Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Annemin acele edişinden dolayı dolabında bir türlü bulamadığı pantolonunu gözüme kestirdiğimde uzanıp aldım ve ona uzattım. Önüne uzatılmış pantolonu hızlıca çekip minik bavuluna yerleştirdiğinde gözleri odada son bir kontrole çıktı. Her şeyini aldığından emin olduğunda, acilen ortaya çıkan iş gezisi yüzünden söyleniyordu.
"Çıldırmak üzereyim! İş gezisine gidileceği bir saat önceden mi haber verilir? Bu insanların hiç mi hazırlığı yok? Bir haftaysa bir haftadır." Ofladıktan sonra kapattığı dudakları çatılmış kaşlarıyla onu şirin gösteriyordu. Sanırım anneme benzememle alakalı mutsuz olduğum tek yanımdı bu. Sinirlenince şirin olmak. O kadar zor bir durumdu ki, karşınızdaki asla sizi ciddi bir şekilde dinlemiyor, doğru düzgün kızamıyordunuz bile. Gelin görün ki ben, annem sinirlendiğinde ölesiye korkardım ama.
Yarım saat önce gelen telefonla birlikte hazırlamaya başladığı bavulunu müthiş bir hızla bitirmiş olan annem. Hızlı bir duş almak için havlusunu alıp banyoya ilerlemişti. Ben de bana ihtiyacı olmadığını bildiğimden aşağı inmiş, Lisa'ya mesaj atmıştım. Annem iş gezisine gideceği için Lisa'nın babasıyla konuşmuştu. Bir hafta boyunca onlarda kalacaktım. Lisa'dan gelen mesajla instagramdan çıkıp mesajlara girdim.
Lalaland: Babamı ikna ettim.
Sevinçle sırıttım ve telefonu kapattım. Bu sırada annemin kilitlediği banyo kapısını açma sesi kulaklarımı doldurduğunda şaşkınlıkla ağzım aralandı. Telefonumu açıp saate baktığımda sadece beş dakikada duş alan annemi flash dizisine konuk oyuncu olarak göndermeyi düşünmüştüm. Bu sırada Lisa'dan gelen ikinci bir mesajla tekrar mesajlara girmiştim.
Lalaland: Annen çıkar çıkmaz beni ara. Taehyung senin yalnız kalmaman gerektiğini söylemişti.
Gözlerimi devirmeme engel olamazken Lisa'ya basit bir 'tamam' yazıp gönderdim. Taehyung veya Jungkook isimleri şu aralar sinirlenmemden başka bir şeye yaramıyorlardı. İkisi de sürekli arıyor, bir terslik olup olmadığını soruyorlardı. Neden ayrı ayrı aradıkları hakkında bir fikrim de yoktu ya, neyse. Sözde benim Lisalarda kalmam gerekirken Lisa babasını ikna etmiş, o bizde kalacaktı. Neden mi? Evde yalnız olmak hep daha iyiydi çünkü.
Kesilen saç kurutma makinesinin sessizliği kulaklarımı rahatlatırken annem bavuluyla merdivende gözükmüştü. Bavulunu indirdiğinde çağırdığı taksinin geldiğini camdan görmüştüm. Annem de benimle eş zamanlı olarak gelen taksiyi fark edince hızlıca yanıma gelmiş sıkı sıkıya sarmıştı bedenimi. Gülümseyerek bende sarıldığımda, saçlarımı geriye atmış boynuma ve yüzüme öpücüklerini sıralamaya başlamıştı. Yüzümü buruşturduğumda ise geri çekilmeyi sonunda başarabilmişti. "Yarın Lisa'lara gidene kadar yemen için dolapta yemek var meleğim, Lisa'lara giderken diş fırçanı almayı unutma. Bu arada saç kremini de götür sonra saçların çabuk yıpranıyor. Kalın kıyafetlerini koy, çorapsız gez-"
