Neden o şuan karşımda oturmuş patlamış mısır yiyordu? Neden buradaydım? Neden Youngbin hyungla arkadaştı? Aklıma bunun gibi bir çok soru geliyordu. Neden? Sanırım bu bize kaderin bir cilvesiydi. Hep beraber oturmuş Amerikan yapımı bir komedi filmi izliyorduk. Bir öğrencinin matematik öğretmeniyle oturup film izlemesi nerede görülmüştü ki?
O sırada izlediğimiz filmdeki komik bir şeye güldü. Ona bakarken ben de gülümsedim. Çok güzel gülüyordu ve ben onu izlemekten kendimi alamıyordum. Geldiğimden beri sadece bir iki cümle konuşabilmiştik. Beni gördüğüne oldukça şaşırmıştı. En az benim kadar... Taeyang, kötü örnek oluşturabileceği gerekçesiyle benim yüzümden hazırladığı soju şişelerini kaldırmıştı. Mecburen hepimiz kola içiyorduk. Yalan değil, onu sarhoş haliyle görmeyi çok isterdim ama onun öyle bir amacı yoktu. Youngbin hyung ısrar etse de o kararından vazgeçmemişti.
Ara sıra yanıma kıvrılmış Fantasy'i seviyordum. Onun kokusu sinmiş bu evde ömrümün sonuna kadar kalabilirdim.
Kendimi toparlayıp filme odaklanmaya çalıştığımda çok fazla sahne kaçırdığımı farketmiştim. Gerçi pek de umrumda değildi ya. Filmin son sahnesine geldiğimizde onu tekrar kontrol ettim. Yüzünde minik bir gülümsemeyle filmi izliyordu. Film bitmiş ekranda jenerik müziğiyle oyuncuların isimleri verilmeye başlamıştı.
"Nasıldı sizce? " diye sordu Sanghyuk. Sanki izlemiş gibi baş parmağımı havaya kaldırdım. Çünkü benim izlediğim film mükemmeldi.
"Güzeldi, ben beğendim. " dedi Taeyang. Yüzüne çaktırmadan bakmaya çalıştım. Onu günlük kıyafetlerle görmek eğlenceliydi. Okulda olduğundan daha yakın hissediyordum kendimi.
"Nedense bu film bana Tae'nin üniversitenin ikinci yılındaki eşcinsel arkadaşını hatırlattı. " dedi gülerek Youngbin. İçimdeki merak duygusu bir anda ortaya çıkmıştı. Youngbin hyunga daha çok yaklaştım istemsiz. Sevgili müstakbel matematik öğretmenimin yüzü düşmüş, rahatsız olmuşçasına Youngbin'e baktı.
"Youngbin, öğrencim burada. Lütfen. " dedi Taeyang. Uyarır gibi kaşlarını çattı. Bu hali bile çok karizmatikti.
"Ne olacak? Kyun güvenilir bir insan. Kafana takma. Bu konu buradan çıkmaz değil mi kuzen?" dedi Youngbin. Hyungumun en çok bu boşboğaz halini seviyordum. Başımı salladım. Anlat, dinliyorum ben seni.
Taeyang, sıkıntıyla nefesini dışarı verip gözlerini devirdi. Bu sanırım 'tamam' demekti. Çünkü Youngbin sinsice gülümsemişti.
"Şimdi, bu arkadaşının adı Jaeyoon'du sanırım. Öyle miydi? " dedi ve Taeyang'a baktı. " Aynen. Farklı bölümlerdeydik. Kampüslerimiz de birbirine çok yakın. Kafetaryada biz böyle üçlü oturuyoruz. Bir anda masamıza izin almadan biri oturdu. Meraklandık baya. Sonra Jaeyoon hepimizle tanıştı. Ama fazla anlamsızdı yani bir anda gelmesi. Sanghyuk ve ben, çok fazla konuşmadık onunla. Zaten derdi bizimle değilmiş. " dedi ve gülüp Taeyang'a tekrar baktı. Taeyang'da yanındaki yastığı hyunguma fırlattı. İstemsiz kıkırdamıştım. Ama bir yandan da merak ediyordum. Eşcinsel çocuğa nasıl davrandığını merak ediyordum.
"Sonra tabi iyi kalpli Tae'miz her konuda Jaeyoon'a yardım etmeye başladı, okul çıkışları buluşuyorlardı. Neyse, ondan sonra çocuk bir gün buna eşcinsel olduğunu söylemiş. Yanımıza gelip başladı ağlamaya. Soruyoruz, soruyoruz... cevap yok. Olamaz olamaz diye ağlıyor. Bir günü gözleri yaşlı ve kimseye bir şey anlatmadan geçirdi. Ertesi gün de gelip anlattı işte. Jaeyoon, sevgilisiyle tanıştırmış. Inseong'un bir arkadaşı varmış,Taeyang'dan hoşlanıyormuş ve Jaeyoon'dan ona ayarlamasını istemiş. Üstüne bu da eşcinsel olmadığı halde kabul etmiş. Hem kullanıldığını düşündüğü için hem de neden kabul ettiğini bilmediği için ağladı işte. " Nefes aldı, arada da kıkırdıyordu.
"E sonra o çocuğa noldu?" diye sordum. Bir yandan heyecanlanmıştım kabul ettiği için bir yandan da hata ettiğini düşünüp ağladığı için üzülmüştüm. Umarım hikayenin sonunda hoşuma gidecek bir şeyler olabilirdi.
"Taeyang, hemen o çocukla da arkadaş gibi başladı ilişkisine. Dokunmasına, sarılmasına izin vermedi. Çocuğun duygularını bile bile ona arkadaş gözüyle bakıp durdu üç yıl boyunca. Sonra zaten mezun olduk. " dedi Youngbin. Nedense Taeyang durgunlaşmıştı. Ben de birazcık hayal kırıklığına uğramıştım. İsterdim erkeklere karşı hisleri kuvvetli olsaydı. Ama sanırım öyle değildi.
Anlık gücenme hissiyle bir anda kalktım koltuktan.
"Geç oldu ve ben yoruldum Youngbin hyung. Ben eve gideyim. Hem siz daha çok hasret giderin. " dedim ve onay bekledim.
"Beraber giderdik ya. " dedi o da. O sırada Sanghyuk'la vedalaştım.
"Olsun ben giderim, kaybolacak değilim ya. " dedim ve Fantasy'nin başını okşadım. Ben kapıya giderken Taeyang'da peşime takılmıştı. Bu duyduğum hikayeye rağmen hala ona saygılı olmak zorundaydım. Dış kapıdan çıkınca yüzüne baktım.
"Youngkyun, lütfen bu hikaye aramızda kalsın. Okulda böyle boş dedikodular dönsün istemiyorum. " dedi minik bir gülümsemeyle. Zoraki gülmeye çalışıp önünde eğildim.
"Merak etmeyin öğretmenim. İyi geceler. " dedim ve cevap vermesini beklemeden merdivenlerden inmeye başladım. Cidden kalbim kırılmıştı. Bana güvenmiyordu. Gerçi beni tanımıyordu da. Eminim benim hakkımda hiçbir şey düşünmüyordu bile. Onun öğrencisi olmak dışında hayatında bir yerim yoktu. Üzücü ama gerçekler bunlardı.
Yoldaki taşlara tekme ata ata eve yürüdüm. Sokağın lambası bozulmak üzere hafif bir ışık hüzmesi veriyordu. Yine de aklıma takılan son şeydi. Ne düşünüyordun ki Kyun? Hem bir öğretmen hem de bir erkekten hoşlanıyorsun. Gerçekten olasılık bile yoktu. Boşu boşuna ümitlenmiştim. Sıkıntıyla nefesimi verdim.
Binanın içine girdiğimde herhangi bir çocuk sesi duymadığım için mutlu olmuştum. Tamam küçük kuzenlerimi seviyordum lakin şu an çocuk sesi kafam kaldırmıyordu. Elimdeki anahtarla kapıyı açıp içeri girdim. Tek geldiğimi belli etmeyeyim diye koşarak odama girdim. İyi ki yakalanmamıştım. Bitkinlikle üstümü değiştirip yatağıma girdim. Kesinlikle uyuyamayacaktım ama deneyecektim. Koyun saymak işime yaramıyordu ama aklıma bir fikir gelmişti.
'Bir Fantasy, iki Fantasy, üç Fantasy, dört Fantasy..'
###########
Ben gelddiimmm ❤️💓 çok geç geldim biliyorum ama artık yavaş yavaş yazmaya devam edeceğim inşallah. Beğenmediğiniz, aklınıza takılan bir yer olursa çekinmeyin, yorumlayın cevap veririm. Umarım beğenmişsinizdir 💞💕 diğer bölümde görüşmek dileğiyle🌠
ŞİMDİ OKUDUĞUN
what a beautiful teacher! || hwitae
Fanfiction''Farklı şartlar altında olsaydık eğer muhtemelen ruh eşi olurduk.'' ****** Tüm hakları saklıdır. boyxboy bir kitaptır. Rahatsız olanlar okumasın.