35.BÖLÜM

288 21 0
                                    

FETHİDEN::
-Olaylardan sonra 2 ay geçti. 2 ay çok huzurlu ve rahattı... Yani operasyonları saymazsak. Faysal'ı paketledik, göreve geri döndüm. Ve bugün kız isteme işimiz var... Bugün benden mutlusu yoktur eminim.
Fethi: Bu nasıl?!
Keşanlı: Dar mı o?! Ben beğenmedim?!
Ateş: Sen ne anlarsın takım giymekten?
Fethi: Bu sabahtan beri giydiğim 24.takım. Hiçbiri içime sinmedi.
Keşanlı: Gördün mü? Dediydim sana! Gel benim dediğim yere gidelim Avcım.
Çaylak: Bizi nereye götürüceksin çok merak ediyorum abi.
Keşanlı: Terzi Hikmet abiye...
Fethi: O kim lan?
Keşanlı: Görürsün!
---------------------------
EYLEMDEN::
Eylem: Yok... Ben sevmedim bunu? Yerleri süpürüyor bu Bahar?
Bahar: Of Eylem. Beğen artık bişeyide!
Nazlı: Bak fiziğin çok güzel. Biraz kısa bişeyler giysen ölür müsün sanki?
Su: Akşama kadar bulmamız lazım bişey!
Bahar: Su! Ara Feyzullah'ı! Fethi'yi buraya getirin.
Eylem: Yuh! Ay yok artık.
Su: Tamam arıyorum.
-Al bakalım. Şimdi rezil oldun Eylem Hanım. Şeytan diyo boşver geleneği. Al Fethi'yi bas nikahı. Sende kurtul Fethi'de kurtulsun.
----------------------------
HAREKAT MERKEZİ::
Hasan: Komutanım. Bugün yakalanan teröristlerin listesi.
Erdem: Kime çalışıyorlar tespit edildi mi? Çolak, Faysal, ya da başka biri?
Hasan: Bilmiyoruz komutanım. İkiside bugün sorguya alınıcak.
Erdem: Tamam. Sorguları bitince bana haber verin. Eğer ikisi de çıkamzsa yeni bi düşmanımız var demektir.
Hasan: Emredersiniz komutanım!
---------------------------
FETHİDEN::
-Keşanlı bizi küçük bi yere getirdi. Ama görünürde takım falan yoktu. İçeri girdik.
Hikmet: Hoşgeldin Mücahit.
Keşanlı: Hoşbuldum hikmet abi. Lafı hiç dolandırmadan söyliyim...
-Keşanlı tuttuğu gibi yanına çekti beni.
Keşanlı: Bu yakışıklı oğlumuza en güzelinden bi takım ayarlaman lazım.
Hikmet: Olur. Ayarlarız. Ne zaman düğün?
Keşanlı: Bugün. Yani düğün değilde... Kız İsteme merasimimiz var!
Hikmet: N'aptınız be oğlum. Önceden gelseydiniz ya!
Keşanlı: Abim asker adamın halinden anla işte. Anca bugün oldu. Hadi sen hızlı adamsın. Yap bişey kurban olduğum.
Hikmet: Tamam tamam. Geç oğlum sen. Ben bi ölçünü alıyım senin?!
-Bizimkiler karşımdaki koltuğa oturdu. Bende ayakta durmuş ölçülerin alınmasını bekliyordum.
Çaylak: Ah. Telefon çalıyo.... Efendim boncuğum...Yok bizim işimiz daha bitmedi... Gelemeyiz oraya...Tamam.... Sen kapat ben görüntülüye alıyorum... Öyle halledelim.
-Feyzo görüntülüye aldı. Ve yanıma getirdi telefonu. Karşımdaki Bahardı.
Fethi: N'oldu Bahar!?
Bahar: Eylem baya nazlı çıktı.
Nazlı: Aynen. Pek de Nazlı!
Bahar: Birazdan bi modelle daha çıkıcak. Sende bi görüşlerini söyle. Ona göre bişey bulup çıkalım şurdan.
-Bi süre sonra Eylem çıktı. Askılı ve kısaydı üzerindeki.
Eylem: Nasıl böyle?
Fethi: Çok güzel olmuş Eylem... Altına eteği ne renk giymeyi düşünüyorsun?
Eylem: Ne!
Fethi: Eylem adamı delirtme... Saçmalama... Bu nedir. Git çıkar düzgün bişey giy!
Eylem: N'oldu Fethi Bey! Kıskandınız mı?
Fethi: Hayır. Sadece katil olmak istemiyorum o kadar.
Eylem: Anladım.
-Hikmet abi ölçülerimi aldı. Kumaşımızı da seçip çıktık.
Fethi: Bahar. Şimdi biz burdan çıktık. Tabura dönüyoruz. Sende şuna düzgün bişey bul giysin. Bak sana güveniyorum.
Bahar: Tamamdır. Bende!
Fethi: Hadi tabura...
Keşanlı: Tamam. Araca binin. Bugün bendensiniz. Ben kullanırım.
Fethi: İyi madem...
--------------------------
HAREKAT MERKEZİ-
Erdem: Oturun beyler.
Yavuz: Komutanım apar topar çağırdınız. Kötü bişey yoktur inşallah.
Keşanlı: İyi bişey olduğu nerde görülmüş komutanım. İyi bişey olsa burda olmazdık.
Erdem: Doğrudur... Bugün bir-iki terörist ele geçirdik. Mühimmatlarının bildiğimiz kadarını patlattık. Ama mühim olan mesele bu değil.
Yavuz: Nedir komutanım.
Erdem: Çolakla, Faysalla, ya da bildiğimiz bi liderle bağlantıları yok.
Tahir: Yeni bi düşmanımız mı var yani?
Erdem: Öyle görünüyor.
Fethi: İki ay çok bile huzurlu geçti.
Erdem: Sizi bu konuda geç olmadan bilgilendiriyim dedim.
Yavuz: Her kimse hemen öğrenmemiz lazım.
Erdem: Şimdilik elimizdeki bilgi bu kadar. Çıkabilirsiniz.
---------------------------
FETHİDEN::
-Güneş batmaya başlamıştı.
Keşanlı: Allah senden razı olsun be! Tamam ben hemen alıp geliyorum.... Tamam.
Fethi: Hazırlamış mı?! Ne çabuk.
Keşanlı: Benim Hikmet abim öyledir. Yapar. Ben hemen takımı alıp geliyorum.
Fethi: Hızlı ol!
-Bi süre sonra Keşanlı geldi. Takımı getirdi. Hakkaten güzeldi. Giydim. Bütün tim toplanıp Baharlara doğru yola koyulduk.
--------------------------
EYLEMDEN::
-Kapının çalmasıyla hemen kapıya koştum ve kapıyı açtım. Karşımdaki Fethi'ydi. Arkadan Nazlı seslendi.
Nazlı: Geldiler mi?
Eylem: Bilmem. Karşımda havalı bi adam var ama tam tanıyamadım.
Fethi: Ha ha ha. Çok komiksin Eylem.
Eylem: Hadi içeri geçin.
-İçeri geçip oturdular. Beni Erdem Yarbay Esma hanımdan isteyecekti. Feyzullah'ın annesinden rica ettik. O da bizi kırmayıp tamam dedi. Görev gereği annem beni ölü biliyordu. Baba da malum. Fethi'nin annesi malum hapisteydi. Babasıyla da arası bozuk olduğu için Erdem Yarbay devreye girdi. Oturduk ve sohbet etmeye başladık.
Erdem: Bizi kırmadığınız için teşekkür ederiz Esma Hanım.
Esma: Ne demek canım. Eylem kızımı severim ben... Seve seve...
Esma: Ee Fethi oğlum askerliğini yaptın mı sen?
Keşanlı: Ha??
Feyzullah: Ney???
Fethi: Anlamadım??!!
Esma: Şaka yapmıyorum canım şaka?
Fethi: Komutanım isteyelim de bitsin şu iş?! Ölücem birazdan.
Bahar: O zaman biz gidip kahve yapalım Eylem?! Hadi!
Eylem: Niye ki?!
-Bahar'ın yüzü bir an düştü. Benimde jeton düştü tabi.
Eylem: Ha tamam. Kahve... Gelenek...
-------------------------
FETHİDEN::
-Bi süre sonra Eylem ve elinde kahve tepsisi geldi. Herkese kahve verdi ve sıra bana geldi. Kahveyi alırken...
Fethi: Şşh. Ölmem umarım?!
Eylem: Yok yok. En iyi ihtimalle sakat kalırsın.
Fethi: Efenim!
-Kahveden bi yudum aldım. Gözlerim fal taşı gibi açıldı.
Fethi: A-acı!
Keşanlı: Acı mı?! Neyin kafasını yaşıyon oğlum?? Tuzludur o tuzlu.
Fethi: Acı lan acı.
-Öksürüp duruyordum. Daha fazla rezil olmadan kahveyi bitirdim. Yüzüme alaycı bi gülümseme takındım.
Fethi: Eylemcim kahven nefis olmuş. Ne koydun içine? Evlendikten sonra da yaparsın belki!
Eylem: Yani sende yaparsın canım. Mutfakta ne kadar baharat varsa koydum içine. Ama tuz kalmamış onu koyamadım kusura bakma!?
Fethi: Hiç önemli değil.
Erdem: Neyse Esma Hanım! Sadede gelelim.
Esma: Evet.
Erdem: Allah'ın emri... Peygamberin kavliyle kızımız Eylem'i canımız Fethi'mize istiyoruz.
Esma: Fazla söze gerek yok anacım. Verdik gitti.
-Ohhh. İçimden derin bi oh çektim. Yolu yarıladık gibiydi.
Erdem: Yüzükler nerde?
Ateş: Buyrun komutanım.
-Yüzükler takıldı. Kurdele kesildi...
Eylem: Şimdi bana laf etme de... Bugün fazla huzurlu geçti sanki.
Fethi: Al bendende o kadar! Umarım her günümüz böyle olur.
Eylem: Umarım.
...

AVCIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin