hala sudaydı keçilerini kontrol etti ve bi sorun olmadığını görünce devam etti ayaklarını suda bırakıp rahatlamaya.

~~~

Gün Öğlen vakitlerini geçiyordu acıktığını hissetti artk yavaştan. Keçileri dağılmıştı çok uzak olmasalarda böyle giderse kaybolabililerdi keçilerini yanyana topladı. Ve yerine geri döndü.

Dere kenarında gölge yapan koca ceviz ağacının altında oturdu ve Annesinin onun için hazırladığı sefer taslarını açıp yemeğini yedi.
Kesinlikle dışarda doğada yemek yemenin tadı bambaşkaydı daha bi iştahlı yenirdi genç kıza göre.

~~~

Gün artık batmak üzereydi eve gitme vaktiydi keçilerini topladı yemek bohçasını alıp evin yolunu tuttu.

Köyden çok uzağa gitmezdi kız başına olduğu için ama biraz mesafe olurdu illa köye girmek üzere araba yoluna indi bu saatte artık kimse girmez köye diye düşündü, lakin yanıldı birz ilerlemişti ki arkasından korna sesi ile irkildi keçilerini kenara çekti ve yol verdi. Bir daha yola inmemeyide aklına not etti kendisine yada keçilerine bi zarar gelebilirdi..

~~

Keçilerini ahıra bırakıp eve girdi herzaman ki neşesiyle.

" Ben geldiiimm "

Ahmet bey kızının sesini duyunca gülümsedi.
"Hoş geldin güzel kızım"

"Hoş buldum babam nasılsın"

"İyiyim kızım biraz yoruldum kasabada, bi saat kadar önce geldim dinleniyordum işte " dedi artk yaşlılık yolunda ilerleyen adam.

Babasının boynuna sarılıp öptü " Kıyamam ben babama, Annem nerde."

"Asiyeee" dedi, Fatma hanım kocasının sesini duyunca anlamıştı kızının geldiğini.

Ahmet bey karısının sesini duyunca gülümsedi kızına " Yemeğimizi hazırlıyodu sesimizi duyunca kıskandı herhal git de bak bakayım " dedi kızına.

Babasına aynı şekilde gülümseyip "Geliyorum Fatma sultan " diyip mutfağa yöneldi.

"Oh ohh yine mis gibi kokular bırakmışsın" dedi Annesine sulu öpücüklerinden vererek.
Fatma ne kadar sevsede kızının bu hallerini yine de sevmezdi sulu öpücükleri.
" Bak yicen şimdi Anne terliğini yemek niyetine, hadi al bakim sofrayı odaya, sonra tabakları, yemeği getircem bende" dedi sahte bi kızgınlıkla.

"Emrin olur Fatma sultan becerikli kizin hemen yapiyor dediklerini"
Aslinda kendiside biliyor pekde becerikli sayılmazdı maksat annesiyle takılmak olsun diye hep söylerdi bunu.

"Eh kimin kızı işte becerikli olcak yani " diyip yine tüm övgüleri sevcenlikle üstüne aldı Fatma hanım.

Mutlu huzurlu bi aile yemeğinden sonra Asiye odasına çekildi, geç yatmayı pek sevmezdi çünkü erken uyanmalıydı keçileri için.

Uykuyu da sevdiği için erken uyuyup uykusunu alması lazımdı. Zaten Yorgun olan bedeni daha fazla dayanamayacaktı ve kendini rahat uylunun kollarına bıraktı...

.......

Merhaba güzel insan, Merhaba sevgili okurlarım, bu benim ilk hikayem. Acemiliğim çok yanlışlarımı ve hatalarımı görmezden geliverin artık. 🙈😊


Keçi Çobanı (~Bazı Düzenlemeler Yapılıyor~)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin