2/3 Emanet

5.1K 497 114
                                    

İki ateş arasındaydım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İki ateş arasındaydım. Ve her halükarda yanacaktım. Birine yüzümü çevirsem adı bir fısıltı olup damarlarımda her an dolaşacak, diğerine sırtımı dönsem kalbimin toplamaya takatimin olmadığı kırık parçaları durmadan ciğerlerime batacaktı.

Ali'ye dair söylediği sözler bir bir kulaklarımda yankı bulurken zehirli cümlelerinin odağının bu kez bizzat Ali olmasından korkarak gerildim. Onu en hızlı şekilde buradan göndermeli, Tümay ile yüz yüze gelmelerine engel olmalıydım.

''Daha sonra,'' dedim pürüzlü bir sesle. ''Daha müsait bir zamanda konuşsak da olur. İşlerine mani olmayayım.'' Gevelemelerime bir yanıt verdi mi bilmiyorum. Kulaklarımdaki yankı öyle şiddetliydi ki işitemedim.

Vedalaşmaya dair birkaç kalıplaşmış ifadeyi arka arkaya yuvarladıktan sonra Tümay bize yetişemeden büyük birkaç adımda karşısında durdum.

Kırmızıya boyadığı dudakları ve kapatma gereksinimi hissetmediği seyrek çilleriyle karşımdaydı. Siyah tulumu ince bedenini sarıyor, topuklu ayakkabıları ise benden uzun görünmesini sağlıyordu. Sanki sadece boyunu değil de her şeyini benden üstün kılıyordu.

''Günlerdir sana ulaşamıyorum. Delirecektim neredeyse,'' Endişe maskesine gizlenen sesiyle kollarıma uzandı ve sımsıkı kavradı. Önce uzun parmaklarına sonra kırmızı ojeli biçimli tırnaklarına baktım.

''İnan,'' dedim ellerini çekmesi için kıpırdanırken. ''Ulaşmak istesen ulaşırdın.''

''Bu da ne demek?''

''Evimin yolunu unutmadın herhalde,'' Alaycı tavrım kaşlarını çatmasına sebep oldu. ''Unutmadım elbette.'' derken hafif kemerli burnunu havaya kaldırmıştı, her zamanki gibi. ''Sadece Sami amcadan çekindim,''

Sözlerine kahkahalarla gülmek istedim. ''Dedem evimize gelen misafirleri yemiyor.''

Bunu dile getirmeme bile gerek yoktu aslında. Lisedeyken defalarca kez bizde pijama partisi, film gecesi yapmıştık. Hiçbirinde de dedemin onlara karşı ters bir tavır sergilediğini hatırlamıyordum. İnkar edemeyeceğim şekilde bana dünyayı dar etse de misafiri sever, kendi evlerinde gibi hissetmeleri için elinden geleni yapardı.

''Söz ettiğim şey o değildi,'' diyerek gevelemeye başlayınca sabrımın azaldığını hissettim. ''Her neyse,'' dedim kestirip atarken. ''Sadede gelir misin?''

''Bak Belinay,'' Daha girişten konuşmanın nasıl gelişeceğini ve sonuçlanacağını bariz bir şekilde gördüm. Kendinden asla ödün vermeyecekti. Özür dilemek Yetkinerlerin doğasında yoktu ne de olsa. ''O gün söylediklerimin hiçbiri gerçek hislerimi yansıtmıyor. Sadece bazı şeyler üst üste geldi ve ben patladım.''

''Tümay,'' İsmini telaffuz etmek bile sabrımı tüketiyordu. ''Söylediğin şeyler yenilir yutulur cinsten olmadığı gibi böyle saçma bir açıklamanın arkasına sığınılacak kadar da basit değil.''

Güzden GüzelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin