Gergin bir şekilde mikrofonu sıkıyordum ve beni bu durumdan kurtarabilecek bir şey bulma umuduyla etrafıma bakınıyordum. O sırada Sedenle göz göze geldim. Bana tatlı bir gülümseme gönderince ateş püsküren gözlerimi ona yönelttim ve hemen ardından salona yeni giren kişiye kaydı gözlerim. Çınar.
Ertelenen seçmeler beni rahatlatmıştı ama tabii ki bundan kaçamazdım. Bunu anladığımda ertelenen tarih gelmişti bile ve ben hiç hazır hissetmiyordum. Yaklaşık 1 dakikadır sahnede mal mal bakınıyordum. Çınar gelene kadar.
Yüzündeki garip ifadeyle bana bakarken ona ne kadar gıcık olduğumu bir kez daha hatırladım. O bu grubun solisti olarak sahnede gayet rahat şarkı söyleyebiliyordu.
O an o yapıyorsa ben neden yapamıyorum düşüncesiyle birden gaza gelip boğazımı temizledim. Seçtiğim şarkıyı okulun grubuna çoktan söylemiştim ve şarkıya girmek için benim işaretimi bekliyorlardı. İzleyicilere -bunlar sadece bizimkiler ve birkaç kişi daha oluyorlar çünkü hocaya başka kimseyi istemediğimi söylemiştim.- arkamı dönerek onlara baktım ve hafifçe kafamı salladım.
Şarkıya girdiklerinde kısa süre sonra söylemeye başladım ben de. Bu şarkı çok hoşuma gidiyordu bu yüzden bunu seçmiştim.
Bir ortak geçmişimiz var
Bir de hep açık yaralar
Kendine hatırlattığın
Fazla parlamış anılarKarşıma her yerde çıkan
30 yaş üstü adamlar
Hepsini sevmiştim diyen
Bir şeyler bekler bakışlarNedensizce bakışlarım Çınar'a kaydı ve göz göze geldik. Gözlerimi ne ara açtığımı farketmemişim bile. Şarkıya bu şekilde devam ettim.
Yerçekimine yenik üstün başın
Bir de hep güzel tınlamış adın adın
Cebinde bir tek numaran kalmış artık
Herkes için bir tadımlıkGözlerini benden çekmeyince sinirlendim ve bakışlarımı çevirdim. O sırada gözüm arkalarda oturan ikiliye kaydı. Yine o çocuk ve kızdı. Bir anda onları her yerde görmeye başlamıştım. Garipti. Çocuğun inceler bakışları beni bulunca gözlerimi çektim ve kızla göz göze gelince iyice gerilerek önüme bakmaya başladım. Bizimkilere bakamıyordum bile çünkü bakarsam ciddiyetimi kaybedebilirdim.
Nakarat kısmına geçerken yine gözlerimi kapattım ve rahatlayarak evde şarkı söylüyormuşum gibi hissetmeye çalıştım. Dediğim gibi, sadece çalıştım.
İstanbul seni hapsetmiş
Eski bir bandı kaydetmiş
Yüzlerce binlerce insan aman Allah
Hep bu şarkıyı söylemişUzun süre üzerimde olan gözler rahatsız etmeye başlayınca yine gözlerimi açtım ve bana dik dik bakan kişiye çevirdim gözlerimi.
Çınar.
İfadesiz gözlerle bana bakıyordu ve çok rahatsız ediciydi.
İnatla ben de ona bakarken devam ettim söylemeye.
İstanbul seni kaybetmiş
İlaçlayıp berbat etmiş
Davul gibi gerilen derini aman Allah
Kim bilir kimler inletmişBöyle gözlerimi gezdirerek şarkıyı bitirdiğimde alkış tufanı olmamıştı çünkü zaten doğru düzgün kimse yoktu. Ama salondaki herkes alkışlıyordu. Çınar da dahil. Onun kendinden başkasına beğendiğini gösteren bir haraket yapması garip gelirken bizimkilere dönüp tebessüm ederek sahneden indim ve yanlarına ilerledim.
"Ee, nasıldı? Yorumları alalım bakalım."
Sanki bunu bekliyormuş gibi ortaya atılan Alp'e dönen bakışlarımla ona odaklandım.
"Sucuğum valla daha önce bize doğru düzgün sesini dinletmemeni kınıyor ve seninle yarım saat konuşmama kararı alıyorum. Yarım saat bana bir şey söyleme yoksa unutup seninle konuşurum."
Gülerek ona bakarken ağzıma fermuar çekiyormuş gibi yapıp diğerlerine döndüm. Çocuk ruhluydu ve bu, benim çok hoşuma gidiyordu.
Tam bu sırada telefonumun bildirim sesiyle tüm gözler bana döndü. Cebimden telefonumu çıkarırken Bora ve Atlas bana garipser gözlerle bakıyor, Alp ise onlara aynı bakışlardan atıyordu.
Pekala.
"Kızım sen bizden başkasıyla mesajlaşacak kadar samimi değilsin ki. Kim bu?" diye hesap soran abi moduna geçen Atlas'a dönüp şirince sırıttım. Ya da en azından sırıtmaya çalıştım.
Tam ağzımı açmışken Alp söze atladı. Ben de bu sırada telefonuma bakıp parmak izimi okutuyordum.
"Ha, şimdi anladım. Bu yüzden Su'ya garip bakışlar atıyordunuz. Ben de bir şey oldu sandım."
Atlas ona kötü bakışlar atıp tekrar bana dönerken Anonim'den gelen mesaja tıkladım ve onlara dönüp hiç sevmediğim bir şey yaptım.
Yalan söyledim.
Ama biliyordum ki doğruyu söylesem ne yapar eder Anonim'i bulurlardı. Ve ben ona saygı duyduğumdan böyle bir şey yapmak istemiyordum.
"Ya, yok bir şey teyzemden. Nasıl gittiğini merak etmiş."
Hem yalan sayılmazdı. Teyzemden de mesaj vardı.
Yavaşça kafamı çevirip mesaja baktım.
Anonim: sesinin bu kadar güzel olduğunu bilmiyordum demeyeceğim
Anonim: çünkü biliyordum
Anonim: bazen ayarını fazla kaçırıp bağırarak şarkı söylüyorsun evde
Anonim: ben kazandığına neredeyse eminim
Anonim: o yüzden şimdiden tebrik ederim
Su: burada mıydın?
Su: yani izleyenlerin arasında
İfadesiz tutmaya çalıştığım yüzümle cevap yazıp bizimkilere baktım.
"Hadi gidelim artık. Sonuçlar yarın belli olacakmış."
Onlar ayaklanırken ben de telefonumu titreşime alıp cebime koydum ve beraber çıkışa yürümeye başladık.
Bunu atlatmanın getirdiği rahatlıkla derin bir nefes alıp verdim ve yürüyüşümü dikleştirerek konuaşn İmge'ye odaklandım.
Hey, naber?
Bu kitaba yazdığım en uzun bölümdü sanırım.
Şarkı sözlerini yazmamla bir ilgisi yok tabii ki :d
Neyse, multide Alp var.
Bölüm çok geç geldi çünkü yazamadım.
Ve eanoiche bana toparlamamda gerçekten çok yardım etti.
Tekrar çok teşekkür ederim.
Hala bölüm bekleyen varsa,
teşekkür ederim.Bu arada unutmadan 1k okunma olmuş bunun için de çok teşekkürler.
Keşke okuyan herkes kendini belli etse.
Ne bileyim, beğenenler vote veriebilir veya yorum yapıp fikirlerinizi belirtebilirsiniz.
Satır arası yorumları okuyup onlara cevap vermek hoşuma gidiyor.
Fazla konuştum, bye!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Smile||Texting
Short StoryAnonim: sadece gülümse Umay Su Anonim: her şeye ve herkese inat Anonim: çünkü gülümseyince çok güzelsin