Payide hanım için bu büyük buluşmanın verdiği rahatlama hissi tarif edilemezdi. Bir yandan ağlamaya devam ediyor bir yandan da tüm yaşadıklarını anlatacak cümleleri toparlamaya çalışıyordu.
Sonunda bu kabus dolu gecenin ilerleyen saatlerinde, tanrının bile unuttuğu karanlıkta anlatmaya başladı.
"Kızım bu söyleyeceklerime inanmaya bilirsin ama sana eksiksiz hepsini söyleyeceğim. Gözlerimi tıpkı bugünkü gibi bir ormanda açtım. Gözlerimi açtığımda biri arkamdan sesleniyordu. UYAN ON GÜN ! daha sonra ses kayboldu ve her yer sessizliğe büründü. Hava karanlıktı hiçbiryeri göremiyordum ve çok korkmuştum bağırmak istedim ama sadece fısıldayabiliyordum.. Öldüğümü ve mezarda olduğumu düşündüm uzunca bir süre harektsiz kaldım. Kalbim bu olanları kaldıramıyordu ve sağlıklı düşünemiyordum. Daha sonra arkamdan gelen sesi hatırlayıp o tarafa döndüm ve dışarıyı gördüm. Kendimi zorda olsa dışarıya attım ve bir ormandaydım. Benden başka ne kimse nede bir ses vardı. Hangi gündeydim? tarih neydi? Buraya nasıl gelmiştim? Kim getirmişti? Neler oluyordu? hiçbirşeyi hatırlayamıyordum. Tek hatırladığım uyumak için yatağa yattığımdı."
İzim bu ana kadar Payide hanımın anlattıklarını şaşkınlıkla dinliyor ve aynı şeyleri yaşamış olduklarına şahit oldukça kafasında soru işaretleri ve korku giderek artıyordu. Payide hanım cümlelerine devam etti. Bulundukları korkunç ormanı ve az önce gördükleri iki yaratığın cevrelerinde olabileceğini aldırmadan.
" Daha sonra ormanda koşmaya ve kendime güvenli bir yer aramaya başladım. Aradan geçen saatlerden sonra korkum giderek azalmıştı ve içinde bulunduğum durumdan kurtulmanın yolunu daha mantıklı düşünebliyordum.Ormanın içinde ilerlemeye devam ederken hiç yorulmadığımı ve normalde ağrıdan beni öldüren bacaklarımın gayet sağlıklı olduğunu fark ettim. Saatlerce koşmuştum fakat vücudumda bir yorgunluk belirtisinden eser yoktu. Bunların hiçbiri mantıklı değildi. Bu kadar korkmayla ölmüüş olmam gerkeiyordu fakat ölmüyordum yorulmuyordum. Eminim biraz düşününce sende fark etmişsindir vucuduna hiçbirşey olmuyor. Seni gördüm koşarken bir cok calıya girdin dala çarptın."
İzim Payide hanımın dediklerini duyunca gercekten vucudunu kontrol etti ve tek cizik dahi yoktu, Tüm bu olaylara rağmen hiç yorulmamıştı. Bu nasıl olabilirdi? Büyükannesine "evet haklısın" diye fısıldadı. "Ne oluyor büyükanne? Bunlar gerçekmi diye sordu. Payide hanımda evet anlamında başıyla onay vererek fısıltılı hikayesine devam etti.
"Koştuğum uzun saatlerin sonunda ormanda ilerlerken gördüğün o lanetlenmiş yaratıkları bende gördüm"dedi.
İzimin göz bebekleri bunu duyar duymaz büyüdü ve içini tekrar korku kapladı. Payide hanım tüm bunları anlatırken hiç korku yaşamıyordu ve bu normal değildi. Bu sırada payide hanım cümlelerine devam etti.
"Onları ilk gördüğümde arkaları dönüktü ve çok karanlıktı. Ben senin kadar şanslı değildim kızım. Onların bir insan olabileceğini düşünüp bağırdım daha doğrusu fısıldadım. Beni duyar duymaz ikiside bana doğru döndü ve koşmaya başladılar. onlar yaklaşırken bende kurtulduğumu düşünüyordum derken vücutlarını ve yüzlerini fark ettim. Evet onlar insan değildi kızım. Ama beni görmüşlerdi ve üstüme geliyorlardı, o kısacık sürede kendimi toparlayabildim ve kaçmaya başladım. Ben kaçarkende soluksuz peşimden gelmeye devam ediyorlardı. O sırada ormanda ilerlerken karşıdan gelen birini gördüm, onunda onlardan olabileceğini düşünüp yönümü değiştirecekken bana doğru elini kaldırıp fısıldadığını duydum. Yinede ona doğru koşmayıp öte tarafa döndüm. Bu sırada o yaratıklar beni bırakıp ona doğru koşmaya başladılar. Bunu fark edip durdum ve agacın arkasına saklanıp onları izlemeye başladım. O kişi hareketsizdi ve onu yakaladılar" dedi ve ağlamaya başladı.
"Kızım onu öldürüp parçalamaları bir dakikadan kısa sürdü. Durumu anlayıp koşmaya devam ettim yaşadığım korku tarifsizdi. Sabaha karşı ormandan dışarı çıkmayı başardım. O sırada fark ettimki evimin cok yakınlarındaymışım sadece karanlık ve ağaçlardan yönümü bulamayıp dairesel şekilde ormanda ilerliyormuşum. Evi görünce hemen koşmaya başladım ve kapının önüne geldim. Üstümde anahtarım yoktu eve giremezdim. Ne yapacağımı düşünürken içeride salonun ışığının yandığını gördüm.Hemen salonun pencerine koştum ve içeri baktım. Kızım inanmayacaksın ama salondaki bendim. Hiç bir şey olmamış gibi yaşıyordum. Ama bu şaşkınlığım çok kısa sürdü kızım çünkü benim hemen arkamda o yaratıklardan iki tane vardı. Orda pencerenin dışında dikilmiş neler olduğunu anlmaya çalışırken yaratıklardan biri beni fark etti. Onun fark etmesiyle içerdeki bana benzeyen kişi hızlıca cama doğru döndü. Göz gözeydik ama sanki beni görmüyordu. Bu karmaşanın içinde izlerken yaratıklar bir anda bana doğru koşmaya başladı ve kaçtım."
İzim duyduklarına inanamıyor babannesine öylece bakıyordu. Bunlar gerçek olamazdı. Payide hanım anlatmaya devam etti.
" Daha sonra tekrar onlardan kaçmayı başardım ve bir kaç gün dağın dibindeki terkedilmiş evde bekledim. Acıkmıyordum İzim susamıyordum. Hiç bir fiziksel hissim yoktu. Bu geçen iki tedirgin günden sonra artık korkmayı bıraktım ve yaşadıklarımı düşünmeye başladım. Kimse beni göremiyordu. Evimdeki bendim. Yaratıklar neden benim arkamda dolanıyorlardı bilmiyorum. İnsanlar beni göremiyorlardı. Ne yapmalıyım diye düşündüm. O yaratıklar ormandaki kişiyi öldürmüşlerdi neden evdeki bana dokunmuyorlardı ama beni görünce peşime düştüler anlam vermeye çalıştım. devam eden bir kaç günde etrafta benim gibi insanların gezindiğini fark ettim. Tıpkı suan seni bulduğum gibi. Birkacını evlerine varıp o yaratıklar tarafından yakalandıklarını gördüm öldürüldüklerini izledim izim. Onlar öldüğünde çok geçmeden gerçek benlikleride ölüyordu. O zaman anladım kızım ''on gün'' uyandığımızda duyduğum ses. Bana birşey anlatmaya çalışıyordu ve bu on gün sonra öleceğim olabilir miydi? diye düşündüm. Peki ölmemek için ne yapmalıydım. Bunu bilmiyorum kızım. Tüm olanları acıkmamamı, susamamamı, yorulmamamı.... Yani bütün parçaları birleştirdiğimde ruh olduğuma karar verdim. Fakat o yaratıklar gerçek benliklerimizin yanında ölene kadar neden bekliyorlardı ve ölünce gidiyorlardı bunu bilmiyorum. Kızım sanki bedenlerimizi bizden koruyorlar!! "dedi dehşet bir ifadeyle.
İzim tüm bu duydukları sonrası yaşadığı kafa karışıklığıyla büyükannesine baktı ve "On gün mü? O sesi bende duydum büyük anne" dedi.
Payide hanım bunu duyunca çok şaşırdı. "Sende mi duydun kızım?" dedi ve içli içli ağlamaya devam etti.Daha sonra izim ağaç kovuğu ve ormanda uyanışını payide hanıma anlattı. Artık azda olsa taşlar yerine oturmuş akıldaki soruların birazına da olsa cevap verilmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kısır Döngü
Misteri / ThrillerÇok farklı yerlerde, şehirlerde, köylerde,kasabalarda... Nerde olursak olalım hepimizin gerildiği, endişeye kapıldığı ve elimizin ayağımıza dolandığı anlar mutlaka olmuştur. Böyle anlar ne kadar çabuk bitsin istesekte, bittikten sonra hepimize heyca...