Bölüm şarkısı: War Of Harmone
47. Bölüm(ego)
Jin:sen bittin! Gel buraya!!!
Yerinden doğrulup bana doğru yürümeye başladı. Bende akıllı olacağım ki koşmaya başladım. Kahkahalar ile gülüyorken vücudumda bir acı hissettim sonrası uykunun karanlığı...
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Ara sıra duyduğum sesler merakımı arttırıyordu. Ne olmuştu en son?"(Adın)!!! Sesimi duyuyor musun?"
Kimdi bu? Sesi kulağa hoş geliyor. Rüyada mıyım?
"Kurtarın onu!!!"
Ambulans sesleri... insanların boş boş konuşmaları... birisinin ağlama sesi... hepsi kulağımı ağrıtıyordu. Nerdeydim ben?
~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Gözlerimi açtığımda bembeyaz bir yerdeydim. Yani sanırım... başımı biraz daha kaldırdığımda bir hastane odasında olduğumu anladım. Vücudumun her yeri ağrıyordu. Sağ elimi kaldıramadığımı farkettiğimde o tarafa döndüm. Jin elimi ellerinin arasına almış, başını yatağa yatırarak öylece durmuştu. Yüzü gördüğüm en iyi yüzdü ve bir o kadar da kusursuzdu. Saçlarıyla oynamak için sol elimi kaldırdım. Ama göğüs kafesime giren ağrı ile inlemiştim. Jin hemen gözlerini açmıştı.Ben: öldüm mü ben ya?
Jin: şükür ki ölmedin... zaten bir günümüzü güzel geçirsek şaşarım. İyi misin?
Ben: eh işte iyi sayılırım... noldu bana?
Gözlerini bir noktada birleştirip sıkıntılı bir nefes verdi. Böyle çok karizmatik görünüyordu ama konumuz bu değil gençler.
Jin: biz gelmeden yaklaşık bir kaç gün önce orada bir çökme yaşanmış.
Görevliler halledene kadar orayı tahtalar ile kapatmış falan... ama çürükmüş. Sen bastığın anda kırıldı ve içine düştün. Şikayet ettim bende.Ben: sen iyi misin peki?
Jin: gördüğün gibiyim işte. Sana bir şeyler olacak diye ölüp ölüp dirildim resmen. Ama yine de sana bir şeyler olmuş doktorlar söyleyecek.
Kaşlarımı bir kez kaldırıp indirdim. En fazla ne olmuş olabilirdi ki.
Kapının açılmasıyla o tarafa döndük. Doktor gelmişti ama yüzü baya tanıdık geliyor.Dr: Merhaba (Adın) Hanım... öncelikle şunu söylemeliyim ki tıp tarihinde sizin gibisini görmedim.
Ben: çok çabuk iyileştim diye mi?
Dr: evet o da var ama gerçek şu ki başınıza darbe aldığınız için ambulansta ve burada olmak üzere tam 12 kez hafızanızı kaybettiniz.
Jin: saçmalamıyorsunuz dimi?
Dr: hayır, hafızanız bi gitti bi geldi bize kim olduğunuzu sordunuz. Sonra biz size sorduk. Bazen bize saldırdınız, bazen sarılıp ağladınız. İsminizi ara sıra hatırladınız, jin beyi sordunuz. Yabancı bir isim sordunuz. Berre gibi birşeydi sanırım. Kısacası bizi baya bi yordunuz.
Ben: özür dilerim borcumu nasıl ödeyebilirim?
Dr: şu yemek borcunuzu 2ye katlayalım.
Aklıma şimdi dank etti. Bu jin hastaneye yatirildiginda bağırdığım doktordu.(13. Bölümde)
Ben: sizi hatırladım! Siz şu yemek ısmarlamamı isteyen doktorsunuz.
Dr: sizi tekrardan görmek güzel neyse benim gitmem gerek, kontrol etmem gereken hastalar var. Sonra yine görüşelim (Adın) hanım...
Gülümsemiş bu da yetmezmiş gibi göz kırpmıştı. Jin ellerini yumruk yapmış burnundan soluyordu. Doktor odadan çıktı.
Ben: sakin ol. Kıskandın mı yoksa sen?
Jin: evet kıskandım ne var bunda?
Ben: bir şey yok. Kıskanç prensim.
Jin: bu kıskanç prensin prensesine abayı fazla yakmış bunu biliyorsun dimi?
Ben: bilmez miyim? Yerim seni ya~
Jin: yer misin?
Ben: y-yok yani şakasına dedim ben onu yani-
Yanağıma öpücük kondurdu.
Jin: bencede yeme bu yakışıklı yüze yazık olur.*işaret p. İle yüzünü gösterir*
Ben: ego çekil, jini göremiyorum.
Jin: kabul et yakışıklıyım hemde çok.
Ben: bilemiyorum artık.
Bir anda ciddileşti.
Jin: o doktorla muhattap olma ve yakışıklı olduğumu kabul et.
Ben: o kadar da değilsin.
Göğüs kafesime tekrar ağrı girince yüzümü buruşturdum.
Jin: bak çarpıldın😅
Ben: ne demezsin 😒
Tüm gününü hastanede, yani yanımda geçirdi. Bir an bile yanımdan ayrılmadı. Obur olmasına rağmen ben yemeden yemedi. Beni sevdiğini biliyordum ve bende onu seviyordum. Umarım bir sorun çıkmaz...
~~~~~~~~~~~~~~~~
İyi okumalar~
![](https://img.wattpad.com/cover/152450010-288-k493137.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İki Yüzlü ※ Kim Seok Jin ✅(Düzenlemede)
FanfictionKİTABI OKUMA! BÖLÜMLERİ YAYIMDAN KALDIRIP TEKRARDAN ATACAĞIM! Özel bölümler hazırlanacaktır! Beklemede kal~ "Sen tam bir iki yüzlüsün! Hayatımı mahvettin! Artık gitmek istiyorum!" Hayatımı mahvetmiş sayılmazdı çünkü onu babam zaten yıllar öncesinde...