7. İntihar

159 7 10
                                    

Zayn Feat. Sia Dusk Till Dawn
Okurken dinlemenizi tavsiye ederim...

Sana inanıyorum.

Donmuş bir şekilde Tahir'i izliyordum. Ne yapmaya çalışıyordu. Anlam katamıyordum bir türlü.

Bana güven vermeye çalışıyor gibi bir hali vardı ya da gerçekten güven vermeye çalıyordu.

Sesizliği bozarak "Tahir arabayı hangi tarafa doğru sürüyordun?" Beklemediği bir soruyla karşılaşınca şaşırdı. "Ne? Imm şey" Eliyle göstererek "Bu tarafa doğru. Doğuya doğru. "

Tahir'in kollarımdaki ellerini iterek doğunun zıttı yöne yani batıya doğru koşmaya başladım. Ayak seslerini duyabiliyordum. Peşimden geliyor ve benim duyabileceğim şekilde ismimi defalarca zikrediyordu.

Kalbim ağrıyor, nefes alamıyordum. Koşarken ayağımı diğer ayağımın önüne zor atıyordum. Vicdanım adeta vücudumu esir etmişti.

Herşeyi mahvetmiştim.

Herşeyi elime yüzüme bulaştırmıştım.

Yıllardır görmediğim insana kavuştum sandığım an ellerimden kayıp gitmişti.

Aklıma gelen o bomba sesiyle afalladım. Boğazıma koca bir yumru oturdu. Ne kadar yutkunmaya çalışırsam çalışayım yutkunamıyordum.

Ne kadar süre koştum bilmiyorum. Ansızın arkadan Tahir, kollarımı kavrayarak beni geriye döndürdü.

Ama ben duramazdım. Babamı bulmalıydım. Onu kurtarmalıydım.

O ölmedi.

Babam ölmedi.

Ölemez...

Kollarımı kurtarmaya çalışıyordum ama nafileydi. Göğsüne sayısız darbeler indirdim. Ama kollarımdaki elleri gevşemedi. Kulaklarıma sesi ilişiyordu ama ne söylediğini bir türlü ayırt edemiyordum. Yanaklarımı yakan göz yaşlarıma, hıçkırıklarım eşlik etti.

Bir anda beni kendine çekip göğsüne yasladı. Kollarını sıkıca bana doladı. Hareket kabiliyetim sıfıra indi. Öylece yere çöktük.

Hıçkırıklarım bedenimi, bedenini sarsarken elleri saçlarımda gezindi. Sıcak nefesi ve sakalları anlıma değiyordu.

Saçlarımı okşayarak "Şişşt sakin ol. Derin nefes al. " Hıçkırıklarım yavaş yavaş kaybolurken gevşemiş kollarını fırsat bilerek yüzüne bakındım. Akan göz yaşlarıma aldırış etmeden sordum. "Babam ölmedi yaşıyor değil mi?"

Öylece yüzüme baktı. "Tahir bana birşey söyle!" Ellerimle onu sarstım. "Irmak bilmiyorum."

Nasıl bilmiyordu orda değilmiydi?

"Tahir orada değilmiydin ne demek bilmiyorum?" Çöktüğümüz yerden kalktı bende kalktım.
"Ne oldu? Cevap ver bana!"

Gözlerini kapatıp, eliyle yüzünü sıvazladı. Derin nefes alarak söze başladı. "Sen bagaja kapatılırken ben arabaya bindim. Sonra işte herkes arabaya bindi. Bir anda bomba sesi duyduk. Bu planlarımızın içinde yoktu."

Beklemediği bir şeymiş gibi kafasını salladı. Sözlerine devam etti. "Yada sadece ben bilmiyordum."

Bu nasıl olabilir?

En çok Tahir'e güvenirdi. Bütün pis işlerinden Tahir'in de her zaman haberi olurdu.

Yoksa bu bir tuzak mı?

DERİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin