Bölüm Şarkısı: Even İf Die (V&Jin)
51. Bölüm(yılın malı)
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Arabanın hızı her geçen saniye daha da artıyordu. 80...96...117...140...Kaza geçirme olasılığım çok yüksekti. Ve bunla birlikte bir kaza daha geçirirsem bir yerlerimi kaybedebilirdim. Geçirdiğim bu sinir krizinin nedeni kesinlikle Jin ile ilgiliydi.
Ben: of Jin of!
Gaza basmayı bıraktım. Eş zamanlı olarak hızım da düştü. 78...60...53...21...
Frene basıp durdum. Direksiyonu yavaşça bıraktım. Sanırım sinirden tırnaklarımı geçirmiştim. İzler vardı...
Daha yeni farkediyorum da ben evden çok uzaklardayım. Yanlış yola sapmış olmalıydım...
Arabadan inip çevreye iyice baktım. İleride market vardı onun dışında tek tük evler gözüme göründü.
*Guruldama sesi*
Acıkacak zamanı bulduğun için teşekkürler mide.
"rica ederim bacım"
Gözlerimi devirip markete girdiğimde yüzüme serin hava çarptı. Kaşlarımı daha çok çatıp yemek için ramen aldım. Sıcak suyu da üstüne ekleyip sandalyelerden birine oturdum. Hava yavaş yavaş soğuyordu artık. Eylül ayına girmek üzereydik ve ben hala üniversite konusunda bir karara varamamıştım. Gitsem mi? Gitmesem mi? İyi bir iş sahibi olmayı tabiki istiyorum-kim istemez ki- ama ne bileyim canım istemiyor gitmeyi.
"Tadı güzel mi?"
Ben: suga!?
Sg: ne o, beni gördüğüne sevinmedin mi?
Ben: öyle demek istemediğimi sende biliyorsun, sadece şaşırdım. Burada ne işin var?
Sg: alacağımız bir iki şey vardı. Senin ne işin var? Şu suratının halinden anlayabiliyorum galiba ama yine de anlat.
Ben: peki...
Birisiyle konuşmaya ihtiyacım olduğu için her şeyi en ince ayrıntısına kadar anlattım.
Ben: O salak, malın önde gideni hala o kızı unutamamış.
Sg: Anladım.
Ben: hı hı kesin anladın. Telefonu indir de öyle konuşalım.
Jh: ooo ne konuşuyorsunuz? Naber (Adın)?
Ben: sende mi buradaydın?
Jh: suga tek başına gitmeye korktu ve gelmem için bana yalvardı bende kıyamadım onunla geldim.
Sg: ağzını bana kırdırma J-hope gelmek için yalvaran sendin.
Jh: bana da anlatın olayı.
Ben: gel otur.
Ona da aynı şeyleri anlattıktan sonra suga ile birbirlerine baktılar. J-hope ayağa kalkıp alaylı bir şekilde alkışladı.
Sg: bu başarısından dolayı Jini tebrik ediyor ve...
Poşetlerinden birini karıştırdı. İçinden kupaya benzer bir şey çıkartıp bana uzattı.
Sg: bu ödülü Jine adamaktan swaglık duyuyorum.
Üstündeki yazıyı seçip okuduğumda kaşlarımı çatmadan edememiştim.
"Yılın malı"Ben: siz ona mal demeye mi çalışıyorsunuz?!
Sg: normalde Taehyung'a almıştık ama Jinin zekası onu da aşmış bu yüzden ona vermeyi daha uygun gördük.
Jh: Jin tam bir mal kardeş. O salak kız için ne kadar ağladı. Şimdi yine depresyona mı girecek onun için?!
Sg: tamam jin gerizekalı,salak,iki yüzlü, en önemlisi odun olabilir ama bu yaptığı tam bir- öhöm neyse. O kızdan sonra adam 360 derece değişti resmen. Ne yaptıysak onu fabrika ayarlarına döndüremedik. Ta ki sen gelene kadar...
Jh: Gitmekle en iyisini yapmışsın kanki.
Sg: bencede, ama bana kalırsa sen yine büyüklük yapıp onun yanından ayrılma.
Jh: aynen. Şimdi bu mal gidip bide Müslüm Baba dinlerse iyice bilek kesme kıvamına gelir.
Ben: siz öyle diyorsanız...
Sg: Hadi marş marş
Ben: Resmen yengenizi yanınızdan kovuyorsunuz. Pü size! Gençlerde saygı da kalmamış!
O an arkamızdan gelen korna sesi ile yerimizden sıçradık. Sakarlığım tuttu ve ramenimi suga'nın üstüne döktüm.
Tae: hyung! Nerede kaldınız? Açlıktan öleceğim. Az daha uzaylılar beni iyi beslemediğiniz için sahiplenip götürecekti!!!
Sg: Tae!!!
Yanımıza koşa koşa gelen tae ye korku dolu gözlerle baktım.
"Ne oldu?" Bakışlarını bana yollayınca gözlerimle suga 'yı işaret ettim. Olayı farkedince sertçe yutkundu.
Sg: tae...
Tae: h-hyung?
Sg: umarım bır gün misafirlikteyken tuvalete girip çıktıktan sonra aynı tuvalete ev sahibi de girer ve tam o anda sifonu çekmediğin aklına gelir ve rezil olursun...
Tae: o nasıl beddua lan?
Ben: ben yavaştan kaçayım o zaman.
Sg: dur orda!
Ben: p-peki...
Elimdeki ödülü alıp tae ye fırlattı.
Sg: yok kardeşim yok kimse seni mallıkta geçemez!!! Evde de konuşacağız ayrıyaten merak etme!!! Seni uzaylılara bizzat ben vereceğim!!!
Tae: sizi tanımak güzeldi...
Jh: ya bana bak sen jin i öyle bıraktıktan sonra direk buraya mı geldin?
Ben: istemeyerek olsa da evet
Jh: o nasıl eve dönecek? Onun evi ile sizin ev arasında bir ülke farkı var resmen!
Sg: abartma J-hope, ama doğru söylüyor git ve al onu. Hatasını anlamıştır belki.
Göz devirdim. Haklı mıydı? Sanırım evet.
Sg: Hemen git.Tae: nolmuș
Sg: gel ben sana anlatacağım her şeyi!!!
Koşar adımlarla oradan uzaklaştım. Tae ye bi dua okurum artık.
Arabaya binip geçtiğim yollardan geri döndüm. Hatırlamak zor oldu hatta 20 dakika kaybettim ama sonunda buradaydım. Evin kapısı açıktı. Direk içeri daldım.Ben: jin!!!
Tüm odaları sırasıyla gezdim. Buna YASAK ODA da dahil. Yoktu ama farkettim ki eşyalar da yoktu.
Bahçeden gelen büyük gürültü ile yerimde sıçradım...~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Önceki bölümdeki saçmalığı bu bölüm ile telafi etmek istedim. Umarım beğenmişsinizdir. İyi okumalar♡Bu arada jin yeni şarkı çıkarmış ve ben kalp krizinden hastanedeyim ziyarete gelirsiniz dimi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İki Yüzlü ※ Kim Seok Jin ✅(Düzenlemede)
FanficKİTABI OKUMA! BÖLÜMLERİ YAYIMDAN KALDIRIP TEKRARDAN ATACAĞIM! Özel bölümler hazırlanacaktır! Beklemede kal~ "Sen tam bir iki yüzlüsün! Hayatımı mahvettin! Artık gitmek istiyorum!" Hayatımı mahvetmiş sayılmazdı çünkü onu babam zaten yıllar öncesinde...