Okulun dış kapısında bekliyordum. Yanımda Chanhee vardı. Dün ki konuşmamızda bugün için yapacaklarımızı dikkatli bir şekilde planlamıştık. Her şey hazırdı, bizim dışımızda. Derin bir nefes aldım."Hazır mısın? " diye sordum Chanhee'ye. Hala kararsız gibi görünüyordu. Aslında bu yaptığımız bir çok şeye sebep olacaktı. Okulda mutlaka homofobik insanlar vardı. Mesela Taeyang'ın haberi yayıldığında insanların suratındaki tiksinmiş ifadeyi unutamıyordum. Çok mantıksız bir teklif atmıştım ortaya ve arkasında durmam gerekiyordu. Bu ne kadar bir oyun olsa da eşcinselliğimizi açıklıyorduk bir nevi.
Bir an için korktum. Bu hisler benim için çok yeniydi. Erkeklerden hoşlandığımı bile yeni yeni sindirirken gerçekten insanlara bunu açıklayacak mıydım? Ben her insanın özgür bir yaşamı olduğuna ve ne yapmak isterlerse onu yapabileceklerini düşünen bir insandım lakin herkes benimle aynı fikirde olmayacaktı. Belki de yanlış bir şey yapıyorduk.
Chanhee'ye baktım. Yutkunup birbirine kenetlenmiş ellerimize baktım. O da bana baktı. Gülümsemeye çalıştı.
"Hazır olmaya çalışıyorum. " Dedi. Ben de gergince gülümsedim.
"Hey, neyi bekliyorsunuz? " diyerek yanımıza geldi bir çocuk. Bu sanırım Chanhee'nin bir arkadaşıydı. Siyah saçlı esmer bir çocuktu. Çocuk, ikimizin de yüzüne baktıktan sonra birleşmiş ellerimize baktı.
"NE? CHANHEE, SEVGİLİ Mİ YAPTIN? " diye bağırarak konuştu. Oldukça şaşırmış görünüyordu. Etraftaki bir kaç kişi bize baktı ve hemen aralarında konuşmaya başladılar. Göz devirerek çocuğa baktım. Biraz sinirlerim bozulmuştu.
"Chanwoo, daha sonra konuşuruz, tamam mı? Okula girmemiz gerek. " dedi Chanhee. Ardından beni okula doğru çekiştirmeye başladı.
"Onun adına özür dilerim. Hazırlıksız yakaladı. " Dedi. Önemli değil der gibi başımı salladım. Daha çok gerilmiştim ama artık yapacak bir şey yoktu. Okul bahçesine girdik. İnsanlara çok fazla bakmamaya çalışıyordum. Chanhee'ye odaklanmaya çalıştım.
"Etraftakilere bakma. İnsanların fikirleri kendilerini ilgilendirir. Tamam mı? " Dedim Chanhee'ye. Bana baktı. Göz bebekleri titriyordu. O anda bunun bir hata olduğuna emin oldum. Fakat geri dönüşümüz için artık çok geçti. Beraber okulun merdivenlerini çıkmaya başladık. O sırada asıl hedefimiz merdivenlerden hızlı hızlı iniyordu. Seokwoo.
Bizi görünce olduğu yerde kaldı. Gözleri büyümüştü ve ellerimize kitlenmişti. Ardından sinirle bakmaya başladı. En azından hedefimize ulaşmıştık. Sinsice gülüp Chanhee'ye baktım. O bu durumdan pek hoşnut görünmüyordu. Hatta utandı bile diyebilirdim.
"Sevgilim, ben kendime kahve alacağım. Sana da bir şey almamı ister misin? " diye sordum yüksek bir şekilde, Seokwoo'nun sesimizi duyması için. Gerçi bize odaklanmıştı başka bir ses duyduğunu bile sanmıyordum.
Chanhee de kopmuş görünüyordu. Seokwoo'ya masum masum bakıyordu. Umarım beni bozmazdı. Çünkü şu an beni bırakıp Seokwoo'nun kucağına atlayacak gibi görünüyordu. Titreyen sesiyle konuştu.
"Bir su alman yeterli aşkım. " dedi. Bana bir gülümseme verdi. Çok zoraki bir gülücüktü. Başımı salladım. Son hamlemi yapıp gidecektim. Sonrası Chanhee'ye kalmıştı. Kendimi hazırlayıp Chanhee'ye yaklaştım. Onunla aşağı yukarı aynı boylarda olduğumuz için zorlanmadan uzanabilmiştim. Yanağına bir öpücük kondurup ona veda ettim. Alt kata inmeye başladım. Eminim bu küçük öpücük bile Seokwoo'yu kudurtacaktı. Çok az, mini minnacık keyiflenmiştim. Çünkü onun yüzünden Chanhee'nin uzun zamandır canı yanıyordu. Ben kendi kendime gülerken birisi kolumdan tuttu.
"Hey, Youngkyun. Nasılsın? " Diye sordu. Onu görünce özlediğimi farketmiştim tekrardan. Son olanlara rağmen mutlu görünüyordu. Demek ki aklına çok takılmamıştı. Ya da belli etmiyordu.
"İyiyim Bay Yoo. Siz nasılsınız? " Diye sordum yerimde huzursuzca kıpırdanarak. Bana gülümsedi.
"İyiyim. Kendime kahve almaya gidiyordum. " Dedi. Onun kahvesini nasıl içtiğini biliyordum. Sütlü kahve içip duruyordu her gün. Çok kısa bir zaman diliminde öğrenmiştim bunu. Kendimi ister istemez onu gölgesi gibi takip ederken buluyordum. Normalde sütsüz kahve içerken bir anda kendimi sütlü içerken bulmuştum. Yani kısaca bazı farklılıklar yaşıyordum. Taeyang yüzündendi. Ay, adını dillendirmek bir anda hoşuma gitti nedense. Keşke dışımdan da söyleyebilsem.
"Ben de öyle. İsterseniz beraber gidelim. " Dedim soru sorar gibi. Beni onayladı ve kafeteryaya yürümeye başladık. Ona tekrar sarılmak istiyordum. Aynı hizada yürürken istemsiz genizlerim onun kokusuyla doluyordu, tıpkı sarılırken olduğu gibi. Onun çiçek kokusunu hiçbir kokuyla değiştirmezdim galiba. Ona has, özel bir kokuydu.
"Youngbin ne zaman geliyor? " Diye sordu gülümseyerek. Şaşırarak ona baktım. Şimdi Youngbin ne alakaydı bilmiyordum.
"Nasıl yani? Anlayamadım. " Diye sordum. Youngbin hyung daha yeni dönmüştü. Niye bana böyle bir şey soruyordu ki?
"Buraya taşınacak bilmiyor musun? " Dedi. Peki benim bundan neden haberim yoktu? "Oh, bunu bilmemen gerekiyordu sanırım. Özür dilerim, tam bir aptalım. Bütün sürprizi bozdum. "
Mahcup görünüyordu. Demek Youngbin buraya taşınıyordu he. Özellikle bize söylememişti. Pislik. Acaba bahanesi neydi buraya taşınmak için. Gerçekten önemli bir mevzu olduğunu düşünüyordum. Yani başka bir şey için bu kadar çabuk karar veremezdi.
Kafetaryaya gelmiştik. Daha fazla bir şey konuşmadan kahve şiparişi verdim. Çabuk yapılmasını umut ediyordum. Kahvemi ve suyu alıp Taeyang'a veda edip yürümeye başladım. Merdivenleri çıkarken bir takım sesler duyuyordum. Sesi takip ederek yerlerini buldum. Gördüklerimle aklım hayalim şaşmıştı. Chanhee ve bir kaç çocuk kavga ediyordu. Chanhee'nin çocuğa yumruk attığını farkettiğimde koşarak onları ayırmaya çalıştım. Şimdi gerçekten batmıştık.
########
Selamlaar 💜 yazar notu eklemeden uyumuşum şddşdşsiwş aslında biraz daha uzatacaktım halim kalmadı. Bu bölümde böyle olsun napalım... Bu arada Youngbin gelince Taeyang ve Juho arasındaki bütün olayları öğreneceğiz. Günlük olayını öğreneceğiz. Yani bu bölümler rochan birleştirme bölümleri birazcık. Zaten hem Hwi'nin hem de Tae'nin sorunları almış başlarını gidiyor. Durduk yere yakınlaştıramam yani şfçdisis her neyse. Umarım beğenmişsinizdir. Hatalarım varsa affola. İyi kötü bütün yorumlarınızı bekliyorum. Sizleri seviyorum. Sağlıcakla kalın 💜🌸❤️
-Ayş
![](https://img.wattpad.com/cover/154290333-288-k420592.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
what a beautiful teacher! || hwitae
Fanfic''Farklı şartlar altında olsaydık eğer muhtemelen ruh eşi olurduk.'' ****** Tüm hakları saklıdır. boyxboy bir kitaptır. Rahatsız olanlar okumasın.