Tüm olaylar yatıştıktan ve hayat olağan seyrine döndükten sonra Mumtaz gergin bir ses tonu ile konuşmaya başladı. "Efkan dün neden hiçbir telefonumuza cevap vermediniz? " diyerek serzenişte bulundu. Mumtaz sorusunu sorarken kendinden o kadar emin ve net bir şekikde sormuştu ki Efkan bir an duraksadı. Neler oluyordu ? Mumtaz neden böyle bir soruyu sitem edercesine sormuştu? Ferayenin iç sesi de aynı soruları soruyor ve cevap arıyordu. Bir süre sessizce bakışmalar ile geçen zamandan sonra Efkanın; " Ne zaman aradınız Mumtaz bizi? Telefonlarımız hiç çalmadı." Cümleleriyle Mumtazın şoka uğraması çok uzun sürmedi. Bunu duyan Feride hanım Efkana kızarcasına ; " Ne demek hiç çalmadı? Bütün gün size ulaşmaya çalıştık ve telefonlarımıza cevap vermediniz efkan." dedi. İki tarafta yaşadığı anlam karmaşasının içinde duruma açıklık getirmeye calışırkan şaşkınlıklarına da hakim olamıyordu.Mumtaz tekrar söze girdi " Nasıl yani? Telefonlarınız hiç mi çalmadı?" dedi. Bunun üzerine daha da çok şaşıran Efkan; " Hayır dün bütün gün ormandaydık , piknik yapıyorduk" diyerek cevap verdi ve " Akşam üzeri eve döndüğümüzde sizinle konuştuk" diyerek sözlerine yenilerini ekledi.
Duyduklarıyla daha çok şaşıran Mumtaz ve Feride hanım yavaşca birbirlerine döndüler ve konuşsalar çok şey anlatacaklarına emin bir şekilde karşılıklı bakışmaya bir süre devam ettiler . Bu sırada Efkan ve Ferayede birbirlerine bakıyorlar ve ne olduğunu anlamaya calışıyorkardı.
Nasıl olurdu bu durum? Bir taraf ısrarla telefonlarının çaldıgını ve açmadığını iddia ederken , diğer taraf hiç çalmadığından bahsediyordu, ve iki tarafta gayet ciddi idi. Her geçen saniye akıllarda ki soru işaretleri artıyordu fakat konuya açıklık getirebilecek hiç bir durum da ortada yoktu. İçeriden konuşulanları duyan İzim her zamanki sıkkın ifadesi ile salona geri döndü. Mumtaz ve Ferideye donerek; " Dün evimize kaçta geldiniz?" diye sordu. İzim soruyu sorduğu sırada Feraye İzime korku dolu bir şekilde bakıyor fakat bu durumu diğerlerine belli etmemeye çalışıyordu.
Mumtaz İzimin sorusuna " Akşam üzereydi. Saat yedi gibiydi. Hava kararmaya başlamıştı" diye cevap verdi. Mumtazın cevabını duyan İzim dün ormandan eve bakarken gördüklerini hatırladı ve heyecanla " Evden hiç ses duydunuz mu?" diye sordu. Böyle bir soruyu kimse beklemiyordu ki, herkes bir an duraksadı. Mumtaz tüm bu akıl karmaşasının içerisinde " Hayır hiç bir ses duymadık" diye cevap verdi. İzim aldığı cevabın verdiği hayal kırıklığı ile kafasını öne eğdi ve "Tamam" demekle yetindi.
Tüm bu konuşma sürerken Feraye bir saniye bile gözünü İzimden ayırmamıştı ve onu izlemeye devam ediyordu. Bunu fark eden Efkan Ferayeye doğru eğildi ve sessizce "Ne oldu Feraye? Neden İzime bu kadar korkuyla bakıyorsun? Bana söylemediğin bir şey mi var?" diye sordu. Efkanın seslenişi ile bir an kendine gelen Feraye " Yalnızken her şeyi anlatacağım." dedi ve konuyu kapattı.
Konuşma sürerken her yaşadığı olayda büyük soru işaretleri ile başbaşa kalmış olan Efkanın içini büyük bir bunalma hissi kaplamıştı.
Konuyu daha fazla uzatmak istemeyen Mumtaz Ferayeye dönerek " Haberi duyduk ve çok üzüldük Feraye" dedi. Feride hanımda aynı içtenlikle taziyelerini iletti. Herkes yaşadıklarına rağmen doğal olarak yumuşamaya başlamış ve normal konuşmalarına geri dönmüştü. Mumtazlar bir süre oturduktan muhabbetler edilip yemekler yendikten sonra artık aksam olmuştu ve ayrılık vakti gelip çatmıstı. Mumtaz Efkana " Artık biz kalkalım, eve dönmemiz gerekiyor ve gitmemiz gereken yol uzun biliyorsunuz." diyerek bu güzel anları sonlandıracak cümlelerini kurdu. Tekrar taziyeler iletildikten ve vedalaşıldıktan sonra aile dostları evden ayrıldı. Arabalarına bindi ve son bir selam verdikten sonra uzaklaştı.
İçeri dönen Feraye ve efkan salona geçti. Efkan, saatlerdir sürdürdüğü tüm o yalandan mutluyuz tavırlarını artık sonlandırdı ve Ferayeye attığı çığlığın İzimle alakası olup olmadığını sordu. Feraye bu soruyu duyduktan sonra tekrar gerildi ve Efkana korku dolu bir bakış atarak " Onu gördün mü?" diye sordu. Soruya şaşıran Efkan "gördüm korku dolu bir şekilde odadan içeriye bakıyordu" diye cevap verdi. Ferayenin hızlıca "peki odanın içinde nereye bakıyordu?" demesiyle Efkanın içi buz kesti. "Sana bakmıyor muydu feraye?" diye sordu. Birazdan alıcağı cevap Efkanın korkusunu hiç olmadığı seviyelere cıkartacakatı ve Efkanın bu cevabın ne olduğu hakkında en ufak bir fikiri bile yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kısır Döngü
Mistero / ThrillerÇok farklı yerlerde, şehirlerde, köylerde,kasabalarda... Nerde olursak olalım hepimizin gerildiği, endişeye kapıldığı ve elimizin ayağımıza dolandığı anlar mutlaka olmuştur. Böyle anlar ne kadar çabuk bitsin istesekte, bittikten sonra hepimize heyca...