í'm fine

1K 90 47
                                    

"Bana ne yapacağımı anlatmayı kes Taeyong, sadece imzayı alırsam tam olarak ne olacağını anlat

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Bana ne yapacağımı anlatmayı kes Taeyong, sadece imzayı alırsam tam olarak ne olacağını anlat." Genç kız oturduğu sandalyenin üzerindeki dik duruşunu bozmadan, kararlı gözlerini Taeyong'a diktiğinde, Kim Taeyong bu kızdan fazlasıyla etkilenmişti. Sadece odasına kapanıp depresyona gireceğini sandığı Jennie, iki gün önce onu aramış ve intikam almak istediğinden bahsetmişti. Daha bunu sindirememişken, genç kızın karşısına geçip sert duruşunu sergilemesi, haliyle onu etkiliyordu.

Taeyong sert ve güçlü kızlardan hoşlanırdı. Tıpkı eski kardeşi, şimdi yabancı olan Kim Taehyung gibi.

Ancak bir gerçek vardı ki, genç kızın Taeyong'un karşısında giydiği maskenin arkasında minik bir kalp vardı. Kırılması kolay, kazanması zor. Ve kuzeni Kim Taehyung bu kalbi öyle nazik eline almıştı ki Jennie ona vermemek için direnememişti bile. Şimdi ise bunun acısını çekiyordu. Kim Taehyung, Jennie'nin aklına uğradığı her saniyede elindeki kalbin bir parçasını daha kırıyor ve elleri arasından karanlık ve soğuk boşluğa bırakıyordu.

Bir sorun vardı. Daha çok bir gerçek. Herkesin atladığı, küçük, ancak etkisi büyük bir nokta vardı. Henüz Taehyung'un bile yeni yeni farkına vardığı bir nokta.

Genç oğlan, genç kıza karşı bazı hislere sahipti.

Mesela gözlerine baktığında, kahverengi bir okyanusta boğulduğunu hissediyordu. Boğuluyordu, çünkü o okyanusa yalan söylemişti. Mesela saçlarını okşadığında yayılan koku, onu renk renk güllerden oluşan bir gül bahçesinde hissettiriyordu. Ama Taehyung'un canı bütün bu güzelliğin arasında yanıyordu. Yanıyordu çünkü güllerin dikenleri batıyordu, kanatıyordu. Mesela genç kızın dudaklarının tadına baktığında dünyanın en kaliteli çikolatasını şehvetle emiyordu. Ama ölüyordu Taehyung. Ölüyordu çünkü o çikolata zehirliydi.

Kim Taehyung henüz fark etmemişti ama planını hazırlarken düşünmediği bir ayrıntı ileride canını fazlasıyla yakacaktı.

Jennie telefonuna gelen mesajla birlikte odak noktasını değiştirdiğinde gördüğü isim tiksintiyle yüzünü buruşturmasına neden olmuştu. Ancak rol yapması gerekiyordu, iyi bir oyuncu olmalıydı. Hızla elini klavye üzerinde gezdirip telefonu kapattıktan sonra, tekrar Taeyong'a dönmüştü.

Bu işe bir kez girişmişti ve geri dönmeyi düşünmüyordu. Ancak olayların tazeliğinden dolayı sevgisinin önüne geçen öfkesi, ileride ona çektirecek bir vicdan azabı bırakıyordu. Yine de Jennie, buna kör olmayı seçmişti.

"Nasıl yapacağını sana bırakırım elbet, ama bunu sorunsuz halledeceğine nasıl güveneceğim Jennie." Jennie yapabilse, şu anda karşısındaki kırmızı saçlı genç çocuğun üzerine atlar ve kırmızı tellerin her birini tek tek kopararak tanrının özenle yarattığı yüzünü yumruklardı. Ama o sadece göz devirebilmişti.

"Taeyong, bu işteki tek çıkarımın intikam almak olduğunu kaçıncı kez hatırlatmalıyım? Bana güvenmemeni gerektiren bir durum yok. Artık imzayı alınca ne olacağını söyle." Taeyong, kıstığı gözlerini inanmak istercesine Jennie'nin kediyi andıran gözlerine odakladıktan birkaç saniye sonra omuzlarını silkerek geriye yaslanmıştı.

Revenge ⚘ taennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin