11-Işık /34

8.5K 511 38
                                    



'Adamlarım o kişileri hiç kimsenin bilemdiği bir depoya götürüyor. Merak etmeyin kimse onları bulamaz. Ve konuşmalarınızda geçen Rocky dağlarındaki kişiyi bulmanıza da yardım edeceğim '

Durum tam olarak nasıldı. Durun anlatayım.
Marey ve onun adamları kavgayı izlediler ve bize yardım ettiler. Marleyin adamları Erdinçleri bağlarken Marley bizi yukarı odasına çağırdı. Yukarı çıkarken gördüğüm görüntünün etkisinden Boranın beni çekmesiyle çıkmıştım. Ama ona bişey anlatmadım ve sıkıca sarıldım.

Daha sonra adamın odasına girdik.
Bize kızıp bağırıp barından atmak yerine yeniden odasına davet etmesi şaşılacak durumdu.
Bizse 6 kişi onun karşısına oturmuş dinliyorduk.
'Hey hey. Derdin ne senin? Bize neden yardım ediyorsun?'
Bora konuşmuştu. Çok şükür adam susmuştu.
'Sadece yardım etmek istedim. Bir nedeni yok!'
Adam sertçe konuşmuştu. Çok sert yüz hatları vr oldukça kaslı vücudu vardı.
'Kimse karşılıksız birşey yapmaz. '
Gözler bana dönmüştü. Mantıklı konuştuğum için kendimi tebrik ederken tekrar adam konuştu.

'Aferin zeki kız. Ama dediğim gibi pek karşılık beklemiyorum. Sizi yeraltı dünyasına dahil etmek istiyorum. Bunun için ne gerekiyorsa yaparım'

Adam yeniden sertçe konuşmuştu. Bu mafya olmamızdaki ısrarını birtürlü anlamıyordum.
'Neden?'
Berk konuşmuştu.
1 haftada yeniden bir büyüme göstermişti. Korkutucu bir görüntüsü olsa da iyi kalpliydi .

'Anlamıyor musunuz? Siz güçlüsünüz
Ve bu gücünüz karşısında hiçbir mafya direnemez. Size sınırsız para ve sizden korkan insanlar vaat ediyorum. Siz de bunu elinizin tersiyle itiyorsunuz. '

Boraya baktım. Bunu çok istiyordu. Herşeyden daha çok.
'Bunu düşüneceğiz. Ama daha önce önemli işlerimiz var. Rocky dağına gidip o adamı bulmalıyız'
'Size yardımcı olacağım. '
'Teşekkürler '
Diyerek bana şaşkınca bakan Boranın elini tutarak odadan çıktım.
'Bu arada 7 nolu deponun adresini mesaj olarak atarım'
Arkama dönmeden yürümeye devam ettim. Adam mafyaydı tabiki telefon numaralarımızı bulacaktı.

'Ne yapıyoruz gençler? '
Berk neşeyle bunu sormuştu. Içimizdeki en iyimser olan oydu.

'Evdekilere haber vermeyelim. Eğer o kökeni bulmaya gideceksek biz bize gideceğiz. Kimseyi bu olaya dahil etmeden. Yalnızca Harleyi Erdinçlerin başına dikelim. Tek güvenilir o içlerinde. '

Herkes kafasını sallarken bardan çıktık.
'Beni takip edin'
Diyerek arabama atladım. Yanıma Bora oturmuştu.

' örgüt bizi buldu ve bizden önce içimizdeki güçsüzleri döndürmeye çalışacaklar. O evde konuşamayız. Onların hepsi düşmanımız olabilir. Bu nedenle bir restoranta gidiyoruz.'

Bora soru soracakken konuşmasına izin vermemiştim ve aklındaki tüm soruları yanıtlamıştım.
Telefonumu çıkarıp Boraya uzattım. Ne yapacağını biliyormuşçasına hızla Harleyi aradı. Onu olayla ilgili bilgilendirdik ve restoranta çağırdık.

'Eee susmaya mı geldik?'
Restoranta gelmiştik ve hepimiz susup yemek yiyorduk. Aç olduğumuzdan değil. Yalnızca nasıl başlayacagimi bilmiyordum ve herkes de durmuş benim konuşmamı bekliyordu.

'Iki gün sonra evleniyoruz. Bu değişmeyecek. Marley ile işbirligi yapacağız. Bize kökeni bulmada yardım edecek ve aynı zamanda Erdinçleri gizli bir yerde tutacaklar. Sende onlarla olacaksın Harle.
Bilgileri tamamen toplayınca kökenin yerini de bulmuş olacağız. Ve bizi uzun bir yolculuk bekliyor. Rocky dağlarına gideceğiz. Kökeni bulup bir şekilde panzehiri alacağız. Ve sonuç. Kuzenlerimiz ve diğer mortemleri kurtaracağız. '

Herkes susmuş dikkatle beni dinliyordu. Planı kurmuştuk. Hiçbir aksilik olmadığı sürece gayet iyi işler ve kazanırdık. Sonrasında ne yapacağımız şuan umrumda bile değildi. Normal bir şekilde yaşamaya devam ederdik büyük ihtimalle.

Tekrar yemeğime döndüm. Uzun ve yorucu günler bizi bekliyordu. Kuzenlerimi kurtarmamız zaman alacaktı. Onlar için herşeyi göze alıyordum.

Emre ve Dünyanın sesiyle kafamı yemekten kaldırdım. Birbilerinin suyunu dokmeye çalışıyorlardı. Ikisi de sularını ellerine almış ve koruyor aynı zamanda karşı tarafın suyunu dökmeye çalışıyorlardı
İnsanların içinde olduğumuz için elementlerini de kullanamıyorlardı.
Sonunda gizlice ikisinin de suyunu kaldırıp başlarından aşağı döktüm. Ikisi de çığlık atıp kalktı. Onlara güldüm.

Bana sinirle bakarken tuvalete gittiler. Arkalarından yalnızca el salladım.

'Gelsene benimle '
Bana güzel bakan Borayı takip ettim. Ayağa kalkmış elini bana uzatmıştı. Elini tutarak kalktım.
'Nereye?'
Bana dönüp göz kırptı ve elinde benimle yürümeye devam etti.
Sonunda geldiğimiz yer restorantın terasıydı.

'fark ettim ki. Uzun zamandır bu planları kurmaktan birbirimizle ilgilenmiyoruz. Sana sevgimi hissettiremiyorum bu sıralar. Ve iki gün sonra evlenecek olmamıza rağmen mutlu değiliz. '

Kafamı kaldırıp gözlerine baktım. Çok güzel bakıyordu. Gülümsedim. O da bana gülümsedi. O gülümseyince içimde birşeyler oluştu.
Aşık insana ne olurdu bilmiyorum ama bna hiç iyi şeyler olmuyordu. Gözlerimi kapatıp o hissi daha iyi yaşadım. Gözlerimi açınca etrafımızda bizi saran gökkuşağı gibi ışıklar vardı.
Şaşkınlıkla etrafıma bakıyordum. Bu ışıklar nasıl oluşmuştu.
Tekrar umursamadan Boraya döndüm. O da ışıkları fark etmiş ama umursamıyordu.

Gülerek ona yaklaştım. Boyu çok uzun olmasına rağmen kafasını eğmiş ve dudaklarımızı buluşturmuştu. Elimi boynuna koyunca o da ellerini belime koyup beni kendine çekti ve havaya kaldırdı. Ayaklarım yerden kesilirken beni tutuyordu ve deli gibi öpüşüyorduk.

Sonunda benden ayrılınca kapalı olan gözlerimi açtım. Etrafımızı saran ışık o kadar artmıştı ki insanın gözleri kamaşıyordu.

Terasta kimsenin olmaması bizim şansımızdı. Eğer biri olsaydı bu ışık yüzünden başımız derde girerdi.

Bunu daha fazla düşünmeden tekrar dudaklarımızı buluşturdum.


22.06.2018

YALNIZ MELEZ (TAMAMLAMDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin