~37~

617 55 52
                                    

Bölüm şarkısı: Just One Day

37. Bölüm(pişmanlık)

Berre den emin değildim ama Jungkook ta kesin bir şeyler vardı. Bunu berre ye olan bakışlarından anlamıştım... Hadi hayırlısı diye iç geçirip filmi tamamlamak üzere salona geçtik.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
O haberi almamızın üzerinden 2 gün geçmişti. Biz de bu süre zarfında eşyalarımızı toplamıştık. Berre baya söylense de sonunda kabul etmişti. Son valizi de kapıya koyduğumuzda Namjoon'ları beklemek üzere kapının önündeki banka kurulduk. Kabul etmeliyim ki onu çok özlemiştim. Onu o kadar çok seviyordum ki ölüyordum. Pişman olduğunda bana dönecekti ama bu sefer de ben kabul etmeyecektim. Beni bu kadar üzmeye hakkı yoktu... olmayacaktı da...

Jin

4 gün... hapishane de gibi geçen tam tamına 4 gün... ev hala çok sessiz ve böyle giderse kafayı yiyeceğim. Aklıma (Adın) ile yaşadığımız güzel anılar geldi. Göz bandı ile bana çarpıp yere düştüğünde çok tatlıydı... bana yedirdiği o acı yemeğe dayanamadığımı görünce attığı kahkahalar... beni yanağımdan öptüğünde dünyayı bir anlığına durdurabilen biri olduğunu keşfettim. Beni ilk kez öptüğünde... Onunla geçirdiğim her saniye dünyalara bedeldi...

Ne zaman uzandığımı bilmediğim koltuktan saatler sonra kalkmıştım. Suga'dan öğrendiğim kadarıyla (Adın) bir arkadaşıyla yaşıyormuş. Biraz zorladıktan sonra adresini de öğrenmiştim. Gitmeye niyetim yoktu... ama nerede olduğunu bilmek beni rahatlatıyordu. Bana bunları yapmışken neden onu hala bırakamıyorum? Bırakmalıydım... bırakacaktım da ama ondan önce yapmam gereken bir şey var...

Kaç gündür girmediğim odama girdiğimde kasvetli bir ortam ile karşılaşmıştım. Günlüğünü sakladığım yerden çıkardım ve ilk sayfasını açtım.

Sevgili günlük...

Hayatın ne kadar acımasız olduğunu anladığım henüz çok küçüktüm...
Babam beni sevmiyor... ben onu çok severken neden beni hiç sevmiyor? Filmlerde babaları kızlarının yanağına sulu sulu öpücükler bırakırken neden benimki hep kuru?
Öğrenmek istiyorum...

Çatılan kaşlarımı havaya kaldırıp indirdim. Günlükte ara ara yazılmış ama bugüne kadar uzanan yazılar vardı. Bende şimdilik çoğunu geçip en son sayfayı açtım. 3.5 ay önce yazılmıştı.

Sevgili günlük...
Derdim ya hep babam beni sevmiyor. İşte bugün onu gördüğüm son gündü. Beni evden gönderdi... ona hiçbir hatam olmamıştı oysa... bir baba nasıl evladını reddedebildi ki? Senin gibi bir kızım yok derken nasıl kalbim acıdı bir bilsen... Kore ye gönderiyormuş beni. Nefret ediyorum artık... hayattan da babamdan da...

(Kız günlüğü korece yazmış. Çünkü babasının okumasından korktu. Jin in türkçe okuyamayacağını bende biliyorum merak etmeyin :D)

Yazdıkları doğru muydu? G-gerçekten böyle birşey var mıydı?!!! Eğer gerçekse büyük bir hata yaptım. Ama ilk önce doğrulamam gerekiyordu. Hemen suga yı aradım.

Sg: ne var?

Ben: onu yani (adın)'yı babası neden buraya gönderdi?

Sg: bundan sanane? Kızı evden kovarken iyiydi.

Ben: bana bak suga bu yanlışı düzeltmem lazım anlat gerçeği!!!

Herşeyi bana en ince ayrıntısına kadar anlattığında ağladığımı farkettim. Artık bana dönmesi imkansızdı sanırım...

Sg: babası şimdi korede ve onu öldürmeyi planlıyor bu yüzden biz onları-

Ben: tamam yeter bu kadar

Telefonu suratına kapatıp bir kenara fırlattım. Ne yapmıştım ben?!!! Bir şeyler yapmam gerekiyor...

Odamdan çıkıp (adın)'ın odasına girdim. Uzun zamandır girmeye cesaret edememiştim. İlk girdiğimde de kalbime bir ağrı girdi. Onun kokusu sinmişti... gözümden bir yaş daha aktığında ilk adımımı attım. Yatağına oturdum. Bir insan nasıl bu kadar güzel sevebilirdi? Beni en güzel o sevdi... ben ne yaptım? Hiç bir şeyi bilmeden kovdum onu evden...

Odanın her bir karışını hiç görmemişim gibi iyice bakıp ezberledim. Gözüme yatağın bazasına sıkıştırılmış bir kağıt takılmıştı... yerinden çıkartıp iyice bir süzdüm. Üzerinde kocaman bir 2 yazıyordu. Titreyen elimle zarfı açtım.

İnan ki bu mutluluğun fazla sürmeyecek. Beni öldürmeyi mi planıyorsun canım kızım? Daha sen beni öldüremeden ya sen kendini, yada etrafındaki yakınların öldürecek seni... Belkide ben kim bilir?...

Belkide ben kim bilir? Belkide ben...
Son sözcükler zihnimde yankılanırken Suga 'nın sözleri aklıma geldi.

Babası şimdi korede ve onu öldürmeyi planlıyor...

Zarfı bir kenara fırlatıp koşarak evden çıktım. Buna izin veremezdim. Ölmesine izin veremezdim...

Arabaya binip hemen çalıştırdım. Suga dan öğrendiğim adrese sürdüm. Beni affetmeyecek olsa da onunla konuşmalıydım.

Kapısını bilmem kaçıncı kez çaldıktan sonra pes etmiştim. Yoktu...

~~~~~~~~~~~~~

Hadi bi sohbet konusu açalım.
Süper star Bts oynuyor musunuz?
Yorumlara bekliyorum...

İki Yüzlü ※ Kim Seok Jin  ✅(Düzenlemede)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin