“Günaydın!” Baekhyun uyuyan bedene aldırmadan Chanyeol’ün odasına dalıp yatağının üzerine tırmanarak odayı aydınlatmak için storlara yöneldi. Sadece yatağın ve dolabın sığabildiği küçük odada camın önünü tamamen kapatan büyük yatak oldukça eğreti duruyordu. Baekhyun üzerine giydiği büyük tshirtün açıkta bıraktığı dizlerini yatağa yaslayarak storu yukarı kaldırmaya başladı. Ancak kısa bir süre içinde ne olduğunu anlamadan sırtı yatakla buluşmuştu. Üzerindeki baskıyla gözlerini açtığında üstüne çıkıp onu etkisiz hale getiren Chanyeol’le karşılaştı.
Chanyeol uyandığında refleksle yatağında ki hareketlenmenin kaynağını etkisiz hala getirmek için bileğinden tutarak yatağa yatırmıştı. Üstüne çıkıp bileklerini başının üstünde birleştirdi ancak sersemliğini attığında yaptığı hatayı fark etti ama artık çok geçti. Bilinçsizce dünyanın en zor durumuyla baş başa kalmıştı.
Baekhyun yutkunarak nefes nefes üstündeki ağırlığa baktı. Ona karşı olan kararsızlığına Chanyeol’ün böyle tavırları pek yardımcı olmuyordu. Önce bedenini kapanına almış uzun bacaklara sonra ona derince bakan gözlere baktı. Eğer işinde biraz tecrübe edindiyse bu bakışın anlamını çok iyi biliyordu. Bunun devamında dolgun dudaklar hiç hız kaybetmeden onu hapsedecekti.
İkisi de kesik kesik ve hızlı nefesler alırken akıllarında tek bir soru vardı. ‘Şimdi onu öpsem ne olur?’
Nefes alırken Baekhyun’un göğsü davetkarca Chanyeol’e yaklaşıyordu. Yatağa yatırılma şiddetine bağlı olarak kabarıp dağılmış saçları ve Baekhyun'u gördüğünden beri anlamlandıramadığı ıslak pembe dudakları Chanyeol’ün büyülenmesi için yeteri derecede güzeldi. Bacaklarının arasındaki kısa beden onu çok iyi hissettiriyordu. Baekhyun tamamen onun gibiydi. Küçük ve savunmasız. Altında kaybolmuş ve sevimli. Tamamen ona muhtaç gibi. Kimsesi olmadığını söylemişti, peki Chanyeol onun kimsesi olabilir miydi? Altında kıvrılan beyaz cılız bacakları dokunması için onu bekliyordu adeta.
“Beni altına almak istediğini daha insaflı yöntemlerle belirtseydin şimdi kalp krizi geçiriyor olmazdım.” Baekhyun düştükleri bu tuhaf durumun nereye gideceğini fark ettiği için bir an önce toparlamak istedi. “Her sabah aynı heyecanı bana yaşatmak zorunda mısın? Yarın ne yapacaksın? Mutfaktaki kesici aletleri kaldırmalı mıyım?”
“Özür dilerim. Mesleki bir refleks sadece.” Chanyeol zor da olsa kendini içine düşmüş bir şekilde bulduğu düşüncelerinden kurtarabilmişti.
“Kendi mesleki reflekslerimi üzerinde uygulamamı istemiyorsan bir an önce poponu kasıklarımın üzerinden kaldırmalısın paranoyak dev.”
“Bana bir şeyler yapıyorsun.” Chanyeol kendini hızlıca onun üzerinden atıp yatağın kenarına oturdu. “Ağzını her açtığında beni bitiren bir şey söylüyorsun.” Baekhyun yatağın ucuna doğru sürüklenip Chanyeol’ün yanındaki yerini aldı. "Sana konuşma yasağı vermek istiyorum."
“Güzel boxer.” Göz ucuyla Chanyeol’ün boxerına baktı.
“Ben lavaboya gitsem iyi olacak.” Chanyeol şikayetçi bir şekilde mırıldanarak ayağa kalktı ve kapıya yöneldi. Eğer dışarı çıkmazsa nadir bir şekilde kızaran yanakları onu rezil edecekti.
“Arkadan daha güzel görünüyor!” Baekhyun kahkaha atıp ona bakan kalçaları uğurladı.
--
“Chanyeol hemen bana hesap ver.”
“Ne hesabı?” Chanyeol odasına bir anda giren arkadaşı yüzünden kısa süreli bir korku yaşasa da onun bu hareketlerine alıştığı için sorun etmedi.