1. Bölüm (Defol Git!)
_Şimdi defol git! Ve bir daha geri dönme!
_Ben size ne yaptım!? Benim günahım neydi... Sizden nefret ediyorum!!!!
~1 saat önce~
Alışverişten dönüyordum. Yine biraz fazla kaçırmıştım. Bunu ağırlıklarından dolayı yalpalayarak yürüdüğüm alışveriş paketleri ile kolayca anlayabilirsiniz ama banane bazılarını kendim için, bazılarını da evcil hayvanım 장미 (jangmi)için aldım.
Ohh kendimden bahsetmedim. Ben (Adın) türküm. Kore delisi olduğum doğrudur~
Ailemin yanında yaşıyorum. Ailem biraz zengin sayılır.
Bir evcil hayvanim var ismi jangmi. "Jangmi" türkçe de gül demek. Şimdi hayvanımın ne olduğunu merak ediyorsunuzdur. Jangmi bir uçan sincap. Onu küçükken bir barınakta buldum. Ve zorla olsa da evde beslemeye başladım. O benim tek arkadaşım.Neyse alışverişten aldıklarımla eve girdim. Bavullarım kapının önündeydi. Nasıl yani tatile mi gönderiyorlardı beni? İyide... benim akrabam yokki...
Bavullarıma boş boş bakarken babam yavaş ama sert adımlarla yanıma geldi. Koltuğu gösterirken:
Babam: Geç otur şuraya! bir şey konuşacağız.
Korka korka koltuğa yavaşça oturdum. Normalde babam benle asla konuşmazdı. Sesinin bile nasıl olduğunu unutmuşum. Sert bir tonla konuşmaya başladı.
Babam: Bana bak! Bugünden sonra ne bizi, ne de ülkeni ağzına alacaksın! Seni söylemekten bıkmadığın Kore midir nedir oraya gönderiyorum. Bir daha da geri dönme!
Ben: A-ama ben ne yaptım ki? Hani ben sizin kızınız idim. Bu-bu nereden çıktı baba ben orada ne yapacağım tek başıma?
Babam: Ne halt yiyorsan ye! Sürün oralarda umurumda değil! Benim artık senin gibi bir kızım yok!
Ben: Bana bunu yapamazsınız. Böyle bir hakkınız yok!
Babam: Şimdi defol git! Ve bir daha geri dönme!
Gözlerim dolmuştu. Bir baba bunu kızına nasıl yapabilir? Dayanamazdım ben buna. Benim hayalim baba-kız olarak oraya gitmek, ailecek bir tatil geçirmekti. O ise beni evlatlıktan reddediyordu...
Ben:Ben size ne yaptım!? Benim günahım neydi... Sizden nefret ediyorum!!!!
Babam olacak kişi şu an sinirden önümde deliriyordu. Birden onun tokadıyla yere yapıştım. Yanağıma anında sızlamaya başlamıştı.
Babam:Ahmet!!! şunun bavullarını ve hayvanını al da uçağa postala!! Yoksa elimde kalacak.
Demesiyle şoförümüz Ahmet Abi beni kaldırdı ve arabaya zor olsada bindirdi. Bavullarımı bagaja, Jangmiyi de kafesiyle yanıma koydu.
Şoför koltuğuna binip sürmeye başladı. Gözlerimden yaşlar ardı ardına boncuk gibi dökülüyordu. Ahmet Abi bana araba aynasından bir bakış atıp konuşmaya başladı.
Ahmet Abi: Üzgünüm (adın) Hanım babanız kararlı bu konuda. İşime lanet ediyorum. Keşke burada çalışacağıma çöp toplasaydım.
Ben: Senin bir suçun yok Ahmet Abi... hepsi benim babam olacak o... şahsın yüzünden. Ah küfür edemem ama hakediyor.
Havaalanına sandığımdan daha kısa sürede varmıştık. Etrafta aileleri ile vedalaşan kişiler vardı. Her zaman onlara özenmişimdir. Ama asla onlar gibi olamam. Güle güle Türkiye, vatanım, herşeyim...
Tam gidecekken Ahmet Abi durdurdu.Ahmet Abi:Babanız size hiç para bırakmadı biliyorum. Alın *parayı uzatır* bununla umarım biraz idare edersiniz. Patron bana az para veriyor biliyorsun. Kusura bakma.
Gözlerim doldu ve Ahmet Abiye sarıldım. Maaşıyla zor geçinmesine rağmen hepsini bana veriyordu. Kalbim ile göz yaşlarım orantılı olarak akarken görmemesi için ona sıkı sıkı sarsıldım.
Ben: Senden başka kimsem yok Ahmet Abi herşey için teşekkür ederim. Sende o yerden nolur ayrıl annem gibi sana da eziyet edecek. O yaşasaydı böyle olmazdı!
Sırtımı sıvazlayıp veda etti.
Uçağa bindiğimde yerime oturdum. Cam kenarı olduğu için dışarıyı izledim. Ama sakinleşemedim. Sessiz bir şekilde ağlamaya başladım.Yanıma da kimse oturmadı. Zaten kim benim yanımda oturmak ister ki? Kulaklığımı takıp müziği açtım. Awake... Tam beni anlatıyor. Uçak kalkarken hayallerim ile uykuya daldım... bir umut annemi görürüm diye...
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Oylarınız benim için çok değerli lütfen zahmet olmazsa o küçük yıldıza tıklar mısın? Teşekkürler ♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İki Yüzlü ※ Kim Seok Jin ✅(Düzenlemede)
FanfictionKİTABI OKUMA! BÖLÜMLERİ YAYIMDAN KALDIRIP TEKRARDAN ATACAĞIM! Özel bölümler hazırlanacaktır! Beklemede kal~ "Sen tam bir iki yüzlüsün! Hayatımı mahvettin! Artık gitmek istiyorum!" Hayatımı mahvetmiş sayılmazdı çünkü onu babam zaten yıllar öncesinde...