B~28. Karar

3K 196 1
                                    

Acıtıyorsun canımı Hava yerine düşler soluyan biçare hayaletlerin gelişi güzel dolaştığı yeni bir dünya, gerçek olmayan bir malzemeydi bu; tıpkı solgun ve şekilsiz ağaçların arasından kendisine süzülerek yaklaştığını gördüğü şu kül rengi ve acayip gölge biçimli biçare hayalet gibi....

***

Bazı hataların ödettiği bedeller olur, ânı yaşarken haklı hissedersin ama bedelini ödemeye gelince sızlanır ağlarsın, işte tam olarak öyle hissediyordu Hazar.
Sevdiğine git derken kendince çok haklıydı onun hayatını kurtarmasını istemişti ama şimdi düşünüyordu, eğer o gün yaşananlar olmasaydı belkide şimdi sevdiğinin yanında olacaktı. O gün sevdiği kadına git derken yaptığı hatanın bedelini şimdi onun başkası ile evlenecek olması ile ödüyordu.

Gözlerinden süzülen yaşlar artık yanaklarını yakıyordu, gitmiyordu gözlerinin önünden sevdiğinin yüzü, hayalinde başka gördüğü sevdiği, aklında başka bir hal almış kalbine bir yara açmıştı. 'belkide hak ettim ben bunu' diye düşündü. Bugün birşeyler olacaktı ama ne olduğunu bilmiyordu, istememi yoksa nişanlarımı oldu diye sabahın seherinden beri geldiği küçük dağ tepesinde aklını yitirmemeye çalışıyordu. Aile içi bir durumdu kimseden birşey duyamıyordu, kalkıp gitse gidemiyordu. Öylece kalmış bazen hayallere dalıp belki Sevdiği onu bırakmaz diye düşünüyor bazen de ya kendine başka bir hayat kurmak istiyorsa diye hüzünleniyordu.

"Nerdesin be kardeşim, seni arıyorum kaç saatir" diye sitem etti Baran.

Daldığı halden onu çekip çıkaran dostunun sesine döndürdü bakışlarını.
Ve tekrar geri yasladı sırtını ağaca.

"Hazar, iyimisin abi... Hazal'ın yanından geliyorum bişeyler anlattı ama çözemedim, oda seni çok merak ediyor"
Dedi Baran, gözleri kızaran dostunu görünce içi yanmıştı, onu ilk defa böyle görüyordu o güçlü Adam bir çocuk gibi köşeye sinmiş ağlıyordu.
"Hazar hadi kalk kardeşim biraz toparlan, herşey yoluna girecektir, yapma bunu kendine"

"Git başımdan Baran"

"Ne gitmesi kardeşim, böyle günler için varız biz...acımızı paylaşmayacaksak neye varız " dedi Baran elini arkadaşının dizine vurarak.
"Sen anlat bide neler oldu, Hazal'ın dedikleri doğrumu "

"Bilmiyorum Baran, evleniyorum dedi, bugün için bişeyler diyecekti tamamlamadı sözlerini artık, belkide çoktan..." sözlerinin devamını getiremedi   Hazar, diline gelmiyordu onun başkasının olacağı düşüncesi, sözlü bile dile getirmek istemiyordu.

"Belki seni kızdırmak için uzak tutmak için yapıyordur, oda çok kırıldı hâliyle" dedi Baran.

Hazar duydukları ile bi an düşündü, olabilir miydi, hiç böyle bişey düşünmemişti.
"Olabilir mi, gerçekten böyle bişey yapmış olabilir mi " dedi, umutlanan sesi ve Kızaran gözlerini arkadaşına çevirerek.

"Ama öyle olsa Elif neden bilsin ki, ona neden böyle birşey söylesin ki" dedi tekrar umut ışıkları sönerek.

"Bilmiyorum be abi neye düştük böyle, ne lanet bir şeydir bu sevda" dedi Baran sitemli sesiyle.

"Sana noluyo" dedi gözlerinin ucu ile dostuna bakarak

"Seni diyorum yani, seni görüyorum zaten yeter, bana bisy olduğu yok aman olmasında" dedi Baran, kendi içindekileri saklayarak, şuan kendi sırası değildi.

"Öyle olsun bakalım, Baran.. aklımı kurcaladı bu dediğin, sen bi şekilde öğrenemez misin bugün neler olduğunu, ben biraz daha böyle beklersem ya kafayı yiyeceğim yada o eve gideceğim "

"Olabilir ben biraz etrafı yoklayayım olmadı başka yollar dener öğreniriz, sen gönlünü rahat tut, hadi kalk gidelim şimdi burdan" dedi Baran arkadaşının omzuna destek olur gibi vurarak.

Keçi Çobanı (~Bazı Düzenlemeler Yapılıyor~)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin