Sabah Seden'in açtığı son ses müzikle uyanmıştım. Sonrasında ise hızlıca hazırlanıp kahvaltı için çocukların kapımızı tıklatmasını beklemeye başlamıştık.
Bu sayede akşam olanları hatırlamak için elime bir fırsat geçmişti. Ben hızla denize girmiştim. Çünkü su çok soğuktu ve hızlı olursam hissetmeyeceğimi düşünmüştüm. Sonuç olarak hissetmiştim ve aynı hızla çıkmam gerekmişti. Kenarda kuru olan canım arkadaşlarım ve yanlarındakiler alkışlamışlardı şiddetle. Size göre hava hoş tabii.
Sonrasında Atlas suya girdiğim için kızmıştı ve hızla küçük evimizie gelip üstümüzü değiştirip uyumak üzere yola çıkmıştık. Ben yine de aklıma takılan düşünceler yüzünden uyuyamamış gecenin yarısı duşa girmiştim.
Sonrasında sabaha doğru uyumuştum sanırım ve Seden erkenden uyandırmıştı. Bugün huysuz bir Umay Su oalcaktı karşılarında. Yapacak bir şeyim yoktu, uykumu hiç alamamıştım.
Kapı tıklatıldığında hızla ayaklanmış ve kapıyı açıp kafeteryaya doğru yola çıkmıştık. Bu aralar yine iştahım çok açılmıştı ve kilo almaktan korkuyordum ama yemeyi de çok sevdiğim için yiyordum. Tabağıma en sevdiklerimden doldurup çoktan oturmuş olan Seden ve Atlas'ın yanına gittim.
Sohbet ederek ve yemeklerin tadını çıkararak kahvaltı yaptık. Bu sırada hiç konuşulmasını istemediğim bir yere geldi konu.
"Umay o anonim midir nedir, hala yazıyor mu sana?"
Gözlerimi soruyu soran Bora'ya çevirip zaman kazanmak için ağzıma attığım patates kızartmasını uzun uzun çiğnemeye başladım. Bora yaptığımı anlamıştı ve tip tip bana bakıyordu. Sonuçta konuşmam gerekecekti. Ağzımdakileri yutup hafif bir tebessüm kondurmaya çalıştım dudaklarıma.
"Yani, ara ara yazıyor ama az konuşuyoruz. Sıkıldı galiba o da." Soruyu sorana kadar pek fark etmemiştim bu ayrıntıyı. Çünkü birkaç gündür yoğun zamanlar geçiriyordum ve yeni kurduğumuz arkadaşlıklara ayak uydurmaya çalışıyordum. Düşüncelere dalmaktan Atlas'ın sözleriyle kurtuldum.
"Eğlence mi arıyordu n'apıyordu şerefsiz, bu neyse böyle."
Sonrasında olayı dağıtmak için başka konular açtık ve kahvaltı faslı sonlandı. Ben hala eğlence mi arıyordu kısmındaydım ama nedense öyle olduğunu düşünemiyordum. Bana o güveni vermiş miydi yani? Bu neydi böyle? Kendime gelmeliydm acilen, daha kim olduğunu bilmiyordum ve onunla aklımı fazla oyalıyordum.
Grupça denize gitmeye karar verdiğimizde odalara gidip hazırlanmak için ayaklandık. O sırada içeriye kalabalık bir grup girdi. Çınarların grubu ve Buraklar. Ne ara bu kadar kaynaşmışlardı bilmiyordum ama ne kadar uğraşırsam uğraşayım ismini hatırlayamadığım Eslem'in yanındaki kız, Çınar ve Mete'nin ortasında gülerek onlara bir şey anlatıyordu. Mete dikkatini vererek dinliyor gibiydi ve Çınar her ne kadar telefonuna baksa da o da dinliyordu. Çünkü yüzünde bir tebessüm vardı.
Bu görüntüden gözlerimi kaçırıp önüme döndüm ve tabaklarını kirli kısmına bırakmaya giden arkadaşlarımın peşine takıldım. Bazen böyle gözlerim takılıyordu işte. Artçı etkiydi sanırım. Sonuçta bir dönem Çınar'ın bir suçu olamasa da heba olmuştum onun uğrunda.
Odalara dağılıp hazırlanmaya başladığmızda sonunda tuvalet sırası bana gelmişti de bikinimi alarak tuvalete girebilmiştim. Üzerimi çıkarıp elimdekileri giydiğimde banyo aynasından kendime baktım. Gördüğüm görüntü beni hiçbir zaman memnun etmiyordu. Boğazımı tutamıyordum işte. Bu kadar yemesem her şey daha kokay olurdu ve ben istediğim kiloya ve fiziğe kavuşabilirdim. Basitti ama teoride.
Ne zaman kendimi kötü hissetsem yemek isterdim. Çünkü yemek yemek ciddi anlamda hoşuma gidiyordu. Tabii çok kötü hissettiğim aşırı durumlar dışında. Öyle zamanlarda yiyemiyordum, midem almıyordu.
Bikinili görüntümden rahatsız olunca mayo giymek istedim ve kapıyı aralayarak kızlara bakındım.
"İmge dolabımdan bordo mayomu verir misin? Bikini giymekten vazgeçtim de."
İmge dolabıma ilerlerken Seden gözlerini kısarak durumu anlamaya çalışıyordu. Sonuçta eskiden yaptıklarımı biliyordu ve ne zaman fizik konusu açılsa hep bana temkinli yaklaşıyordu. Ona güvence vermek için gülümsedim ve gözlerini benden çekmesini sağladım.
Sonunda hazırlandığımızda ve ben mayolu görüntümden daha az rahatsız olduğuma karar verdikten sonra çıkıp yanda kalan çocukların kapılarını tıklattık.
Keşke tıklatmasaydık. Böylece bugün yine büyük bir grup olacağımızı ve diğerlerinin yer tutup bizi kumsalda beklediklerini öğrenmemiş olurdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Smile||Texting
Short StoryAnonim: sadece gülümse Umay Su Anonim: her şeye ve herkese inat Anonim: çünkü gülümseyince çok güzelsin