13-Yol /36

7.8K 441 54
                                    

Karşımda duran adamın yüzüne bir ymruk daha attım. Etrafımızda bizi izleyen insanlar daha da bağırmaya başladı.
'NEMESIS! NEMESIS! NEMESIS!'

Sürekli böyle bağırıyorlardı. O kelimenin anlamını bilmiyordum. Ama Nemesis bendim. Bunu biliyordum.

Kan içinde kalmış adamı kaldırdılar. Ve yanıma gelen adam elimi tutup kaldırdı.
'KAZANAN HER ZAMANKİ GIBI NEMESIS!'

hiçbirşeyi anlayamıyordum. Ben neden buradaydım.
Kalbimi dinlemeye çalıştım.
Orada büyük bir boşluk vardı.
Bu boşluk canımı sıktı.
Birşeye alışmıştım
Bu boşluğa alışmıştım.
Saudade.
Saudade diye geçirdim içimden.
Birşeyi kabullenmişti bu beden.
Buz kalpli biri olmuştum.
Kafamda tekrar aynı ses yankılandı.
WABİ-SABİ

WABİ-SABİ

Hızla kalktım. Bana merakla bakan Boraya döndüm.
Arabadaydık. Balayı için yola çıkmıştık ve ne olmuşsa uyuya kalmışım.
Bana merakla bakan Boraya döndüm ve cesaret verircesine gülümsedim.

Ama kendimi sakinleştirmekte zorlandım. Çok kötü hisler oluşmuştu vücudumda.
'Aynı kâbuslardan'
Diye cevapladım soru soran gözlerini.

Yola çıkalı 2 saati geçmişti. Nereye gidiyorduk bilmiyorum.

Düğünden sonra eve gelmiş ve hazırladığımız valizleri alarak yola çıktık.
Hava karanlıktı. Bora buna rağmen oldukça hızlı sürüyordu.
Canım oldukça sıkılmıştı.
Ayaklarımı Boranın kucağına uzattım.
'Hayatım?'
'Efendim birtanem'
Ne zamandır kafamı kurcalayan soruyu soracaktım.
'Aileni öldürdüler ya. Sen tek çocukmuydun? Yani kardeşin falan yok muydu?'
Bir yere daldı ve düşündü.
Düşündüğünü nereden anladın diye sormayın. Her insan düşününce garip durur. Bir yere dalar ve gözlerini oradan ayırmaz.

Ben hala cevap beklerken sağ şeritte bulunan araç hızla önümüze geçti.
Üstelik sinyal bile vermemişti!
Bora kendine gelip arabayı durdurana kadar 230 hızla giden biz önümüzdeki yavaş araca çarptık.
Yavaş dedigime bakmayın hızı en az 170 vardır.
Son anda frene bassa bile arabalar çarpıştı. Ben yan oturduğum için torpidoya tutunsam bile ayak koyduğumuz o araya düşmüştüm.

Bora ise emniyet kemeri sayesinde rahattı. Boranın kucağında kalan bacaklarım sıkıştı ve kırılmak üzere olduklarını hissettim.

Bora yardımcı olurken sıkışmış bacaklarımı kurtardık.
Bora önce beni kontrol etti.
'Gece! Birşeyin var mı? Iyi misin? Bacakların! Onlar nasıl!?'
Telaşlı sesi beni korkutuyordu. Benim için endişelenmişti. Elimi yanağına koyarak ona baktım.

'Birşeyim yok. Sen benim için endişelendin mi?
'Tabi endişelendim!'
'Benim birşeyim yokta az sonra o arabanın sürücüsü bu kadar sağlam kalamayacak!'

Ikimizde kendimize geldik. Birşeyim olmadığına ikna edince arabadan indik. Önümüzde bulunan mavi BMW nin sürücüsü inmiş arabasındaki hasarı kontrol ediyordu.
Bora
'Ne yaptığını sanıyorsun sen?
Diye çocuğa yumruk attı .
Ben onu tutmazken o çocuğu altına almış yumrukluyordu.
Yoldan geçen birçok araba durmuş kimi izlerken kimi kavgayı ayırmaya çalışıyordu.
'Senin yüzünden karımı bacakları kırılıyordu lanet pislik!'

'Abi sakin ol!'
Birkaç kişi Borayı çekmeye çalışıyor aynı zamanda konuşuyorlardı .
Güçleri yetmeyecek. Ama bunlar farkında değil. Sonunda polis gelmesin diye olaya el atmaya karar verdim.
Bırakıyım da polis gelsin. Sonra uğraş emniyette. Balayını buna çeviremezdim tabi ayıracağım.

Boranın arkasına geçtim. Beni fark etmemişti. Iki kolundan tuttum ve çektim. Hiç güç harcamamıştım. Ama benim gücümü gören insanlar korkuyla bana bakıyordu.

Borayı kenara çektim
'sakin ol!'
Uyarımı da yapıp yerde yatan çocuğun yanına gittim. 25 yaşında anca vardı. Arabada iki genç vardı yalnızca
Biri dayak yerken diyeri ayırmaya çalışmış ve Boradan yediği bir yumrukla yere düşmüştü. Diğeri ise Boranın taramalı tüfek yumruklarına mağruz kalmıştı ama ona rağmen ayağa kalkmıştı.

Güçlüydü ama bir Bora olamazdı diye kendimi toparlayıp yanlarına yaklaştım.
'Hayır kardeşim anlamıyorum. 230la giden arabanın önüne kırıldığı nerede görülmüş!'
Diye çemkirirken iki çocukta dikkatle bana bakıyordu
'Gece!?'
What?
Beni nereden tanıyorlardı?

Bora beni tanıdıklarını fark edince yanıma gelmişti.
'Ya şey. Hatırlamadın mı bizi? Hani şu bay pislik?'
Çocuğa dikkatle bakınca yüzü tanıdık gelmişti. Sadece yılların izleri kazınmıştı yüzlerine.

Iki sene önce Türkiyeye gitmeden önce burada kalıyordum ve burdan tanışıyorduk.
'Ah evet hatırladım. Çok değişmişsiniz!'
önceden ergen tipli oldukları için bu halleri garip gelmişti.
'Sen hiç değişmemişsin. Hala aynı Gece. Ve hala Gece kadar soğuk '
Bu dediğine göz devirdim. Sensin soğuk!

'Burada ne işin var?'
Sorusuyla yanımdaki Borayı hatırladım. Boraya döndüğümde tek kaşını kaldırarak önündeki ikiliye bakıyordu.
'Tanıştırayım eşim Bora. Bizde buraya balayı için gelmiştik. Ama aksilik işte!'

'Ne aksiligi ya. Iyi ki kırmışım önünüze. Yoksa karşılaşamayacaktık. Bu arada ben Jerfy buda Alex. Gecenin liseden arkadaşlarıyız'

Bora şaşkınca kaşlarını kaldırdı. Arkadaş kısmına takılmıştı.
'Bora' diyerek kendini tanıttı.

'Pek arkadaş sayılmayız aslında. Yalnızca bir kere Alex okulda birkaç çocuktan dayak yiyordu ve onu kurtardım. '
Diyerek kendimi kurtardım. Alex ve Jerfy bozulmuştu.
'bay pislik?'
Diyen sorunca Jerfy öne atladı.
'O ben oluyorum. Nedeni ise yemekleri birbirine karıştırmak ve onları yemekle aram iyidir. Ordan kalma bir lakap'
Diyerek açıkladı.

Pek yakın olmasakta sohbet ederdik arada.
Gitmemiz gerektiğini sonunda fark edince
'tekrardan kusura bakmayın. Bizim yüzümüzden kaza yaptınız '
Ben kafamı sorun yok gibisinden sallarken Bora başıyla onayladı.

'Gece al bu numaram. Yine konuşuruz!'
diye elime kart verdi.
Babasının yönettiği şirketin başına geçmiş ve onun kartını vermişti.
'Birgün mutlaka beklerim kahve içmeye'
Deyince kafamı salladım. Pek olanak veremiyordum maksat garip karşılanmamak.

Sonunda arabaya binince Bora elimdeki kartı alıp cebine koydu.

'Tabiki onlarla görüşmeyeceksin!'





05.07.2018

Bugün Limon'un doğum günü.
Yani benim.

Doğum günümü kutlayan herkese teşekkür ediyorum.

Ve sizin için bugün bikac bölüm atıyorum.
Iyi okumalar...

Ha bide. Lütfen yorum yapın. Eleştiri veya beğeni.

Hiç fark etmez.
Emin olun hepsini tek tek okuyorum...


YALNIZ MELEZ (TAMAMLAMDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin