34.BÖLÜM

247 22 0
                                    

FETHİDEN::
-Geceydi. Kabus görmüş gibi uyandım. Teknik olarak herkes uyuyordu. Elimi yüzümü yıkamak için kalktım. Lavaboya yöneldim. Musluğu açtığım sırada garip bi hisse kapıldım. Yüzümü yıkadım. Kurulayıp arkamı dönmemle karşımda biri belirdi. Bu bana bulaşan adamdı. Eylem'in fotoprafını alıp şerefsizlik yapan.
D: Bana bulaşmayacaktın.
Fethi: Kim kime bulaştı tartışmayalım istersen!
D: Akşamdan beri bu anı düşündüm.
Fethi: Akşamdan beri beni düşünmen çok güzel ama üzgünüm... Benim sevgilim var...
-Adamın elindeki bıçağı fark ettim. Cam kırığından yapılmıştı. Adam bıçağı sıkıca kavrayıp saplamaya çalıştı. Ani manevra yapıp kurtuldum.
Burda gebermek istemezdim şahsen.
-------------------------
EYLEMDEN:
-Geceydi. Herkes uykudaydı. Bende ifadesiz tavana bakıyordum. Faysal'ı yakaladıktan sonra gözüme uyku girmedi. Ama yarın dinç ve güçlü görünmeliydim. Fethi'yi özgürlüğüne kavuşturmanın hissiyatıyla uyumaya çalıştım.
------------------------
FETHİDEN::
-Bi kaç dakika aynen devam ettik. En sonunda elindeki bıçağı elinden düşürmeyi başardım sert bi yumrukla indirdim adamı. O an Namık ve birkaç kişi geldi.
Namık: Abi!!
Fethi: Uykunuz ne ağırmış sizin...
Zafer: İyi misin evlat?
Fethi: İyiyim iyi?!
-Konuştuğumuz sırada belimde bi acı hissettim. Elimi belime attım. Elim kan içindeydi. Karşımdakilerin şaşkın bakışlarını gördüm. Bi an gözlerim bulanıklaşmaya başladı ve yere devrildim. O an duyduğum tek şey milletin yardım çağrışları, gördüğüm tek şey kir tutmuş fayans ve hissettiğim tek şey yüzümün yarısını kaplayan kirdi...
--------------------------
HAREKAT MERKEZİ::
Yavuz: Birinden daha kurtulduk... Artık Fethi için bi tehdit kalmadı.
Keşanlı: Bide aklansaydı kardeşim. Aramıza dönseydi...
Ateş: O da olucak Keşanlı.
Çaylak: Eylem yenge... Yani Eylem... Ses kaydını verdi mi savcılığa?
Erdem: Evet. Yanıt bekliyoruz. O kayıtla çıkması mümkün. Ama biz yinede Faysal'ı sorgulayacağız. Tedbir amaçlı.
Tahir: Kim giricek sorguya!
Erdem: Savcı ve Eylem.
Yavuz: O zaman biz gidip bekleyelim.
Erdem: Olur. Çıkabilirsiniz!
-DIŞARIDA-
Keşanlı: Acaba mahkemeye üniformayla mı gitsek?! Böyle endamlı endamlı...
Çaylak: Fethi abi olsa ne derdi şimdi varya... (SESİNİ KALINLAŞTIRARAK) "Ulan bu deli de sabah üniforma akşam üniforma yatarken üniforma... Söz sana kıyafet alıcam Keşanlı " derdi.
Tahir: Doğru valla.
Yavuz: Hadi zevzekliği kesinde gidin uyuyun. Gece gece...
-EMREDERSİNİZ-
-------------------------
FETHİDEN::
-Gözlerimi yavaş yavaş açtım. Yanımda bi doktor vardı. Kalkmaya çalıştım ama olmadı. Elim kelepçeliydi.
Doktor: Tamam. Sakin ol.
Fethi: Nerdeyim ben?!
Doktor: Hastanedesin. Yarana müdahele ettik. Endişelenicek bişey değil. Yüzündekileride hallettik.
Fethi: Telefon... Telefon lazım bana!
Doktor: Olmaz. Gereken kişilere haber verdik zaten. Sen şimdi dinlen. Bikaç gün sonra cezaevine dönersin.
Fethi: Eyvallah.
-------------------------
EYLEMDEN::
Sabah olmuştu. Uyandım... Güzel bi duş aldım ve giyindim. Erdem Yarbay'ın yanına gittim. Bi süre savcıyı bekledik. Savcı gelince beraber sorgu odasına yöneldik. Bizi çekicek olan kamerayı açtık. O kayıt Fethi'nin çıkması için bi artı olucaktı.
Savcı: Elimize bazı ses kayıtları geçti... Fethi Kulaksız'a iftira attığını söylemişsin. Doğru mu?
Faysal: .... 
Eylem: Söylesene lan!
Savcı: Eylem.... Sakin...
Faysal: E-evet. Doğru.
Savcı: Peki... Bunu duymamız iyi oldu... Senin de tek adın varmış be Faysal! Ödleğin tekiymişsin.
Eylem: Bunların hepsi böyle sayın savcım. Çolak'ın da tek namı vardı... Sonuç... Elimizde. Ne sorsak söyleyecek durumda.
Savcı: Ben bu kaydı ve videoyu ilgili yere belirticem Eylem. Fethi ordan çıkıcak.
Eylem: Peki sayın savcım.
-Savcı çıkmıştı. Tam çıkacakken geri döndüm ve sordum.
Eylem: Niye biz?!?! Neden önce bize bulaştın!
Faysal: Kızımın ajancılığının yanında Türk damarı olduğunuda öğrendim. Türklerle çalışan bi evladım vardı... Güçlü ve otoriter bi adamın yok etmeye çalıştığım kişilerle çalışması utanç verici...
Eylem: Aşşağılık herifin tekisin sen? Senden bi parça olduğum için kendimden utanıyorum.
Faysal: Umrumda bile değil?!
-Bi sinirle ordan çıktım. Daha düzgün bişeyler giyip çocukların yanına gittim.
Eylem: Yüzünüzden düşen bin parça?! N'oldu size!
Keşanlı: Erdem Yarbay kötü bi haber var dedi. Bizde n'oldu diye düşünmekten sevinemedik bile?!
Eylem: Gidip bide ben konuşayım o zaman. Belki söyler.
Ateş: Bize de haber ver dayıoğlu?
Eylem: Tamam.
-Erdem Yarbay'ın yanına gittim... Yüzü asıktı.
Eylem: Kötü bi haber var demişsiniz... Bi sorun mu var?! Fethi'yle mi ilgili yoksa??
Erdem: Evet... Eylem... Fethi cezaevinde bıçaklı saldırıya uğramış.
Eylem: Ne!!!..... Ne zaman?!
Erdem: Dün gece?!
Eylem: Faysal mı yoksa?! Yakalanmadan önce emir vermiş olmasın?!
Erdem: Yok... Ordaki biriyle sorun yaşamış... Sonrada bıçaklamışlar işte.
Eylem: Görebilir miyiz peki!?
Erdem: Malesef... Üç gün sonra ayaklanır dedi doktor. Mahkeme de o zamana kaydı.
Eylem: İyi madem... Ben diğerlerine haber veriyim.
-Diğerlerine haber vermeye gittim... Hepsi o an şok geçirdiler... Mahkemeyi ve olayı anlattım. Artık üç gün bekliycektik. Ve bekledik...
-ÜÇ GÜN SONRA-
FETHİDEN::
-Öğle vaktiydi. Hastaneden çıkıp adliyeye gidicektim. Bana getirilen takımı giydim. Beni gelip aldılar... Araca bindik ve adliyeye doğru yola koyulduk.
-------------------------
EYLEMDEN: Bütün tim hazırdık. Erdem Yarbay da dahil... Hepimiz araca bindik... Ve yola koyulduk.
------------------------
FETHİDEN::
-Mahkeme salonuna girdik. Az sonra içeri giren çocukları gördüm. Erdem Yarbay ve Yavuz komutanım ve Eylemde vardı. Hepsi geçip oturdu............ Bir süre konuştuktan sonra Hakim kararı açıklamak üzere düşündü.
Hakim: Karar!
-Hepimiz ayağa kalktık. O gergin anlar başkamıştı bile!
Hakim: Gereği düşünüldü. Ve sunulan deliller uzmanlarca gözden geçirildi. Sanık Fethi Kulaksız'ın terör örgütüne yardım ve yataklık... Ve uyuşturucu ticareti yapmak gibi suçlardan aklanması nedeniyle beraatine karar verilmiştir.
Keşanlı: İşte bu be!!!! İşte bu be!!
Hakim: Öhöm... Öhöm...
Keşanlı: P-pardon Sayın Hakim bey..
-Hakim yanıma geldi... Tanıdığımız biriydi zaten.
Hakim: Geçmiş olsun Fethi.
Fethi: Saolun.
-Gülümsedi ve gitti...
Keşanlı: Ulan gidip dışarda halay çekicem lan!!!
Fethi: Halay başı olmayan ne olsun!!
Çaylak: Oooo...
-O an bana doğru koşan Eylem'i fark ettim. Koşup sarıldı.
Eylem: Şükürler olsun!!
Fethi: Eylem... Erdem Yarbay bize bakıyor. Sonra mı özlem gidersek.
Eylem: Iıı. Şey... Tabi...
-Dışarı çıktık.
Erdem: Araç birazdan gelir. Ha bu arada bunu veriyim.
Fethi: Bu ne komutanım?!
Yavuz: E açta bak oğlum.
-Kağıdı açıp baktım... Vücudum bi sızlamadı değil.
Fethi: G-gerçekten mi?! Geri dönebilirim artık?!
Ateş: Eee dayıoğlu... Aramıza hoşgeldin... Tekrardan.
Erdem: Ben bi telefon konuşması yapıp geliyorum. Bekleyin burda.
Fethi: Emredersiniz.
Eylem: Madem artık göreve döndün. Düşmanlarımızdan şimdiden kurtulmuşken diyorum.... Şu evlilik işini bi halletsek mi?!
Fethi: Eylem senin kafana bişey mi düştü!?
Eylem: Yooo. Ne alakası var! Teklifi ettin. Evet dedim... Beklemeye gerek yok.
Keşanlı: Allah be!!! Düğünümüz var et ahali...
-Şimdilik herşeyden kurtulmuş ve yeni başlangıç yapmanın zamanı gelmişti. Umarım bu sefer uzun sürer.
...

AVCIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin