12-DÜĞÜN /35

8.7K 467 77
                                    

Düğün zamanı gelmişti. Bora New York'un en güzel yerlerinden birini düğün için kiralamıştı. Düğünden hemen sonra ise iki günlüğüne balayına çıkacaktık. Biliyorum hiç sırası değil ama bize çok ısrar etmişlerdi.

'Ya ne balayı ne saçmalıyorsunun!'

'Gece haklı. Bu kadar olayın içinde bide balayına mı çıkalım? '
Diye bana katılmıştı.

' Hayır ya. Hem balayısız düğün mü olur?'
'Olur bal gibi de olur!'
Diye Dünyaya karşı çıktım.
'Sende diyorsun BAL gibi bir BALayı'

Dünyaya göz devirip önüme döndüm

' Dünya haklı. Gideceksiniz o kadar!'
Diye ortaya ağırlığını koymaya çalıştı Emre .
'Anca sevgilini savun '
Diye yastık attı Bora. Onlara pis bakıslarımi atıp önüme döndüm.
'Anlamıyor musunuz? Bu kadar işin içinde ne balayısı?'

'Gece siz gidince bir araştırmalara ara verecek değiliz. Hem burda boş boş oturuyordunuz. Birşey bulduğumuz olmasa da siz orada boş boş oturursunuz bizde burda çalışmalara devam ederiz'

Kaan da lafa karışınca ağzımı açıp itiraz edecektim.

'Itiraz yok. Gidecekiniz bitti!'

Böyle işte. Şimdi ise odada saçlarım yapılmış Borayı bekliyordum.
Kapıdan ses gelince döndüm. Dünya kapıyı tutmuş açtırtmıyordu.
'Dünya delirtme beni aç şu kapıyı! '

Dünya zorlanarak kapıyı tutuyordu.
'Hayır!'
'Dünya aç bak kapı kırılacak!'
'Ya hayır'

O sırada arkadan Emrenin sesi geldi.
'Abi bahşiş istiyor anlasana'
'Ne kadar istiyorsun? '
Bir haaaa lamanın ardından bunu sormuştu.
Ben o sırada ne yapıyorum biliyor musunuz?
Çekirdek yiyom. Nereden buldum bilmiyorum. Ama izlediğim olay film sahnesi gibiydi. Çekirdeksiz olmaz.
Dünya sırıtarak bana döndü ardından sırıtması bozuldu.

'Geceee ne yapıyorsun sen? Nerden buldun onu! Bırak çabuk '
Diye koşarak yanıma geldi. O sırada kapıya güç uygulayan Bora Dünyanın çekilmesiyle yere yapıştı.
Ben gülerek bu sahneyi izlerken Dünya söylenerek elimdeki çekirdeği aldı.

Bora sinirle yerden kalktı. O sırada göz göze gelince durmak zorunda kaldı. Siniri yüzünden gitmiş gülümsüyordu. 1 saniye geçmeden arkasındaki Emrenin ona çarpmasıyla sarsıldı.
'Abicim niye aniden duruyosun yürüsene!'
Sonunda Bora bana doğru adım atmıştı.
' hadi biz çıkalım '
Diye zorla Emreyide alarak çıktı Dünya. Tekrar Boraya dönünce ona bir kere daha aşık oldum.

Yüzündeki sert mizaca rağmen ağlıyordu!
O ağlıyordu.

Yüzündeki sert mizaca rağmen ağlıyordu!O ağlıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




Merdivenin başına gelmiş beni bekleyen Berk in koluna girdim. Aşağıda Bora ve diğer arkadaşlarımız beni bekliyordu.
Düğün çok az kişiyle yapılıyordu. Mortem okulundan birçok mortem gelmişti ama yine de çok az kişiydik.

Birçoğu kıskanç gözler arasında aşağı indim. Bay Marley de gelmiş ve gülerek bizi izliyordu. Yanında ise sanırım eşi diye tahmin ettiğim bir bayan ve bir genç vardı.

Boranın yanına gelince Berk sessizce
'Annemi sana emanet ediyorum. Ona iyi bak!'
Dedi. Ama tabiki duymayan yoktu sanırım.
Ama Marley'in eşinin
'Anne mi?'
Diye sormasıyla sanırım kelimesini cümleden çıkartıyorum. Mortemlrin kulakları iyi duyduğu için anlamışlardı ve Marleyler de bize yakın olduğu için duymuşlardı.

Kadının sorusunu es geçip nikah olacak yere gittik.

' Ayağına baasss ayağınaaa!!! '
Diye anıran Dünyadan başkası değildi.
Bende Dünyaya anırma bakışları atıp sert bir şekilde Boranın ayağına bastım.
'Ahhhh sanırım ayağım kırıldı!'
Diye bağırınca ayağa kalkıp korkuyla ayağına baktım.
'Pisliik korkuttun beni. Hani hiçbirşey yok ayağında '
Diye tekrar yanına oturdum.
Gülerek beni kendine çekti ve alnımdan öptü.
O öpünce nikah memuru konuştu
'Gelini öpebilirsiniz!'

Kızlar arkama geçmişken erkekler biraz uzakta bizi izliyordu. Elimdeki gelin çiçegini atacakmış gibi birkaç kere salladım.
Sonunda ise arkama bakmadan attım.
Herkesten şaşkınlık sesleri gelirken merakla arkama döndüm. Çiçek kime gitmiş diye.
Kimsenin elinde çiçeği göremeyince herkesin baktığı yere yani salonun tavanına baktım.
Çiçek avizeye takılmıştı!
Ben şaşkınlıkla ağzımı açınca Bora gülerek yanıma gelip alnımdan öptü.

Ona dil çıkardım ve üzgünce çiçeğe baktım. Ama ben onu çok sevmiştim.
Tam içimden bunu geçirirken çiçek hareketlenip yere düştü.
Çiçeği eğilip alan ve Dünyaya veren Emreden başkası değildi.
'Al hayatım sana çiçek aldım. Sonra bana niye çiçek almıyorsun diye başımın etini yeme!'
Ve ardından kafasına çiçek yiyen bir adet Emre.
Hey durun bi kere. O benim çiceğim!!




Şimdi düğünden çıkmış eve gidiyorduk. Cidden bizim için çok yorucu bir gündü. Tabi insan olsak öyle derdim. Pek yoruldugum söylenemez.

Kafamda tekrar sesler yankı yaptı ve gözümün önüne görüntüler düştü.

Uçurumun kenarındayım. Yanımda Bora yok bu sefer. Saçlarım kısalmış. Kalbimde yokluğu veren bir acı var.
ve bir ses duyuyorum.

Wabi-Sabi

Hızla gözlerimi kırpıp kendime gelmeye çalıştım. Bu gördüğüm şeylerden bizimkilere bahsetmem gerekiyordu ama bugün değil. Çünkü bugün benim günüm.

'Hadi çılgınca birşeyler yapalım! '
Dedim heyecanla. Saçma sapan gördüğüm şeyler yüzünden modumu düşürecek degildim.

'Ne gibi ?' Dedi bana alttan alttan bakarken.
'Bu tipimizle gidip hamburger yiyelim. Hadi ne bakıyorsun öyle dönsene Burger king şu tarafta!'

Diye direksiyona elimi attım. Bora elimi tutup direksiyonu çevirdi ve Burger kingin önüne park ettik.

Bize şaşkınca bakan görevliye sipariş verdik ve şaşkın bakışlar içinde güzel bir şekilde hamburgerlerimizi gömdük.

Bize şaşkınca bakan görevliye sipariş verdik ve şaşkın bakışlar içinde güzel bir şekilde hamburgerlerimizi gömdük

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.





28.06.2018

YALNIZ MELEZ (TAMAMLAMDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin