6 -SİNİR-

3K 233 57
                                    

Üzerindeki gerginliği bir türlü atmayı beceremeden oyuna devam etti Şarna. Hemen önünde mahalle çocuklarıyla birlikte top koşturan adamın amacını tam anlayamasa da buna yoğunlaşamıyordu bir türlü. Birazdan amcasının ölüm videosunu izleyecekti. Buna hazır mıydı ? Yıllardır tek bir saniyesine bile ulaşmak için canını dişine taktığı o videoyu görmeye hazır mıydı ? Henüz kendine sorduğu soruların cevabını bile veremezken bu adama nasıl yardımcı olacaktı ? Aklı asla oynadığı oyunda değildi. Boş boş kale diye belirledikleri iki taş arasında dayanırken gelen topları kurtarmak için bile hiçbir hamle yapmıyordu. Asaf'ın birkaç kurtarışını ise görmemişti.

Yapmayacaktı genç kız. Amcasının katilini bulmak adına amcasının katiliyle iş birliğine girmeyecekti. Yıllardır giydiği nefret gömleğini çıkarmayacaktı üzerinden. Kendince yürümüş olduğu bu davada düşmanının yardımına ihtiyaç duymuyordu çünkü.

"Teyze dur, nereye ?" diye ardından bağıran yeğenine kulak asmadı ve oyun alanından çıkıp hızlı hızlı yürümeye başladı. Birkaç gün evvelki psikolojik zaafiyetinden yararlanan bu adama istediğini vermeyecekti. Hayır, yıllardır deli gibi aradığı o görüntüleri görmeye hazır değildi işte. Ellerini saçlarına daldırdı ve Balat'ın yokuşlu yollarından hırsla aşağı inmeye başladı. Uzaklaşmak istiyordu Şarna. Her şeyden ve herkesten. Arkasından gelen adamın farkında olmadan hızla adımladı ezbere bildiği yolu ve sahil kenarına geldiğini fark ettiği an ise bir banka oturdu. Sakince düşünmesi gerekiyordu. Hayatta yapmam dediği şeyi yapmış, aşikar olmasa bile bir polisten yardım istemişti. Gerçeği öğrenmek adına. Sebepler, sonuçları değiştirmezdi. Kendisine ihanet etmiş gibi hissediyordu.

Oturduğu bankın üzerinde dakikalarca oturdu boş boş. Dışarıdan bomboş görünse de içinde kıyamet kopuyordu. Tam olarak abartıp abartmadığını tartıyordu zihninde. Bütün bu tepkisi davasına ihanet ettiğini düşündüğünden miydi yoksa asla kabul görmeyeceği vasıftaki birine güvenmesinden mi ? Evet o adama güvenmişti Şarna. Kendisinin iş birliği teklifini kabul ettiğine göre başka da açıklaması yoktu. Bütün siniri bunaydı. Yıllarca sokaklarda 'Katil Polis' sloganları atarken birdenbire bu adama nasıl güvenebilmişti ?

Çıldırmış gibi hissediyordu. Gözlerini kapattı ve biraz olsun sakinleşip objektif düşünmek istedi. Olmadı. Objektif düşünmemeyecek kadar taraflıydı kendisi. Ve öfkeli.

"Bir sorun mu var ?" Hemen yanından gelen ses ile gözlerini açtı ve aralarına epey mesafe koyarak yanına oturan adama baktı öfkeyle.

"Evet bir sorun var." dedi ve kendini onaylarcasına kafasını salladı. "Hem de konuşabilen bir sorun."

Asaf kızın ne demek istediğini anlamıştı ve kendisini başlı başına bir sorun olarak gören bu kızın gitgel hallerini anlamlandırmayı bırakıp problemin çözümüne odaklandı.

"Ateşkes imzaladığımızı sanıyordum." Ses tonunda bir gram bile ikna çabası yoktu. Öylesine bir ciddiyetle sordu ki soruyu, o an; sorunnun kendisi olduğunu düşündü Şarna. Sadece bir saniye.

"Ateşkes falan yok. Anlaşmayı iptal ediyorum. Sana yardım etmeyeceğim." Tekrar kafasını yanına çevirdi ve ateş saçan gözlerini direk denize bakan adamın yan profiline çevirdi. "Ne halin varsa gör." Adam tepkisizce denizi izlemeye devam ederken buna daha çok sinirlendi Şarna. Bu adam neden kendisini kâle almıyordu ?

"Duydun mu beni ? Ne haliniz varsa görün !" Hırsla ayağa kalktı ve birkaç adım ilerledikten sonra aynı hırsla geri döndü. Adamın kendisine hala tepki vermeyişine deli olmuştu. "Hepinizin canı cehenneme !" Son cümlesini bağırarak söyledi. Tam geri dönecekken adamın hayli sakin tavırla kendisine seslenmesiyle durdu. Çünkü genel olarak karşılık alabildiği kavgalardan hoşlanırdı. Dikkate alınmamak hayattaki en nefret ettiği şeylerin başında geliyordu.

ŞARNAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin