13-VEZİR-

1.2K 136 18
                                    

Gecenin karanlığı soğuk bir yorgan gibi örterken üzerini birkaç sendedir yaşadığı şu evin balkonunun minicik oluşuna yandı. Güzeldi evi, şirindi, kullanışlıydı ama bu hayattaki en büyük zaaflarından biri olan bahar akşamlarında balkon sefası sürme ihtiyacını karşılayamıyordu işte. Evet hayattaki en büyük zaaflarından biri olduğu tam olarak gerçeği yansıtmıyor olabilirdi ama seviyordu, yalan da sayılmazdı. Oysa babasının evinde yaşarken o geniş ve yüksek balkonun ekmeğini çok yemişti. Yine de kendi evini tercih ederdi Şarna. Küçük, dağınık, minik balkonlu ama kendi evim, diye içinden geçirip açık pencereyi örtüp içeri geçti.

En sonki hastane serüveninden sonra beş gün geçmişti ve nihayet ailesini kendisini gerçekten iyi hissettiğine ikna edip evine dönebilmişti. Kedisini özlemişti bir kere. Annesinin kesin bir dille o hayvanın evinden içeriye giremeyeceğini söylemesi üzerine Teoman'dan rica etmiş ve arkadaşı da bu süreçte kedisiyle çok iyi ilgilenmişti. Nihayet bugün eve döndüğünde evladına kavuşmuş gibi sevinçliydi Şarna. Evladıydı çünkü Zifir.

Hastane serüveninden sonra geçen beş gün içerisinde Asaf'ı da hiç görmüşlüğü yoktu. Ne gelmişti ne aramıştı kendisini. Gelmesini de beklemiyordu aramasını da ama yine de içten içe huzursuz olmuştu, kendine itiraf edemediği bir bilinmezlikle. Ablasıyla gün aşırı konuşmuş, ailesiyle hala görüşmediği için kendi evine geçer geçmez onu ziyarete geleceğini defalarca bildirmişti Leyla. Onun haricinde Doğu da kendisini hiç yalnız bırakmamış, her geçen gün iyiden iyiye gerilen yüz ifadesiyle görmeye gitmişti. Doğu'nun bu gerginliğine bir anlam yükleyememişti Şarna, merak da etmemişti. Kendiyle alakalı bir sorun olacağını düşünmüyordu. Bu yüzden umursamamıştı da.

Mutfağın yanan ışığını da söndürüp odasına çekilmek üzere rotasını oluşturdu. Akşamdan kalma bir dağınıklık vardı ve kendini çok yormayacağına dair babasına söz verdiğinden dağınıklığı umursamamıştı. Normal şartlarda da umursamazdı. Babası, kendi evlerinde yardımcı olan Sevgi ablanın yarın gün içinde eve uğrayıp ihtiyaçlarını karşılayacağını söylediğinden rahattı. Yine de yürürken üstüne bastığı kola şişesini çömelerek yerden kaldırdı. O sırada tezgahın ardında bulunan pencerenin apartmanın giriş kapısına bakması sayesinde kapının önüne yanaşan arabayı görmüştü. Bir anlık salondaki saate kaydı bakışları ve ardından tekrar pencereye çevirdi. Saat gece bire geliyordu. Kaşları çatıldı istemsiz Şarna'nın. Doğu'nun bu saatte kapısının önünde ne işi vardı ? Elindeki şişeyi farkında olmadan tekrar yere bıraktı ve kapısı daha çalmadan önce otomatikten apartman kapısını ardından kendi daire kapısını açtı. Bu saatte geldiğine göre ya önemli bir şey olmalıydı ya da sarhoştu. Şarna önemli bir şey olmasını diledi çünkü kimsenin sarhoş halini çekecek kafası yoktu.

Apartman kapısının tiz gıcırtılı sesiyle aralanmasının ardından Doğu göründü. Kontrollü yürüyüşünde yahut kendisine olan dik bakışlarında herhangi bir şuursuzluk yoktu. Sarhoş olmadığına sevindi ama bunu dışına yansıtmadı.

"Hayırdır gecenin bu saatinde bir problem mi var ?" Sesi aksi olmasa bile çok sevecen de sayılmazdı.

Üç beş adımda tamamladığı apartman koridorunun ardından kapısının önünde dikilen adamdan cevap bekliyordu Şarna. Kafasını salladı ağırca Doğu ve eş zamanlı olarak sarı kaşlarını çattı.

"İçeriye girebilir miyim ?"

Kapıyı girmesi için iyice araladı ve Doğu'nun içeri girmesinden sonra kapatıp peşinden salona girdi. Gergindi Doğu birkaç gündür farkındaydı ama onu gecenin bu saatinde kapısına dayatacak problemin ne olduğunu son bir dakikadır merak eder olmuştu.

"Ne oldu ?" diye sordu içindeki merakı dışına yansıtmamaya özen göstererek. Karşısında oturuyordu Doğu ve cidden fazlasıyla gergindi.

"Sana sormak lazım ne olduğunu. Sen anlatacaksın."

ŞARNAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin