Güldüm. Sinirimi belli edersem müthiş vampir guclerim benden habersiz ortaya çıkardı. .
Gülmeme dahada sinir olmuşa benziyordu. Beni hızla yere itip karnima tekme atmaya başladı. Kedimi daha fazla tutamadım ki yavaştan rüzgar esmeye başladı . Hatta...
' benim bir taşım vardı. Dünyada yalnızca bir tane bulunan bir taş. Ve bu taşım bir süre önce çalındı. Sizden o taşı bulmanızı istiyorum. Taşı kimin çaldığını biliyorum. Şuan nerede olduğunu da. Sadece bir plan yapacak ve o taşı siz de çalıp bana getireceksiniz. Şartım bu'
Kafamda düşünceler döndü.
'Neden siz değilde biz çalıyoruz?' 'Ben artık yetişemiyorum. Hem adamlar beni tanıyor. Elimi kolumu sallayarak girip o taşı alamam. Bunu siz yapabilirsiniz. '
'O adam kim. Nerede oturuyor. '
'Koray Yılmaz. Türkiyede oturuyor'
'Hassiktir!' Diye ayağa kalkan Boraya baktım. Aynı şekilde Emre de ayaklanmıştı.
'O adamı tanıyorum. Türkiyedeki en iyi mafya babası denebilecek biri. Bu yaptığımız delilik!'
Diye bağırdı. Zihnine girince o adamla hiçte iyi anıları olmadığını anladım. 'Evet bende tanıyorum. Dünya mafyasında da tanınan bir adam. ' Diye konustu.buraya geldigimizden beri konuşmayan Marley.
'Yakın zamanda bir sergi düzenleyecek. Ve o sergideki en gözdesi de benim taşım olacak. En uygun zaman sergiden hemen sonrası. '
Kafamı ellerimin arasına aldım. Sıradan hayattan sıkılmıştın. Al sana ekşın Iç sesimi takmadım.
'Hadi gidiyoruz. ' Diye ayağa kalktı Emre
'Sende bizimle geliyorsun. Taşı aldıktan hemen sonra bize panzehiri vereceksin ve o zaman kadar birlikteyiz. '
Diye devam etti Bora . Adam hoşnutsuz bir şekilde ayağa kalktı.
Yukarı çıktı. Kısa süre sonra elinde bir çantayla geri geldi. Ve hep birlikte evden çıktık.
Tekrar eve dönmüş çalışma odasında oturuyorduk. Bu sefer yanımızda Stark da vardı. Adını yolda söylemişti. Stark.
'Adamımız bu' Diye önüne dosya attı Emre. Dosyayı inceledim.
Adamın birçok resmi vardı. Adam tehlikeli bir tipti. Mafya olması da cabası. Ama bunu yapmak zorundaydık.
25 yaşındaydı. Boradan 2 yaş büyüktü.
Yakışıklıydı. Türkiyedeki birçok kız peşinde dolanıyordu.
Zengindi. Silah ve uyuşturucu kaçakçılıkları sayesinde.
Polise yakalanmıyordu. Tutuklanıyordu ama Her seferinde delil eksikliğinden serbest kalıyordu.
Psikopat biriydi. Ona kötülük yapanlara işkence yapıyordu. Işkence yaparken bile resimleri vardı.
Bu adam tam bir manyaktı. Ama olsun. O manyaksa biz deliyiz.
'Bu adam dövüşte çok iyi. Ve biz bunu kullanacağız!' Diyen Marleye döndüm. 'Nasıl yani?'
'Bu adam Türkiyede olduğu kadar burada da sokak dövüşlerine katılıyor. Bu nedenle çok tanınıyor. Onu şu ana kadar yenen hiç olmamış. Ve sen ilk olacaksın' Derken eliyle beni gösterdi.
'Neden ben değilde O?' Izin vermiyorum der gibi söyledi bunu Bora. ' çünkü kendisiyle dövüşecek adamları önceden uyarıyorlar bilerek yenilmesi için. . Bunu göze alamayız. Adamın gözüne girmeden seni öldürmeye kalkarlar. Ama bir kızın onu yeneceğini tahmin bile edemezler. Ve Gece bu sayede adamın dikkatini çekecek. '
Ben onaylarken Bora hala karşı çıkıyordu.
'Ama önce sizi tanıtmamız lazım. ' 'Bunu nasıl yapacağız?' Diye sordum.
' Önce ufak maçlarla başlayacağız. Daha sonra en büyük maçların yapıldığı yere gireceğiz. Bu sayede tanınmış olacagiz. Ama biryandan sa silah kaçakçılığı işine girip adam haklamalıyız. Mafya dünyasında da tanınmalıyız. '
Bu yol çok uzundu. Ve biz bu yolu sürünerek tamamlamaya çalışıyorduk. Başaracaktık. Başka çağresi yok.
'Başaracağız! ' Diye bağırdım. Sonra herkes bağırdı.
'Başaracağız! '
Önümde bana sırıtarak bakan adama daha da sinir oldum. Şuan bulunduğumuz yeri önemsemesem üstüne atlar kafasını koparırdım. Ama maalasef mümkün değil. Çünkü bir ringde dövüşe başlamak üzereyim.
Planların üzerinden 1 ay geçti. Planlar tam tıkır ilerliyor. Birçok maça çıkıp adam patakladık. Yada hastanelik ettin her neyse işte.
New York ta en önemli dövüş yerlerinden birindeydik. Buradaki ilk maçımdı. Izlemeye gelen birçok kişi diğer maçlarımdan beni biliyordu ama beni ilk kez görenler şaşkındı.
'Bir tarafta ölüm diğer tarafta ise yeni kraliçemiz Nemesis!'
