Karan çok garip hayatımda ilk defa gördüğüm bir şey nasıl oluyorda üzerinde benim enerjimi barındıyor.
Dan aslında bu bana da çok saçma geldi.
Acaba başka birisine ait olabilir mi.
Bunu duyan Grijoy kızgın bir ifade ile atılıp siz benimle dalga mı geçiyorsunuz. Her insanın enerjisi kendine özeldir enerjinin sahibi ikiz kardeşin bile olsa bir ise yaramaz bu kesinlikle senin enerjin. Hadi ama Karan bizimle oynamayı bırak ve ne biliyorsan anlat.
Karan güven verici bir ses tonu ile gerçekten size yalan söylemiyorum benim bildiğim bir şey yok.
Hem ben artık bu işleri tamamen bıraktım.
Grijoy sanki bir şeyler biliyormuş gibi bu o kadar basit değil Karan sen bıraktın diye her şey bitmiş değil.
Konuşmanın böyle ilerlemesi üçününde sinirini bozmaya başlamıştı.
Dan biraz daha konuşmadan sonra anlaşılan bundan bir iş çıkmayacak.
Karan ona bakıp bence de.
Grijoy oturduğu yerde Karanın üzerine atlayıp onu yere devirdi ve arkasındaki bıçağı çıkarıp Karanın boğazına dayadı ve delirmiş gibi bakışla belkide sen gerçek Karan değilsin evet şimdi anladim Karanın kılığına girip bizi kandırmaya çalıştım.
Ama beni o kadar kolay kandıramazsın bıçağı boğazı ile bitişitirip bu senin sin şansın sahtekar ya bize gerçekte kim olduğunu şöyle yada bıçağımla boğazında çok derin ve güzel bir kesik açayım.
Ben bu kadar yıldan sonra bunca yolu geri dönmek için gelmedim.
Giderek kontrolden çıkmaya başlamıştı ve Dan onu durdurabilecek güce sahip değildi.
Bu sırada kapı açıldı ve içeri giren Yinu neye uğradığını şaşırmış bir şekilde bağırarak burda neler oluyor böyle.
Sesi duyan Grijoy başını kaldırıp bir şey yok genç bayan sadece küçük bir konuşma yapıyordu.
Basını tekrar Karana çevirip değil mi Karan.
Karan sanki taştan bir heykel gibi hiçbir tepki olmadan ona doğru bakıyordu.
Grijoy ne oldu Karan yoksa korkudan dilini mi yuttum.
Ama hayır bu korkunun ifadesi değil ne düşünüyorsun Karan hadi bizimle paylaşsana.
Yoksa bay sahtekar mı demeliyim.
Karan hayır sadece neden birden böyle bir tepki verdin onu düşünüyorum.
Birde bir şey soracağım neden hala yerde uzanıyorsun.
Grijoy yerde yatmak mı sen neden bahsediyorsun.
Karan gözlerini kapayıp açınca her şeyi anlayacaksın.
Grijoy gözlerini kapayıp tekrar açtığında kendini yere uzanmış bir halde buldu.
Yerinden doğrulup etrafına baktı.
Dan gerçekten dostum Karana saldırmaya mı çalıştın.
Grijoy gülerek denemeye değerdi değil mi.
Karan ihtiyar bir adama göre oldukça çeviksin.
Masadan kalkıp ona elini uzattı.
Grijoy nefes alıp verdi ve vazgeçtiğini belli eden bir şekilde biraz sıkkın bir gülümseme ile ona doğru bakıp elini tuttu ve ayağa kalktı.
Karanın omzuna elini koyup sana inanmadığım için özür dilerim genç adam sadece bu ise kendimi fazla kapatırdım. Halbuki bu ise sadece eski bir dostun ricası için katılmıştım.
Karan sorun değil zaten bende çok güven veren bir mizaca sahip değilim. Insanlar bana baktıklarında içlerindeki güvensizlik yüzlerine vuruyor. Bunu çok net bir şekilde görebiliyorum. Sanırım değişmem gerek.Grijoy tekrar sandalyesine oturmuştu.
Bu arada genç adam gerçekten çok garip ve bir o kadar da büyüleyici bir yeteneğe sahipsin.
İçine düştüğüm o hayal gerçekçiydi ki sen uyandırmadan kesinlikle fark etmeyecektim.
Nasıl oldu da bu kadar detaylı bir şekilde ayarladın her şeyi.
Karan bunu şu şekilde açıklayabilirim sanırım çok iyi bir hafızaya sahibim.
