Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İştahsız bir şekilde önümdeki pizzaya bakmaya devam ediyordum. Az önce deli gibi açken, şimdi yemek istemiyordum. Taehyung, Yoongi'nin ne söyleyeceğini sanıp da inanmamamı söylemişti? Bu kadar şey olmuşken neden hâlâ bana bir şey anlatmıyorlardı?
"Yoongi?" Pizzasını bitiren Yoongi bana ve önümdeki dokunulmamış pizzaya baktığında kaşlarını çattı. Peçeteyle dudaklarını temizledikten sonra ağzındaki büyük parçayı yutmuştu. "Aç olduğunu sanıyordum?" Derin bir nefes alıp bakışlarımı masanın altında tuttuğum ellerime çevirdim. "Ben de öyle sanıyordum." Mırıldanışımın ardından tekrar ona bakmıştım.
"Yoongi, bak, lütfen. Artık neler olup bittiğini bilmem gerekiyor. Bu benimle alakalı olmasa bile öğrenmek hakkım. Farkında değil misiniz bunun?" Yoongi yutkunduktan sonra gözlerime bakmıştı. "Jennie bak bunu sana söyleyecek kişi-" Histerik bir kahkaha attığımda birkaç göz bize dönmüştü. "Bunu bana söyleyecek kişi sen değilsin, Jungkook değil. Taehyung? Anlatmıyor. Ne yapmamı istiyorsunuz anlatmak için? Daha fazla olayların içine ne kadar girmeliyim öğrenmek için mesela?" Yükselen sesimle çoğu insan konuşmayı bırakmıştı. Dikkatleri bizim üzerimize çekilen insanlara Yoongi sert bakışlarını gönderdiğinde, kafalarını tekrar önlerindeki yemeklere veya birlikte oturdukları insanlara çevirmişlerdi.
"Bak Jennie, kızgın olman bir şeyi değiştirmez. Sana sadece bütün bunların seninle hiçbir alakası olmadığını söyleyebilirim. Şimdi sakin ol." Sinirle bir süre Yoongi'nin gözlerine bakmıştım. Anlatmayacağından emin olduğumda sıkıntıyla omuzlarımı düşürerek sinirle pizzadan bir ısırık almıştım. Derin bir nefes alıp pizzayı yuttuktan sonra, sakinleştiğimi hissediyordum.
"Sen ne konuşacaktın?" Yoongi içtiği suyu bir anda ağzından çekerek öksürmeye başladığında aceleyle ayaklanmıştım. Bunun üzerine belim ağrıdığında ise yüzümü buruşturarak geri oturmuştum. Kendine geldiğinde bir yudum daha su içip tuhaf bir şekilde bana bakmaya başlamıştı. Bakışları mı yumuşamıştı ben mi yanlış görüyordum? Şaşkınlıkla kaşlarım havalandığında, söyleyeceği şeyi gittikçe merak ediyordum.
Yoongi'yi konuşması için beklerken pizzadan bir ısırık alıp mideye indirmiştim. Ağzım kuruduğu için suya uzanıp içmeye başladığımda Yoongi'nin sesini sonunda işitebilmiştim.
"Konu Lisa." Heyecanla bardağı masaya bırakıp elime bir kaç damla suyun sıçramasına neden olduğumda Yoongi irkilmişti. "Biliyordum! Biliyordum biliyordum. Lisa'yla aranızda ne var?" Yoongi bakışlarını benden çekip arkamda bir yere odaklanmıştı. Yüzünde oluştuğunu gördüğüm aptal sırıtışla, ben de salak salak sırıtmadan edememiştim. Tanrım, bu çocuk neydi ne olmuştu bir anda? Sonra sırıtışını bozup yüzüme baktığında, kaşlarımı iki kez kaldırıp indirmiştim. Gözlerini devirmişti.
"Ben- Nasıl anlatılır bilmiyorum. Bence anladın çoktan da zaten. Bir kıza karşı ilk defa bu kadar yoğun duygular besliyorum." Derin bir nefes alıp suyundan bir yudum daha almıştı. Şu anda ciddi ciddi Yoongi'den Lisa'ya karşı olan hislerinin itirafını aldığıma mı sevinsem, bunu neden bana anlattığına mı şaşırsam, yoksa Lisa'nın bana hiçbir şey anlatmamış olmasına mı kızsam bilemiyordum.
