23 -ARAF-

790 124 41
                                    

Şarna için günler kaplumbağa hızında ilerlerken tam olarak üçüncü ayı ardında bırakmıştı. Amcasıyla son görüşmesinin üzerinden geçen üçüncü ayı. Ağırlaştırılmış müebbet cezasına çarptırılan amcası hakkında hiçbir şey düşünmek istemiyordu. Bu süreçte en yakın dostu Teoman askerden gelmişti ve Şarna onun hatırına eski çalışma hayatına dönebilmişti. Bu süreçte iki defa anne babasıyla, bir defa ablasıyla ve üç defa da nenesiyle görüşmekle yetinmiş ve kendi minimal hayatına geri dönmüştü. Minimal diyordu çünkü Şarna'nın eski şaşalı hayatından eser yoktu artık. Olaylara aşırı tepkiler vermiyor, insanların dikine gitmiyor ve olur olmaz yerlerde söylememesi gereken sözler söylemiyordu artık. İnsanlar umrunda dahi değildi kısacası. Topluma karşı o aşırı hassas tutumundan üç aydır vazgeçmiş ve bana dokunmayan yılan bin yaşasın mottosuyla hareket ediyordu. Toplumsal olaylara eskisi kadar duyarlı davranmıyor hatta hiçbir ideolojik muhabbetin içerisine iyi veya kötü dahil olmuyordu. Karakterinin yüzde yüz olarak dışında takındığı bu tavır onu iki aydır soğuk bir duvara çevirmişti. Halbuki gerek esprileriyle, gerek sataşmalarıyla gerekse çemkirmeleriyle fazla hararetli biriydi o. Şimdilerde derin bir yasın gölgesinde kalmış gibi durgundu karakterinin tam zıttı bir olgunlukla, içinde fırtınalar kopuyordu oysaki. Kimseye belli etmiyordu.

"Artık toparlasak mı yavaş yavaş?" Mesaisi biten elemanların çıkmasıyla kafede yalnızca Teoman'la kendisi kalmıştı. Tezgahın üzerindeki bulaşıkları makineye dizerken Teoman'a dönmeden cevap verdi Şarna "Olur." diye.

Askerden döndükten sonra karşılaştığı arkadaşının hal ve hareketlerini hiç hayra yoramamıştı ve derin ısrarları neticesinde gerçekleri öğrenebilmişti Teoman. Arkadaşının en zor zamanında yanında olamayışını telafi etmeye çalışır gibi ilgiliydi ve Şarna bu durumdan rahatsızlık duyuyordu.

"Yemeğe bize geçelim. Dün annem hazırlamış bir şeyler." Teoman'ın annesi Yazgülü ablayı pek bir severdi ama Teoman dün annesinin geldiğini haber vermesine rağmen hiç gidip ziyaret etmeyi aklına getirmemişti.

"Yok evde işim var, sağ ol." diye reddetti Teoman'ı kısaca. Eve gidip gecenin bir yarısına kadar içmekten başka bir işi olmuyordu genelde. Kendisine itiraf edemese de içten içe alkol bağımlısı olmaktan korkuyordu ve iki aydır edindiği bu gece alkol tüketme alışkanlığının başka bir açıklaması yoktu aslında.

"İçmekten başka mı?" diye soludu Teoman sinirler. Saat akşam on bire geliyordu ve biliyordu ki Şarna'nın bu saatten sonra herhangi bir işi olmazdı. Doğuyla zaman geçirmekten başka. Geçen üç ayın içerisinde Doğu'ya hayatında oldukça yer vermiş ve kendisine yakınlaşmasına müsaade etmişti. Hiçbir şeyi umursamayan tavrı Doğu'nun şüpheli hareketlerini de umursamıyor ve kendisini sorgulamaması üzerine birlikte zaman geçirmelerinden keyif alıyordu. Anlık bir insandı Doğu. Geleceğe dair planlar yapmaz, hal ve hareketlerini sorgulamaz ve o anın tadını çıkarmaya bakardı. Sorgulanmıyor olmak Doğuyla geçirdiği zamanın belki de en cazip gelen tarafıydı.

Cevap vermedi Teoman'a ve bulaşıkları makineye dizdikten sonra ellerini yıkayıp mutfaktan çıktı. Geç saat olması sebebiyle bu saatlerde toplu taşıma bulamadığından ya taksiyle dönerdi ya Teoman'ın bırakmasına izin verirdi ya da Doğu'nun gelip kendisini almasıyla onun mekanına geçerdi. Teoman'ın bu geceki yemek teklifini reddettiği için mecbur taksiyle dönüş yapacaktı.

"Neden böylesin?" Teoman'ın yaptığını Doğu yapmıyordu. Sorgulamıyordu. Hal ve hareketlerini yadırgamıyordu. Çünkü Doğu gerçek Şarna'yı tanımıyordu. "Çeki düzen ver artık kendine!"

Tam kapıdan çıkacakken durdu Şarna ve samimiyetsiz yarım bir gülüşle Teoman'a döndü. "Yıllarca kendime çeki düzen vermem gerektiğini söylememiş miydiniz?"

ŞARNAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin