Elimdeki kola şişesini yanıma indirerek köpeklerini gezdirenleri izlemeye başladım. Yankı'yı öpmemin üzerinden iki gün geçmişti ve Oğuz beni zor bela evden çıkartarak buraya getirmişti.
"Anlatmayacak mısın bana?" Başımı ona çevirdiğimde endişeyle bana bakıyordu. Günlerdir evden çıkmamam onu endişelendiriyordu. "Seni yeterince serbest bıraktım, artık anlatman gerek."
"Anlatacağım ama nasıl anlatacağımı bilmiyorum." diye mırıldandım. Kaşlarını çattı. "Hemen çatma kaşlarını. Anladığın gibi değil. Anlatacağım ama kızlara anlatmam kadar kolay olmayacak. Bunu kızlarla konuşmak daha kolay sanırım."
"Yankıyla mı alakalı?" Başımı salladım. "Sana bir şey mi yaptı?" Kaşlarımı çattım. "Anlatsana artık! Böyle soru-cevap mı gideceğiz?"
"Tamam, anlatacağım." Şişenin dibinde kalan kolayı içtikten sonra kenarda çöpleri biriktirdiğimiz poşede attım. "Yankıyla konuştuğunu biliyorum, ona anlatmak yok bunları."
"Sen onu nereden biliyorsun?" Omuz silktim. Benden haber alamadığı zamanlarda ulaşabileceği tek kişi Oğuz'du. Oğuz her ne kadar benim yanımda ona ters ters baksa da benim mutlu olmam için herkesle işbirliği yapabilirdi.
"Oğuz." diye mırıldandım. "Ben galiba aşık oldum."
***
Hey! Eve yeni girdim ve girdiğim gibi bu bölümü yazdım. Çok güzel yerde bitirdim biliyorum oğwldpai bundan sonra bir bölüm daha yazabilirim sanırım. Sonrasını bilemiyorum ama. Kendinize iyi bakın!