Grijoy bu hafızadan fazlası bu bir deha peki bu yeteneği ne kadar süreliğine kullanabiliyorsun.
Karan aslında bir zaman ölçümü yapmadım ama yanlış bilmiyorsamben yada bir başkası uyandıran kadar devam ediyor.
Tabi sen fark edersen de uyanabilirsin ama daha önce bunu yapan görmedim.
Gülerek gerçi böyle ıssız bir yerde kimin üzerinde kullanabilirim ki.
Bu sırada kapı açıldı.
Içeri giren Yinu kısa bir süreliğine misafirlerine baktıktan sonra elindeki yemek tepsisini gelip masaya koydu.
Dan somurtgan yüzüne hiç yakışmayan bir gülümseme kondurup
Sanırım sen Karanın eşi olmalısın.
Yinu evet benim adım Yinu .
Dan tanıştığıma çok memnun oldum Yinu ve sana teşekkür etmek istiyorum.
Yinu şaşırmıştı daha yeni tanıştığı bu yaşlı ne için ona teşekkür edebilirdi ki.
Dan gülerek beni en somurtgan öğrencim öğrencim Karana göz kulak olduğun için sana teşekkür ederim.
Yinu pek anlamasada teşekkür ederim diyerek karşılık verdi.
Karan hadi ama usta.
Dan yalan mı söylüyorum sanki 3 saat düşünür yarım saat konuşurdun.
Ama bakıyorum da esin senin gibi birisi değil sanırım zıt kutupların birbirini çektiği söylentisi o kadar da uydurma değilmiş.
Yinu gülerek sanırım haklısınız.
Karana dönüp neyse benim yapmam gerek şeyler var. Zagi yan odada uyuyor odada uyuyor biraz sessiz olursanız çok iyi olur.
Karan yüzündeki öfkeli ifadeyi fark edip ellerini önüne siper etmiş bir şekilde yana sallayıp merak etme çok sessiz olacağız.
Yinu umarım öyle olur.
Bu sırada arkadaki iki ihtiyar gülmemek için kendilerini zor tutuyorlardı.
Yinu odadan çıktıktan sonra Dan muzip ifadesi ile şu Karana da bir bakın bir zaman vahşi topraklara korku salan savaşçı namıdiğer hayalet insanlar adını anmaya bile korkarlardı eskiden.
Şimdi ise aile babası bir adam ve karısından korkar olmuş.
Sanırım neden evlenmediğimi şimdi anlıyorum.
Karan yeniden masaya oturmuşken ikili gülmeye devam ediyordu.
Onlara bakan Karan iç çektikten sonra gülümseyip hayat işte insanı evirip çevirip sonunda çok farklı bir şeye dönüştürüyor.
Dan bize aldırma sen iki yaşlı adam gülmek için bahane arar olduk sadece.
O anda Grijoy birden gülmeyi bıraktı ve iki elini masaya sertçe vurup ayağa kalktı bir anda Dan ve Karan ona doğru baktı. Hızlı bir şekilde nefes alıp vermeye başladı bir gariplik var sanki bir şey buraya doğru geliyor.
Sözünü bitirdiğinde Karan omzuna dokunan eli fark etti.
Karan daha yerinden kıpırdamadan.
Omzundaki el onu sıkıca tutup hızla kedine doğru çekti.
Karan bir anda kendini mavi ışıkların arasına doğru çekilirken buldu aşağı doğru düşüyordu yada yukarı çıkıyordu yada yana bu çok garip bir histi.
Işıklar gözünün önünü kapadı.
Karan gözlerini kapattı ve açtığında başka bir yerde olduğunu fark etti.
Etrafına baktı ortada kocaman bir taht üzeri toz bağlamış karanlık bir taht odası.
Çatlaklardan sızan ışıkta olmasa zifiri karanlık bir yer.
Etrafda aynı şekilde üzeri toz ve örümcek ağı kaplanmış masa sandalyeler.
Masaların üzerine çürümüş yemekler ve pas tutmuş tabaklar bardaklar ve kaşıklar.
Sanki bir zifayetin ortasında terk edilmiş gibi bir hali vardı.
Karanlığın içinde iki mavi göz parladı.
Karan sende kimsin diye sordu.
Karanlığın içindeki adam gerçekten benim kim olduğumu merak ediyorsun.
Karan bu nasıl bir soru böyle diye düşündü kendi kendine.
Bir anda mavi enerji her tarafı sardı ve etraf aydınlandı yerdeki yosunlar soyulup kalktı örümcek ağları uçup gitti ve ışık yeniden içeriye hakim oldu.