30.BÖLÜM

293 21 1
                                    

FETHİDEN::
Adamlar iyice etrafımızı sarmıştı. Terörist çemberinin içinde kalmıştık resmen.
Fethi: Demek kaderde beraber ölmekte varmış.
Eylem: Bekle bi dakka!
Fethi: Bir planın var mı hayatım?!
Eylem: Fethi bi sus!
-Anlık silah patlamaları duydum. Karşımdaki adamlar tek tek iniyordu. Eylem hızlıca elimi ve ayağımı çözdü. Kolumdan tutup koşmaya başladık.
Eylem: Hadi hemen çıkmamız lazım.
-Hızlıca çıktık. Mekandan uzaklaşınca Eylem'i durdurdum.
Eylem: N'oldu!?
Fethi: Kim kurtardı bizi ordan?!
-Eylem kafasıyla karşıyı gösterdi. Gösterdiği yere doğru baktım. O an yüzümde oluşan gülümsemeyi bir ben biliyorum.
Fethi: K-komutanım!
Yavuz: Bizim geride adam bıraktığımız nerde görülmüş.
Fethi: Siz mi indirdiniz o adamları?
Keşanlı: Heralde oğlum.
Fethi: Saolun komutanım.
-Yavuz komutanım ensemden tutup iyice bana yaklaştı ve kısık bir sesle...
Yavuz: Bi dahada zaten ölücem diye telefonlarda öyle aptal saptal konuşma! Kızın yüreğine indi!
Fethi: Tamam komutanım.
Yavuz: Karabatak Keşanlı! Siz burayı son kez kontrol edin. Bizde helikopterle karabayıra gidip Avcı'nın yaralarıyla ilgilenelim.
Keşanlı: Yanlız kırmızı seni açmış Avcı!
Ateş: Ulan Keşanlı yürü!!!
-Eyleminde desteğiyle helikoptere bindim ve Karabayıra doğru yola koyulduk.
--------------------------
FETHİDEN::
Eylemle birlikte revire gittik.
Eylem: Hadi oturda yaralarına bakalım.
Fethi: Teröristler beceremedi ben öldürürüm diyorsun yani!
Eylem: Ben bu tarz işlerden anlarım. Hadi şu yüzündekilerin icabına bakalım.
Fethi: Tek yüz mü? Adamlar vücutta çalıştı.
-Üzerindekini çıkarıp sedyeye oturdum.
Eylem: Aman sende bir iki yara için sızlanıp.......
-Eylem cümlesini bitirmeden bana baktı. Vücudumu öyle görünce dona kalmıştı.
Fethi: Eylem... Canım iyi misin?
Eylem: Çok yaran var!
-Eylem'in gözleri dolmaya başlamıştı. Dokunsan ağlayacak gibi. Bana iyice yaklaşıp yaralarıma baktı.
Eylem: Ne yapmışlar sana!!
Fethi: Önemli bişey değil canım.
Eylem: (Sesi titreyerek) Ya nasıl önemli bişey değil. Her yerin kan içinde.
-Çok sert olmayacak şekilde kafama vurdu.
Fethi: Ahh!
-Eylemi sakinleştirmeye çalıştım. Yüksek sesle konuşup yüzünü iki elimin arasına aldım.
Fethi: Şşh. Bana bak!!
Eylem: ....
Fethi: Asker adamız biz! Hem bu yaralar öyle kolay kazanılmadı prenses. Şimdi gözlerini sil hadi! Sulu gözlü kızları hiç sevmem.
Eylem: Off Tamam. (Gülerek)
Fethi: Sana burda biraz daha romantizm yüklemek isterdim ama.... Çok güzel bi hemşirenin yaralarımı sarmasını bekliyorum. Hadi!!
-Eylem'in yüzünde ufak bi tebessüm oluştu. Yüzüme kısa süre bakıp sarıldı. Ama sımsıkı.... Boğulacak gibiydim.
Fethi: İlla ağlamamı istiyorsun Eylem.
--------------------------
Yarbay: Mekandan bişey çıktı mı?
Yavuz: Evet komutanım. Önemli birkaç dosya. İçinde bazı şehir ve önemli merkezler var.
Yarbay: Dosyayı istihbarata verin. İyice araştırsınlar.
Yavuz: Teslim ettik komutanım. Saldırı yapılıcak yerler olduğunu tahmin ediyoruz.
Erdem: Çolağıda sorgulasak iyi olur. Faysalla bi bağlantısı vardır belki.
Yavuz: Emredersiniz!
--------------------------
EYLEMDEN::
Fethi'nin yaralarını sardıktan sonra Mücahit, Ateş, ben ve Fethi kalabalıktan uzak bir yerde kafa dinlemek için oturduk. Akşam olduğu için çok kimse yoktu. Çay söyledik ve konuşmaya başladık.
Eylem: Ne gündü ya...
Fethi: Aynen.
Mücahit: Yenge... Bişey söylicem.
Eylem: Söyle!
Mücahit: Acaba sen uzak mı dursan bu istihbarat işinden artık.
Ateş: O nerden çıktı şimdi.
Mücahit: Aga şimdi bunlar evlenip çoluğa çocuğa karışınca...
Fethi: Öhöm Öhöm...
Mücahit: Helal Avcı. Helal!!!
Fethi: (gözlerini devirir)
Eylem: Eeee.
Mücahit: İşte bunlar olunca sen bu işlere çok karışamazsın. Yani evde otur rahatına bak falan.
Eylem: Peki istifa ettikten sonra n'apıcam? Bütün gün evde oturup Fethi'yi mi bekliycem!?
Mücahit: Evet. Lafa gelince bi ömür beklerim diyorsunuz ama...
Eylem: Ay ne alakası var.
Ateş: Keşanlı. Bi sus dayıoğlu.
Fethi: Bunları konuşmanın yeri değil. Günü gelince konuşuruz.
Ateş: Dayıoğlu. Senin bu gizlilik işi ne zaman bitiyor. Özledik lan...
Mücahit: He valla. Avcısız tabur olmuyor ya. Hele Gonca... Kahrından ölüyo. Öyle tek başına. Ama kimseye dokundurtmuyoruz. İçin rahat olsun.
Eylem: Gonca!?
Fethi: Kıyamam ben ona.
Eylem: O kim ya?!
Ateş: Özlemiş seni....
-Elimdeki çay bardağını alıp masaya çarptım. Hepsi bir an ilkildi.
Eylem: Gonca kim?!
Fethi: Tüfeğimin adı...
-Hafifçe Fethi'nin omzuna vurdum.
Eylem: Bende bişey sandım.
Fethi: Eylem de beni kıskandığına göre artık kalkalım. Geç oldu.
Mücahit: Hadi görüşürüz kardeşim. Dikkat et kendine.
-Keşanlı ve Ateş tabuta doğru gittiler. Benim ise Fethi'yle konuşucaklarım vardı.
Eylem: Benim seninle konuşmam lazım aslında...
Fethi: Annem meselesi mi?! Biliyorum.
Eylem: Nasıl biliyosun ya?!
Fethi: Yavuz komutanım söylemişti. Beni kurtardığınız zaman.
Eylem: Şey... Eğer senin içinde bir sorun olmazsa... Yani yarın sorgusu yapılıcak. Gelmek istersen...
Fethi: Olur. Yarın sabah gelirim.
Eylem: Imm... Tamam. Görüşürüz o zaman.
Fethi: Görüşürüz.
-----------------------
FETHİDEN::
-Sabah olmuştu. Anne demeye utandığım kadının sorgusunu yapmak üzere Eylem'in yanına gittim.
Fethi: İçerde mi?
Eylem: Evet. Sen hazır mısın? Yani girebilicek misin?
Fethi: Evet. O Faysal çok olmaya başladı.
Eylem: Bize kim olduğunu söylemesi karşılığında Ferit'in mezarını ziyaret istedi.
Fethi: O şerefsiz için her şeyi yapar! Üvey evlat mıyım diye düşünüyorum bazen.
Eylem: Öyle deme ya! Öyle değilsin.
Fethi: Neyse hadi girelim.
-İçeri girdik. Masada öyle sırıtık oturuyordu. Yavaşça kafasını bana çevirdi.
Seliha: Ooo... En sevmediğim oğlum.
Fethi: Bunun yüzü niye yara bere içinde?!
(FLASHBACK) -DÜN 23:30 CİVARI-
Seliha: Ne var? Ne diye beni bu saatte buraya getirdin?
Eylem: Ben sana ona olucak en ufak bi yaranın bile acısını senden çıkarırım demedim mi?!
Seliha: Dedin mi?
-Üzerine doğru yürüyüp suratına bi tokat patlattım.
Eylem: Bu sadece suratındaki yaralar için... Vücudundakileri nasıl ödiyceksin Seliha Hanım!?
-Elindeki kelepçeleri çözdüm. Yakasından tutup duvara fırlattım. Yere düşmesiyle tekrar kaldırdım. Ve yine.. Yine... Yine... Vücuduna baktım. Mosmor olmuştu.
Eylem: İdare eder. Fethi'nin ki leri anca bunlar telafi edersin?
Seliha: Delirmişsin sen!
Eylem: Bunlar daha akıllı günlerim. Bi daha ona böyle bişey olursa burdan leşini çıkarırlar haberin olsun.
(FLASHBACK BİTER)
Eylem: Bişey yok Fethi! Öyle Seliha Hanımla sohbet ettik. O kadar... Şimdi söyle Faysal kim?
Hakan: İşte burdaki dosyada resmi var. Nerde olduğunu söyledi. Bizde bulduk getirdik.
-Eylem dosyayı eline aldı. Dosyayı açtığı an gözleri fal taşı gibi açıldı. Elindeki dosya bir anda yere düştü. Hızlıca odadan çıktı. Dosyayı elime alıp baktım ama tanıyamadım. Eylem'in arkasından koştum. Duvara yaslanmış kolyesiyle oynuyordu. Yanına yaklaştım.
Fethi: Eylem... Kimdi o adam... Tanıyor musun?!
Eylem: Şey... O benim...
Fethi: O senin...
Eylem: O benim babam!
Fethi: Ne!! Senin baban mı?
...

AVCIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin