Eveettt o M harfini gördünüz, düşündüğünüz şey olacak ehehehehe. Rahatsız olanların okumamasını rica edeceğim çünkü cinsel sahneler içerecek. Sanırım ilk defa bölüm başına not bırakıyorum ama uyarı mahiyetinde olduğu için... neysee, iyi okumalar güzellerim 💜💜
★★★★★
Bu koltukta, onun çiçek kokulu evinde oturmak nasıldı? Kendimi bu eve ait hissetmek... bütün yaşananları kenara bıraktığım zaman şu anlarda huzuru bütün iliklerimde hissediyordum. Bu ev sanki, o gibiydi. Metrekaresine kadar onu yansıtıyordu ve ben onu sevdiğim gibi bu evi de bir o kadar seviyordum.
Mezun olmama oldukça az bir vakit kalmıştı. Neredeyse iki ya da üç hafta. Zaman o kadar çabuk geçmişti ki, anlayamamıştım. Belki de sadece onun yanına yerleşmeliydim, aklımdaki fikir beni buna çıkarıp duruyordu. Lakin annemi yalnız bırakmak içimden gelmiyordu ve henüz onun Taeyang'tan haberi yoktu. Öğretmenim olduğu için biraz çekiniyordum bunu söylemekten oysa en zor kısmını çoktan atlatmıştık zaten. Yine de emin olmadığım için bir adımda bulunmuyordum. Hem zaten Taeyang bana böyle bir teklifte bulunmamıştı. Bu yüzden bunlar sadece fikirdi şu anlık, gelecek ne gösterecekti bilmiyordum.
Elinde meyve suyuyla yanıma geldiğinde gülümsedim teşekkür ederek ve ardından elindeki bardağa uzanıp aldım. Havalar iyice sıcaklamıştı, bu yüzden artık kahve yerine meyve suyu içmeye başlamıştım. O da kendine aldığı koladan bir yudum aldı. Yanıma oturduktan sonra kucağımdaki köpeğin başını okşadı. Bu eve geldiğimde kucağımdan bir saniye bırakamıyordum onu, gerçekten.
"Annen, bugün kaçta gelecek? Yani, ne zaman eve döneceksin?" diye sordu bana. Sanırım gitmemi istemiyordu.
"Aslında, ben arkadaşımda kalacağım diye söyledim bu gecelik. Yani sana uyarsa tabi." dedim mahcup şekilde. Biraz emrivaki gibi olmuştu. İsteyip istemediğini bilmediğim için başımı biraz eğdim. Gözlerine bakamıyordum.
"CİDDİ MİSİN? AHHH ÇOK SEVİNDİM BUNA. " neşeyle bağırışını dinlediğimde endişelenecek bir şey olmadığını anlamıştım. Tepki vermemesi mutlu etmişti. Gülümseyerek onayladım onu. Açtığım kollarıma sarılmasını bekledim. En güzel yerdi kollarımın arası onun için. Aramızda sıkışan Fantasy'i kontrol ettim. Zarar gelsin istemezdim bebeğime. Sanki gerçekten benim bebeğim gibi olmuştu artık. Gerçi ikisi de benim bebeğimdi.
Büyük bebeğim, yanağıma tatlı bir öpücük kondurdu. Gülümsetmişti bu öpücük beni. Geri çekildi benden ama bunun bir sebebi olduğunu bilecek kadar tanıyordum artık onu. Sarılırken kolay kolay bırakmıyordu. Tıpkı benim gibi temas bağımlısı bir sevgiliye sahiptim. Ya da sadece bana özel olabilirdi, bilemiyorum.
"Fantasy'nin mamasını verip geleceğim. Ver onu götüreyim. " dedi kucağımdan alırken onu. Kahverengi tüylerini çok seviyordum, sanki yastık gibi yumuşacıktı. Kucakladığı gibi salondan çıkardı onu. Biraz üzülmüştüm sanki, evet. Meyve suyumdan bir yudum daha aldım. Üzüntümü böyle geçirmeye çalıştım. Taeyang tekrar gelip yanıma oturdu ve beni izlemeye başladı. Neden böyle imalı baktığını anlamamıştım. Gülümseyerek beni izliyordu. İstemsiz ben de gülümsedim ve sorma ihtiyacı hissettim.
"Neden gülüyorsun ve beni izliyorsun?" dedikten sonra tıpkı onun gibi elimi yanağıma yasladım ve ben de onu izlemeye başladım.
"Çünkü çok güzelsin. " dedi bir anda. Hayır Kyun, hayır. Kızarmanın sırası hiç değil.
"Ve kızarınca daha da güzel oluyorsun. " dedi kıkırtıyla. Koluna vurdum hafifçe.
"Utandırmasana beni. Senin yüzünden iyice utangaç bir şey oldum. " dedim. Koluna vurduğum elimi tuttu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
what a beautiful teacher! || hwitae
Fanfic''Farklı şartlar altında olsaydık eğer muhtemelen ruh eşi olurduk.'' ****** Tüm hakları saklıdır. boyxboy bir kitaptır. Rahatsız olanlar okumasın.