29-Hesap /52

7K 441 70
                                    

Frank'ı hatırladınız mı?
Mortem okulunu kurduğunu söyleyen yalancı piç.

"Vay vay vay. "
Dediğinde arkada duran mortemler öne çıkmıştı.
Mortemleri kokusundan hissedememiştik. Ama şimdi çok yakında hissediyordum. Bunu büyüyle yaptıklarını biliyordum.

Koray ve Marley anlamsızca Franka bakarken Dünya Ece Burcu Rüzgar Aras ve Emre benim arkama geçmiş saldırı pozisyonundaydı. Berk ise adamı biryerden hatırladıģını dile getirdi. Bizim saldırı pozisyonu aldığımızı fark edince zararlı olduklarını anlamış ve onlar da arkama geçmişti.
Koray da bize katıldı. Arkada bir didişme yaşanınca dönüp baktım.
Marley eşi Kateyi arkasına almaya çalışıyor ama Kate izin vermiyordu. Benim bakışımla ikisi de durdu.
Burada biz can derdindeyken onlar et derdine düşmüştü . Onlara ciddi bir bakış attınca kendilerine geldiler. .

Tekrar önüme dönünce Frank'ın Koray Marley ve Kate'ye baktığını gördüm. Onların mortem olmadığını biliyordu.
"Siz şu tas sayesinde bize kafa tutabiliyorsunuz demek"
Dedi gülerek. Bir dakika. Koray da taş yok ki.
Hızla arkama döndüm. Koray duygularıyla anlamsızca bize bakıyordu.
Taşı çalınmıştı ve bizde taş olduğu gerçeği onu afallattı.

O anda az önceki kavga gözümün önüne geldi. Koray bir mortem kadar güçlüydü. Çok güçlü.
Kaşlarım havada şaşkınca ona döndüm. Hemen kendini düzeltti.

"Ne var. O kadar değerli bir taşı tek parça halinde koruyamazdım. Yarısı hala bende!"
Ona sinirle bakmaya başladım. Pislik bir yalancıydı.
Durdu. Kafasını karıştırdı. Gözlerini büyütüp bize baktı.

" ama diğer yarısı nasıl sizde oluyor? "
Yüzünü kaplayan sinirle bana döndü.
"Taşı çalan sizsiniz! Siz Mortemsiniz!"
Diye bağırdı.
Ah beyimiz birşeyleri yeni yeni kavrıyordu .

"Yeter bu kadar gürültü"
Dedi Frank.
"Seninle sonra görüşeceģiz!"
Diye fısıltısını duydum Koray'ın

Onu takmayıp sinirle Franka bakmaya başladım.
Ne hakla buraya gelmişti
Aslında onun gelmesi iyi olmuştu. Onun eceli ben olacaktım. Düşüncelerimi dile getirdim.

"Vay be. Ne zamandan beri eceline koşar oldun?"
Diye sordum keskin bir sesle. Benden korkuyordu. Bunu en derinlerinde hissediyordum.

"Ahh Gece. Hala çok komik bir kızsın. Biliyorsun sizinle yarım kalan bir işimiz var. Ama bugün bunun için burda değilim. "
Gözleri Erdinç ve Gizeme kaydı.
"Bugün burda olma amacım sen değil onlar. Onlarla kapanması gereken daha önemli bir meselem var"

Kaşlarım kalkmış hayretle onu dinlemiştim.
Gözleri sinirli bir şekle bürünmüş ve bakışlarının odağı Erdinç le Gizemdi.
Ben onun önüne geçerek bakışlarına kalkan oldum. Erdinc ve Gizeme ne kadar sinirli olsam da onları koruma içgüdüm beni bitiriyordu. Ikisine de değer verdiğim gerçeği can sıkıcıydı.

"O zaman gel de meseleni hallet. Ve bize birazcık hesap ver gelmişken. Ha?"
Diye sordum. Frank güldü. Ardından gözünü hepimizin üzerinde gezdirdi.

"Bora nerede Gece? O çok sevdiği sevgilisinin yanında mı yoksa?"
Ahh bu sözleri beni bitirmişti. Sinirle bağırarak üstüne yürüdüm. Nereden biliyordu tüm bunları.
"Sen.."
"Çok saf ve aptalsın Gece. Onun aşkı seni kör etti ve sen bunun farkında degildin. Ama merk etme bunun farkında olan birileri vardı.
Ne sizi izleyen ne sizi sürekli takio eden ne de sizi sürekli bize bildiren mortemlerden habersizdiniz. Siz ne yaptıysanız an be an izledik..."
Elinde kutuyla bir mortem ona yaklaştı. Kutuyu Franka verip geri döndü. Frank gülerek kutuyu açıp içinde olanları önümüze savurdu. Kutudan onlarca resim ayaklarımın dibine düştü. Hepsinde ben vardım. Hepsinde ben ve Bora vardık. Her anımızda çekilmiş resimlerimiz.

YALNIZ MELEZ (TAMAMLAMDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin