38.BÖLÜM

246 21 0
                                    

FETHİDEN::
-Helikopterdeydik. Herkesin yüzü sirke satıyordu ama kızlara ulaştığımız için umutluydukta.
Fethi: Tamam be. Asmayın artık şu suratlarınızı. Yüzünüzdeki sirkelerle yaptığım salatayla bütün taburu doyururdum ben.
Ateş: Şu kötü esprilerin hiç bitmicek demi??
Yavuz: Hiç biter mi??
Keşanlı: Hiç!
-------------------------
-Bi 30dk sonra konuma varmıştık. Bölgeye doğru yavaş yavaş ilerlemeye başladık. İlerde hareketlilik fark ettik. Yere çöktük. Yavuz komutanım dürbünüyle ileriye baktı. O an gözleri fal taşı gibi açıldı.
Hafız: N'oldu?! Ne gördün ilerde?!
Yavuz: Kızlar...
Fethi: Kızlar.... N'olmuş kızlara? Bişey mi yapmışlar?
Yavuz: Ellerinde silah. Nöbet tutuyolar gibi geldi.
Ateş: haha ne nöbeti komutanım. Aralarında tek silah kullanan Eylem.
Keşanlı: Aynen.
Ateş: Ulan Fethi yoksa bu kız Farhana istihbaratına mı çalışıyor??
Fethi: Abartma istersen!!
Yavuz: Gidip noluyo bakalım. Yoksa bişey anlayamayız. Fethi! Sen çevreyi görebileceğin bi yer bul.
Fethi: Buldum komutanım! Gidiyorum.
Yavuz: Aşık, Çaylak! Siz arkadan gelip çevreyi kolaçan edin. Diğerleri benimle gelsin.
-Emredersiniz komutanım-
-Yüksek bir tepeye çıktım. Tüfeğimi ayarlayıp çevreyi gözetlemeye başladım.
--------------------------
Farhana: Hazır mısın?!
Faiza: Hazırım. Eylem'i napıcaz.
Farhana: Bilmiyorum. Bakarız bi çaresine.
Faiza: Hadi gidelim. Kızlarla oyalansın dursunlar. Biz kaçalım.
--------------------------
-Etrafı gözlüyordum. Arkamdan birinin yaklaştığını hissettim. Tüfeğimi kavrayıp hızlıca arkamı döndüm. Karşımdaki Eylemdi.
Fethi: Eylem!
Eylem: Sakin. Hızlı olmalıyız. Sana anlatmam gereken şeyler var.
Fethi: N'oldu?
Eylem: Kızların beynini yıkadı o kadın.
Fethi: Kadın??
Eylem: Farhana ve Faiza adında iki kadın var. Bizi kurtardıklarını söylediler ama... Yalanmış.
Fethi: Bi-bi dakka kafam gitti. Sen şunu bi baştan anlatsana.
Eylem: Ya biz kızlarla burda kaldık. Bizi buraya getirmişler. Bize gizli bi grup olduklarını bizi sözde kaçıranların elinden kurtardıklarını söylediler. Yemek falan verdiler. Kızlar yedi ama ben yemedim. Şüphelendim. Şüphe çekmesin diye yemiş gibi yaptım. Başka bi odada konuşurlarken dinledim. Yemeklerin içine bi tür ilaç koymuşlar. Geçici olarak hafıza kaybı yaratıyomuş. Kızlar kendilerini farhana için çalışan askerler sanıyor. Sizide düşman. Beni anladılar. Bende hemen kaçtım.
Fethi: Bugün merkeze gelseydin bu kadının yeni düşmanımız olduğunu öğrenirdin. Ama şimdi bunu boşver. Onları eski hallerine nasıl getiricez?!
-Eylem cebinden küçük bi şişe çıkardı.
Fethi: Bu ne Eylem?
Eylem: Panzehiri yürüttüm.
Fethi: Bazen senden çok korkuyorum Eylem.
Eylem: Hahaha.
-Hemen Yavuz komutanıma haber verdim. Durumu hızlıca anlattım. Bana kızların sadece elinde silah tuttuğunu başka bişey yapmadıklarını söylediler.
Yavuz: Biz kızları alırız. Panzehiri enjekte edersiniz. Dışarda bi hareketlilik var mı?
Fethi: Hayır komutanım. Giren çıkan yok.
-20-25 dakkaya kızları yakalamış panzehiri enjekte etmiştik. Hepsi baygın halde yanımıza gelen araca bindirildi. Bizde bindik. Helikoptere doğru ilerledik.
Fethi: Havada iyice karardı.
Eylem: Ne gündü ya? Offf.
Fethi: İyi misin sen?
Eylem: Ya bazen böyle insanın içinde bi sıkıntı olur ya. Nefes almak zorlaşır falan. İşte bana da o oldu.
Fethi: Hayırdır inşallah.
Eylem: Umarım hayırdır.
-Tabura dönüp olanları Erdem Yarbay'a anlattık. Kızlar ayılınca onlarla da konuştuk. Başlarına geleni anlattık. Farhana yı yine yakalayamamıştık. Ama sonu yakın gibi gelmişti. Her şey bi yana artık bizde mutlu olmalıydık. Tarih mutsuzları yazmadan evlenip mutlu olmamız lazımdı. Öyle de olucaktı.
--------------------------
-3 AY SONRA HERHANGİ BİR HAZİRAN GÜNÜ-
Keşanlı: Ooooo. Jilet gibi olmuşsun lan. Terzi Hikmet'im harikalar yaratmış.
Fethi: Demi?? Senin şu Hikmet olmasa ölmüşüz biz.
Ateş: Hadi dayıoğlu hadi. Nikah memuru falan herkes burda.
Fethi: Şahitler???
Çaylak: Senin ki Erdem Yarbay olcak. Ama Eylem'inkinden haberim yok.
Fethi: Oğlum ben birazdan ölücem gibi geliyo. Ciğerlerime nefes gitmiyo.
Ateş: Sen... Heyecanlandın... Yok artık.
Keşanlı: Büyümüşte kocaman damat olmuş Ateş amcası. O kadar olucak.
Hafız: Hadi beyler. Misafirleri bekletmeyelim.
Fethi: Kalabalık mı?!
Ateş: Bu baya heyecanlı belli. Davet ettiklerini hatırlamıyo. Oğlum bütün tabur var. Baban da geldi. İstediğin gibi.... Neyse. Sen burda kal dayıoğlu.... Nefes al nefes ver. Bizde bi gelinlerin oraya gidelim.
Keşanlı: Kelebeğimi görcem demiyo da.
Çaylak: Ama bizden önce evlendiniz ya... Aşk olsun abi.
Keşanlı: Avcı lan o Avcı. Hedefe daha hızlı ilerler o.
Hafız: Bu kadar goygoy yeter. Hadi beyler....
Keşanlı: E hadi bakalım.
-------------------

[Eylem gelinlik-saç-aksesuar]Bahar: Eylemcim bi sabit mi dursan acaba?! Eylem: Ya bu kıvıl kıvıl bişey Bahar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

[Eylem gelinlik-saç-aksesuar]
Bahar: Eylemcim bi sabit mi dursan acaba?!
Eylem: Ya bu kıvıl kıvıl bişey Bahar. Kaşındırıyo beni.
Su: Gelinlikçide öyle demiyordun ama!
Nazlı: Yaa ben Fethi abiyi çok merak ettim. Acaba nasıl olmuştur.
Bahar: Beyaz atlı prens gibi olmuştur. Gelsinde şu kurbağayı prensese çevirsin.
Eylem: Hahahaha. Çok komiksin Bahar.
Güler: Nazlı hanım bakıyorumda gözümüz yollarda.
Nazlı: Evet... Ateş'ide merak ettim.
Bahar: Senide şöyle gelinlikli görürüz inşallah. Görür müyüz ha Güler abla?
Güler: Umarım.
Nazlı: (Yandan sırıtış)
-(Ateş kapıyı tıklatır)
Ateş: Pişşt?! Nazlı?! Kelebe?! Alo?? Alo??
Nazlı: Ay n'oldu Ateş. Tıklatıp duruyosun?!
Ateş: Fethi'yi hazırladık. Eylem ne durumda?!
Nazlı: Hazır sayılır. Sen buraya Eylem için mi geldin?
Ateş: Yani... Bi de bana söylediler burda bi kelebek uçmuş. Gelin odasına falan girmiş.
Nazlı: Sende peşinden mi gittin?
Ateş: Hı hı.
Güler: Bişey mi oldu?
Nazlı: Yok anne... Yani bişey yok. Ateş Eylem için gelmişte.
Ateş: Neyse size kolay gelsin. Ben aşşağıya iniyorum. Sizde gelirsiniz... Çok güzel olmuşsun dayıoğlu... Hadi görüşürüz kelebek. Yani Nazlı. Nazlı hanım.
(Kahkahalaşırlar)
Bahar: Hadi bakalım. Aşşağıya inme zamanı.
Eylem: ohhhh. Hadi bakalım.
------------------------
FETHİDEN::
-Masanın orda bekliyordum. Hepimiz ayaktaydık. Benim şahitim Erdem Yarbay. Eyleminkide görünüşe göre Bahardı.
Fethi: Hadi... Evet diyelim de ben de bi nefes alıyim hadi.
-Herkesin sesi kesilmişti. Arkalarını dönmüş bakıyorlardı. Bu Eylemdi. Size şu kadar söyliyim. Hergün yanınızda pantolon gömlek giyen... Eli silah tutan... Asabi ve sert bi kadın ancak bu kadar güzel olabilirdi. Kendimi tutuyordum. Bana doğru yürüyüşü... Bakışı... Gülüşü... Bağırarak EVET deyip sarılasım vardı.
Fethi: Keşanlı?
Keşanlı: Hı??
Fethi: Bana bi peçete versene.
Keşanlı: Niye lan?
Fethi: Birazdan bana "Erkek adam ağlar mı lan? " demek istemiyorsan ver şu peçeteyi.
-Gözlerimi sildim. Ben hayatımda ilk defa bu kadar mutlu ve aşıktım. Her mutlu oluşumun... Her gülümseyişimin ardından şükrettim. Yoksa kötülükler beni, bizi bulurdu. Ha bi'de şunun için... Imm ne demişti şu deli adam? "Tarih sadece mutsuzları yazar." Ama bu sefer tarih aşıkları yazıcak.
...

AVCIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin