ℓσνєяѕ

1.2K 104 11
                                    

Chaeyoung, birkaç dakika Taehyung'la tuhaf bir bakışma içine geçtikten sonra gülümseyerek, "Görüşürüz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Chaeyoung, birkaç dakika Taehyung'la tuhaf bir bakışma içine geçtikten sonra gülümseyerek, "Görüşürüz." demiş ve masadan kalkmıştı. Son dersin bittiğini haberdar eden zil kulaklarımı doldurduğunda kapağını bile açmadığım defterimi çantamın içine atıp telefonumu da sıranın altından alarak arka cebime tıkıştırmış ve büyük kalabalığın arkasından sınıftan çıkmıştım. Sınıf kapısının önünde sırtını duvara yaslamış Yoongi'yi gördüğümde yanına ilerlemiştim.

"Bu günki şoförüm sensin sanırım?" Yoongi baygın bir şekilde bana baktıktan sonra kıkırdamıştım. "Tamam tamam, tribim sana değil benim." Elimle saçlarını karıştırdığımda dudaklarını büzerek elimi itmişti. Gerçekten biri şu çocuğun ufak bir mimikle soğuk nevaleden nasıl dünya tatlısına döndüğünü açıklayabilir miydi? Şahsen açıklayamazdım.

Yanaklarını sıkma isteğimi bastırarak arkasından ilerlemiştim. Okul bahçesine çıktığımızda, bir kilometre uzağımda olsa bile tanıyabileceğim arka profiliyle Taehyung, bugün tanıştığım kuzeni -saçlarından tanımıştım- Chaeyoung'u arabaya çekiştiriyordu. Kaşlarımı çatıp oraya ilerleyecekken Yoongi kolumu tutmuştu. "Boşver Jennie." Sinirle Yoongi'ye bakıp kolumu çekiştirmiştim. "Yah! Bıraksana." Israrla bırakmadığında ise pes etmek zorunda kalmıştım. Cidden şu anda yapmak istediğim bir şey varsa o da Yoongi'yi tekme tokat dövmekti. Ancak daha tuttuğu kolumu kurtaramıyordum.

Jip'in ön koltuğuna yerleştikten sonra Yoongi'nin arabanın önünden dolaşan bedenini sinirle süzmeye devam ediyordum. Şu an içimdeki şımarık kız çocuğu sinirden debelenerek ağlayıp, çığlık atmak istiyordu ancak yapabildiğim tek şey kötü kötü bakmaktı. Yoongi arabaya bindiğinde kollarımı göğsümde kavuşturarak dışarıyı izlemeye başlamıştım. Arabayı çalıştırdığında aklımı dağıtacağını ve konuşmaya ihtiyacım olduğunu düşündüğüm için "Beni Lisa'ya bırakır mısın?" demiştim. Yutkunup kafasını aşağı yukarı salladığında başımı tekrar cama çevirmiştim.

"Jennie, ben üzgünüm." Hüzün ve pişmanlık içeren sesi işittiğim sırada bakışlarımı Yoongi'ye çevirdim. "Neden?" Sıkıntıyla bir nefes vermişti. "Söyleyemediklerim ve söyleyemeyeceklerim için Jennie. Özür dilerim." Kalbim bu kadar çabuk yumuşama özelliğine neden sahipti ki? "Sorun değil. Söylemek istediğini biliyorum." Yoongi'nin derin nefesi kulaklarımı doldurduğunda ben de piskolojik olarak derin bir nefes almıştım. Araba boğucu gelmeye başlamıştı. Camı üstten biraz açıp yolu izlemeye dönmüştüm. Yüzüme karşı esen rüzgarla rahatladığımı hissediyordum. Bu his güzeldi.

Yoongi, Lisa'nın evine geldiğimizde durmuştu. Ona dönerek minik bir gülümsemeyle birlikte "Görüşürüz." demiştim. Kapıyı kapatmadan hemen önce "Jennie." diye seslenmesiyle kapatmak üzere olduğum kapıyı açarak Yoongi'yi görmek adına eğilmiştim. "Hm?"

Sol eli ensesine giderken hafif öne eğdiği kafasıyla aşağıdan bana bakıyordu. "Lisa'yla, eğer, um... benim hakkımda-" Kafamı iki yana sallayıp "Anlatmam." dedikten sonra kapıyı kapatmıştım. Bozulan yüz ifadesi aklıma geldiğinde Lisa'nın kapısının önüne ilerlerken sırıtmaya başlamıştım.

Revenge ⚘ taennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin