Medya: 7/24 Heaven❤
27. Bölüm(yeni bir başlangıç)
Bedenimi saran kollar daha çok ağlamama sebep olmuştu... son söylediği cümleyi tam anlayamamış olsamda şunu söylediğine yemin edebilirdim...
"Bende seni seviyorum"
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Sabah uyandığımda tavanla bir süre bakıştım. Kafam bomboştu... düşünme yeteneğimi kaybetmiş gibiydim.
Kafamı sol tarafıma çevirdiğimde yatağımın başında uyuyakalmış bir adet jin vardı?!!!Dün gece olanlar yavaş yavaş gözümün önüne geldiğinde nefes alış verișim hızlanmıştı. Kafamı ellerimin arasına alıp bacaklarımı kendime doğru çektim. Ben onu öldürebilirdim... resmen dün onu öldürecektim!!! Babam gibi... lânet olsun öyle babaya!!! Lanet olsun benim gibi bir kıza... bir sonraki aşamaya geçmiş gibi ağzımdan hıçkırıklar kaçmaya, gözümden yaşlar düşmeye başlamıştı. Kesinlikle ağlamak üzereydim ve ağlayacaktım da...
Jin: hey sümüklü niye ağlıyorsun?
Jinin dedikleri beni gülümsetse de dün olanlar aklıma gelince ağlamaya başlamıştım.
Jin: bana bakar mısın?
Başımı hayır anlamında sallayıp aynı pozisyonda kaldım.
Jin: hemen şu anda bana bakmazsan giderim ve geri de dönmem.
Başımı kaldırmaya mecalim yoktu ama gitmesini de istemiyordum. Hafifçe başımı kaldırıp ona baktım. Gülümsüyordu... gözlerinde merhamet ve sevgi karışımı bir duygu vardı. Ona sarılmayı şu an o kadar çok istiyorum ki. Çenemden tutup başımı daha çok kaldırdı.
Jin: ağlamak seni çok çirkin gösteriyor.
Bunun hakaret için mi yoksa iyiliğim için mi söylediğini anlamasamda gülümsemiştim. Gözümdeki yaşları başparmağı ile sildiğinde gülümsemem yüzüme daha çok yayılmıştı.
Jin: hah işte böyle gül. Hadi elini yüzünü yıka da yanıma gel.
Civcivli terliklerimi ayağıma geçirip banyoya yöneldim. Elimi yüzümü güzelce yıkayıp kuruttuktan sonra odama geri döndüm. Jin'in ruh halleri çok mu hızlı değişiyordu yoksa bana mı öyle geliyordu? Böyle davranması normal değil...
Jin yatağıma uzanmış benim baktığım gibi tavana bakıyordu. Yavaş adımlarla yatağımın oraya vardım ve hemen yanında dikildim. Sağa doğru kaydığında bende sol tarafına uzandım.
Jin: bana neler olduğunu anlatmak ister misin? Seni dinlerim ve inanki acını hafifletebilirim.
Ben: bilemiyorum jin... bunun için biraz erken gibi ama emin ol ki zamanı geldiğinde herşeyi anlatacağım.
Jin: pekâlâ...sen bilirsin...
Yalan değildi bu sefer. Gerçekten anlatacaktım bir gün. Ama şimdi soru sorma sırası bende.
Ben: jin?
Jin: efendim (adın)?
Ben: beni gerçekten seviyor musun? Dün söylediklerin gerçek miydi?
Konuşmamıştı... bakışlarını bana çevirdi. Bir süreliğine öylece baktı. Yüzünde en ufak bir mimik yoktu.
Ben: gerçekten sevmiyorsan sorun değil an-
Yanağıma kondurduğu öpücük afallamama sebep olmuştu. Gözlerim her saniye daha da büyüyordu.Ayrıldığında yüzünde kocaman bir gülümseme vardı.
Jin: seviyorum.
Hani şu kitaplarda ve filmlerde olan sevinç dansı varya işte onu tam olarak şimdi yapmak istiyordum.
Jin: kalk hadi
Ben: neden ya?
Jin: bugünü güzel geçirmek istiyorum.
Ben: saçmalama jin işe gideceksin.
Jin: umrumda değil
Elimden tutup ayağa kaldırdı... gerçekten de dediğini yapıyorduk. Bugünü güzelleştirecek şeyleri yani...
Birlikte kahvaltı hazırladık... arka bahçede olan salıncakta sallandık daha doğrusu o beni salladı... film izledik... ve bunları yaparken jinin telefonu bilmem kaç kez çalmıştı. En sonunda telefonu kökten kapatıp bir kenara fırlattı. Umarım bu onu kötü etkilemez. Son olarak bahsedeceğim şey şu, jin'in ağzından anladığıma göre bir günlük tutuyordu ve bu günlükte hayatı yazılıymış. Belki de hayatının neden kötü bir durumda olduğunu günlük sayesinde öğrenebilirdim.~Jin~
Bugünü çok güzel geçirmiştik. Odasında da gördüğüm şeyin günlük olduğundan artık emindim. Ağzından birkaç laf aldığımız emin olmuştum. Sadece anahtarını bulmak kalmıştı.
Belki de yaşadığı kötü anılarını günlük sayesinde öğrenebilirdim. Nasıl mı öğrenmiştim? O benimkinden söz edince bende onunkini sordum o kadar.~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Okuduğun için tenk yu kiki
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İki Yüzlü ※ Kim Seok Jin ✅(Düzenlemede)
FanfictionKİTABI OKUMA! BÖLÜMLERİ YAYIMDAN KALDIRIP TEKRARDAN ATACAĞIM! Özel bölümler hazırlanacaktır! Beklemede kal~ "Sen tam bir iki yüzlüsün! Hayatımı mahvettin! Artık gitmek istiyorum!" Hayatımı mahvetmiş sayılmazdı çünkü onu babam zaten yıllar öncesinde...