thαnk чσu

1.8K 171 73
                                    

Arka koltukta geçen rahatsız yolculuğun sonunda, sarsılmayı kesen bedenimle durduğumuzu anlamıştım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Arka koltukta geçen rahatsız yolculuğun sonunda, sarsılmayı kesen bedenimle durduğumuzu anlamıştım. İki kapı da açıldığında, açılan diğer iki kapı sesiyle bir süre sessizlik oluşmuştu. Gözlerimi açmaya zorlasam da başarısız oluyor, sadece sesleri dinliyordum. Göz kapaklarımın üzerinde tonca ağırlık varmış gibi hissediyordum.

"Ben taşırım."

"Ben taşırım."

Kulağıma doluşan iki erkek sesi, Taehyung ve Jungkook'a aitti. Uzun süren sessizlik sonucu dudaklarımı araladığımda, sesim kedi mırıltısı gibi çıkmıştı.

"T-Taehyung..." Gözlerimi yarım bir şekilde araladığımda, Taehyung'un zafer sırıtışı yerleştirdiği yüzüyle karşılaşmıştım. Başımın arkasında kalan kapı sertçe geri kapatıldığında irkilmiştim ancak buna fiziksel bir tepki veremeyecek kadar yorgundum. Büyük eller belimi ve bacaklarımı kavrayıp beni arabadan çıkardığında, başımı Taehyung'un göğsüne yaslayıp gözlerimi tekrar kapatmıştım. Çalan telefon sesi ve kapatılan bir kapı sesinin daha ardından Taehyung adımlamaya başlamıştı. Anahtar sesi telefon melodisine eşlik ediyordu. Kapının açıldığını duyduktan bir süre sonra yumuşak bir zemine bırakılmamla mırıltılar çıkararak bacaklarımı kendime çekip rahat bir pozisyona geçmiştim.

Sırtıma dokunan eller, henüz geçmemiş ağrılarımı biraz daha şiddetlendirirken yüzümü buruşturup inlemiştim. İnlemem üzerine olmalı ki, sıcacık ellere sahip kişi, elini sırtımdan çekmişti. Yüzümde hissettiğim sıcak havayla gözlerimi araladığımda, Taehyung'un birkaç santim ötemde, hafifçe aralanmış dudaklarıma bakıyor olduğunu görmüştüm. Gözlerimi açtığımı fark ettiğinde diliyle dudaklarını ıslatıp, gözlerime bakmıştı. Tam şu anda ağrılarımın dindiğini, yaralarımın iyileştiğini söylesem, yalan söylemiş olmazdım. Işıldayan kahveler beni tüm acılarımla içine alıp sarmalarken, kendi yerimi bulmanın verdiği huzurla tebessüm etmiştim. Buydu işte. Taehyung'dan etkilenmeniz için temasa gerek yoktu. Sözlere gerek yoktu. Baksa yetiyordu.

İki parmağı yanağımdaki yerini bulurken kolunu yatağın üstüne koyarak çenesini üzerine koymuştu. Yatağın yanında yere oturmuştu ve tek yaptığı şey yüzümü inceleyerek, parmaklarını yanağımda gezdirmekti. Bu küçük hareket, bedenimin içinde kalmış minik organımı, bitkin hâlime tezat yüksek bir enerjiyle attırırken, Nirvana'ya ulaşmış gibi hissediyordum.

Bu güzel sessizliği bozan mideme küfürler etmek istiyordum ancak yapabildiğim söylenemezdi. Çünkü gerçekten açtım. Hadi ama iki gündür sadece su içiyordum. "Lütfen o piçin sana yemek verdiğini söyle." Sinirle doğrulup bir nefes aldığında telefonunu çıkarıyordu. Çattığı kaşlarıyla bir süre parmaklarını ekranda gezdirdi. Daha sonra telefonu kulağına götürmüştü. Aradığı fast food dükkanından hamburger sipariş ettikten sonra telefonu kapatıp komidinin üzerine koymuştu. Ayaklandığında, huzursuzlanarak kaşlarımı çatmış, onu izlemiştim. Elini ensesine atıp çekingen bir ifadeyle etrafına bakındığında, ne diyeceğini merak etmiştim.

Revenge ⚘ taennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin