тнє тяυтн υηтσℓ∂

1.1K 100 74
                                    

Kabullenemediğimiz gerçekler vardı, kabullenmek istemediğimiz gerçekler

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kabullenemediğimiz gerçekler vardı, kabullenmek istemediğimiz gerçekler.

Gözümden akan yaşlar, boğazımdaki yumru, sesli hıçkırıklarım ve insanların bakışları eşliğinde yürüyordum.

Bir de mantığımın önüne geçmesine engel olamadığım sinirim, kalp kırıklarım vardı. Puslu gözlerimle karşıdan karşıya geçmeye çalışırken duyduğum yüksek korna sesiyle korkarak adımlarımı hızlandırmıştım. Karşı kaldırıma tökezleyerek ulaştığım anda arkamdan geçen arabanın sesi gözlerimi silerek ilerlememe neden olmuştu.

1 Saat Önce

Annemin ısrarla almadığı cips yüzünden belli etmeden evden çıkabilmiştim. Ne kadar zararlı olduğunu ben bilmiyormuşum gibi defalarca nutuk çekiyor, ancak sonunda benim kendim gidip aldığımı görerek ofluyor ve görmezden geliyordu. Bu bir döngü hâline gelmişti.

Önümdeki su şişesi kapağını biraz daha ileri fırlatarak ellerimi cebimden çıkarıp biraz daha hızlı yürümeye başlamıştım. Market kapanmadan yetişmek istiyordum.

Ancak hemen solumda duran siyah arabayla biraz ürkmüş ve koşar adımlarla ilerlemeye başlamıştım.

"Hey, Jennie!" Duyduğum tanıdık sesle alt dudağımı dişleyerek koşmaya başladığımda arkamdan gelen ayak sesleri tüm bedenime bir titremenin yayılmasına sebep olmuştu. Bu koşuşuma büyük bir engel olurken adım sesleri gittikçe yaklaşmış ve en sonunda kolumu büyük bir el kavramıştı.

+

"Sana bir şey yapmayacağım artık öyle bakmayı keser misin?" Yutkunarak önümdeki bardak dolusu suyu kafama dikmiş ve tek nefeste bitirmiştim. Aldığım derin bir nefesle rahatladığımı hissederken gerginlikle dik tuttuğum omuzlarım düşmüştü.

Aklıma kesit kesit gelen sahnelerle birlikte iyileşen morluklarımın bulunduğu yerler tekrardan ağrımış gibi hissetmiştim. Başımı iki yana sallayarak bunlardan kurtulmaya çalıştığımda, pek başarılı olamadığımı fark etmiş, ancak bir an önce gitmek istediğim için Taeyong'a odaklandığımı göstermeye çalışmıştım.

Ondan korkuyordum, şu an oturduğumuz masanın etrafında bekleyen adamlar da bu korkumu beşe katlıyordu.

"N-ne söyle-yeceksin?" Alt dudağımı alan titremeyi durdurmak için alt dudağımı dişlediğimde Taeyong'un gözleri oraya kaymıştı ve bu bende kafamı önümdeki masaya vurma isteği uyandırmıştı. Aniden dişlerimi dudaklarımın üzerinden çektiğimde dudaklarının kıvrıldığını görür gibi olmuştum.

Acilen titremeyi kesmeliydim. Yoksa panik atak geçirdiğimi düşünmeye başlayacaktım.

Sakinleşmek için güzel şeyler düşünmeye çalıştığımda Taeyong buna yoğunlaşmam için yeterli zamanı vermeyerek sonunda anlatmaya başlamıştı.

Revenge ⚘ taennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin