Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Alarmımın sesiyle uykumla vedalaşırken, günlerdir doğru düzgün uyuyamamamın verdiği yorgunluğu attığımı hissediyordum. Evde Taehyung'un olması bilinçaltıma güvende olduğuma dair bir düşünce yerleşmesine sebep olmuştu. Çektiğim güzel uykunun sevinciyle yataktan kalktım ve yüzümü yıkamak için banyoya ilerledim.
Jungkook'un geçen gün Taehyung'a güvenmemem gerektiğiyle alakalı sözleri aklıma geldiğinde istemsizce kaşlarımı çatmıştım. Günlerdir içime yerleşmiş huzursuzluk duygusunun geçiciliğinin, uyanmamla banyoya adımlamam arasındaki iki dakika olmasıyla gözlerimi devirdim. Jungkook. Ona güvenmememi söylüyordu ancak bir yandan da yanımda kalması için Taehyung'u gönderen bir Lisa vardı. Jungkook, tam olarak ne anlamda güvenmememi istiyordu? Biraz daha açık konuşsa olmuyor muydu? Birine sadece güvenme deyip çekinilmezdi ki.
Bunu daha sonra Jungkook'la konuşmayı aklıma not ettiğimde banyoya varmıştım. Kapıyı açmamla birlikte yarı çıplak bir Taehyung'u yüz yıkarken gördüğümde çığlığı basmış, arkamı dönmüştüm. "Sen ne yapıyorsun öyle tişörtsüz? Evde ben de varım ve tek bir banyo var farkında değil misin sen?" Kızgın sesim kesilen suyla daha yüksek çıktığında, banyoda yankı yapmıştı. Taehyung'un arkamdan göz devirdiğine emin olurken ben kaşlarımı çatmış, bu çocuğun rahatlığına hayret ediyordum.
Banyonun içindeki bedenin, sırtını ona dönmüş bedenime yaklaştığını hissederken gerilmeme engel olamamıştım. Çocuğun üzerinde tişörtü yoktu. "Geçebilirsin." Kulağımın arkasında duyduğum kalın sesle yerimde sıçramış ve refleks olarak arkamı dönmüştüm. Burnumun beş santim ötesindeki Taehyung'u görmemle boğazımı temizledim ve geri çekildim. Ne yapmaya çalışıyordu bu çocuk? Taehyung merdivenlerden aşağı yöneldiğinde sonunda banyoya girebilmiştim. Ben ne yapmaya gelmiştim ki buraya?
Oflayarak aynadaki yansımama baktım. İyi bir uyku ve dün akşam yediğim yemek yaramış olmalıydı ki, ten rengim tuhaf sarılığından kurtulmuş, göz altı morluklarım yok denecek kadar azalmıştı. O sırada yüz yıkamak için geldiğimi anımsamış, saçlarımı bileğimdeki tokayla basit bir at kuyruğu yaptıktan sonra yüzümü yıkamıştım. Yüzümü kurulayarak odama dönmüştüm. Dolabımın önüne adımladım ve kapağı açarak bir süre bakındım. Çok düşünmeye gerek olmadığına karar kıldığımda siyah pantolonumla beyaz kazağımı çıkarmıştım. Pijamalarımı çıkarıp katladıktan sonra üzerimi giyinmiştim. Yatağımı da gelişi güzel toplamıştım. Topladığım saçlarımı açarak, her zaman komidinin üzerinde bıraktığım tarağımı alıp saçlarımı taradım. Hazırlığım bittiğinde sonunda odamdan dışarı çıkabilmiştim.
Aşağı indiğimde mutfaktaki masada hazır bir kahvaltı bulacağımı düşünmemiştim. Mutfaktan çıkıp salona adımladığımda, koltukta oturan Lisa beni gördüğü gibi ayaklanmıştı. Taehyung etraflarda gözükmüyordu. Gitmiş olmalıydı. "Sonunda gelebildin ne yapıyorsun yukarıda beş saattir?" Omuz silktim. Sol elimi yumruk yapıp baş parmağımı kaldırarak mutfağı gösterdim. "Kahvaltıyı sen mi hazırladın?" Soruma karşılık kaşları çatılmıştı. "Ne kahvaltısı?" dediğinde anlamıştım. Taehyung bir de kahvaltı hazırlayıp gitmişti anlaşılan. Lisa mutfağa girdiğinde ben de peşinden gittim. "Eh, ben dışarıda kahvaltı ederiz diyordum ama madem hazır..." sandalyeye kurulup yemeye başladığında kıkırdadım ve ben de yanına geçerek Taehyung'un hazırladığı kahvaltıyı yemeye başladım. Yemek yemeyeceğimi düşündüğü için yapmış olmalıydı. Bu hareketi yüzümde aptal bir gülümsemeye neden olmuştu. O sırada aklıma takılan şeyle içimdeki merak duygusunun köpürdüğünü hissediyordum. Taehyung bütün bunları neden yapıyordu? Buraya bakıcılık yapmaya gelmemişti değil mi? Sadece güvende olduğumu kontrol etmeyecek miydi?
