party

1.1K 92 30
                                    


 

Kim Taehyung

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kim Taehyung. Çok geriye gitmeye gerek yoktu, bir süre öncesine kadar zifiri karanlık olarak tanımlamıştım onu. Ve bu karanlığı aydınlatmamış olmanın bilinciyle kalbimin en özel odasına hapsetmiştim. Keşke diyordum, keşke onu kalbime yerleştirmeden önce biraz bekleseydim. Hayır, ışıkların açılmasına gerek yoktu. En azından minik bir mum ışığını bekleyebilirdim. O karanlık, kendinin aydınlanmasıyla eş zamanlı olarak kalbimi karartmazdı belki şimdi. Boğazımdan ayrılmayan yumru hiç oraya yerleşmez, aklıma geldikçe midem kasılmaz ve intikam duygusuyla tutuşmazdım belki.

Belkilerin ve keşkelerin sonu yoktu. Kim Taehyung adını koyduğum aydınlığın da.

Ancak içime yerleşmiş bir his vardı. Tanımlayamıyordum. Şimdi aydınlık dediğim yerin bir kısmı hala karanlıktaydı. Ve ben orayı nasıl aydınlatacağımı bilmiyordum. Belki de orayı aydınlatmanın tek yolu Taehyung'la konuşmaktı. Ancak intikam duygusu kalbimi öyle buzlaştırmıştı ki, kendimi tanıyamaz olduğum gibi Taehyung'a da şans tanımaz olmuştum. Bir şansı hak ediyordu. En azından bana neden yalan söylediğini açıklaması için bir şansı hak ediyordu. Ben ise bunun bilincinde, ona hiçbir şey söylemeden kuyusunu kazıyordum. Ve inanın, bu içimde gittikçe büyüyen bir suçluluk hissine yol açıyordu.

Bildirim sesi bakakaldığım halıyla olan ilişkimizi kestiğinde beyaz komidinin üzerinde duran telefonuma uzanmıştım. Bugün tatildi ve sabah saat 7.45'ti. Gizli numaradan geldiğini gördüğümde artık benliğimle bütünleşmiş olan oflama eylemini gerçekleştirmiştim.

Gizli numara: Bu sefer onu üzme olur mu Jennie? Tek isteğim onun mutluluğu. Sen kim olduğunu biliyorsun.

Bu mesaj beni ürkütmüştü. Sevdiğini düşünen bir insanın, sevdiğinin üzülmemesi için attığı bu masum mesaj beni neden ürkütüyordu ki?

Çünkü Jungkook'a yeniden umut veriyorsun, dedi içimdeki ses.

Adil değildi, Jungkook beni bu kadar güzel seviyorken benim onu sevememem adil değildi. Kalbim bana ait değilmiş, acı çektirmek istermiş gibi bir yalancının avuçları arasına bırakmıştı kendini. Hiç adil değildi. Aslında adaletsizliğin de sebebi bendim. Kalbim değil, bendim onun avuçlarına teslim olan.

Derin bir nefes aldım ve iki saattir halıya baktığım yatağın içinden çıktım. Bugün bir şeyler yapmaya başlamam gerekiyordu. Taeyong sürekli beni arıyor ve imzayı soruyordu. Her aradığında da farklı bir yürüme taktiğiyle geliyordu. Cidden yılışıklığı sinir bozucuydu. Ah, aslında sadece yılışıklığı değil, her şeyi sinir bozucuydu.

Bir haftadır Taehyung'a hiçbir şey yokmuş gibi davranıyordum. Ve bu imzayı almaktan daha zordu. Bir iki kez sinirli bakışlarımı yakalamış Lalisa, henüz beni sorguya çekememişti. Ondan da köşe bucak kaçıyordum.

Bir ilki gerçekleştirerek başımdan geçen hiçbir şeyi anneme de anlamamıştım. Gerçekten, bir anne tavsiyesi şu an çok iyi gidebilirdi ama bana yaptığım şeyin yanlış olduğunu söyleyeceğini biliyordum. Ama artık kalbi kırılan olmayı yediremiyordum. Yaptığım şey yanlış olsa bile, yapmaya devam edecektim.

Revenge ⚘ taennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin