“Uyu hadi.” Baekhyun dudaklarını hareket ettirmeye bile güç bulamayarak sadece mırıldandı.
“Uyumak istemiyorum.” Chanyeol siyah saçları parmaklarıyla karıştırarak gülümsedi.
“O zaman ışığı söndür rahatsız oluyorum.” Uykudan dolayı açılmayan gözlerini daha fazla kısarak yüzünü buruşturdu.
“Eğer kapatırsam seni izleyemem.” Chanyeol dirseğinin üzerinde biraz daha yükselerek Baekhyun'un kızarmış yanaklarını inceledi.
“Beni her gün görüyorsun zaten! Yalvararım uyuyalım artık uykusuzluktan ölmek üzereyim!”
“Yaşlanıyor musunuz yoksa Byun Baekhyun?” Chanyeol kıkırdayarak Baekhyun’un açıktaki omzuna öpücük kondurdu.
“Uykusuz olmadığım bir gün en az 5 tur yapalım ve horladığın sırada kimin yaşlı olduğunu tartışırız.”
“Bu dediğini unutmam ama.” Chanyeol kıkırdayarak yorgana gömülmüş Baekhyun’u biraz daha kendine çekti.
“Eğer hemen ışığı söndürmezsen seninle bir daha sevişmem ve bu dediğimi de hiçbir zaman unutmam Chanyeol.” Uykusuzluktan ve yorgunluktan dolayı çatlayan sesinin verdiği ciddiyetle Chanyeol korkarak uzanıp ışığı kapattı.
“Pekala, o zaman ben de izlemek yerine sana dokunur ve öpücükler kondururum.” Chanyeol yumuşak yanağı okşadığında Baekhyun huzursuzca arkasını döndü.
“Ensemin sevilmesinden çok hoşlanırım Chanyeol.” Yorganı çıplak bedeninde yukarı kaydırıp boynuna kadar olan her yerini güzelce örttüğünden emin oldu.
“Isırık bırakmak da dahil mi?” Chanyeol yaramazca gülümseyip kollarıyla sardığı Baekhyun’un ensesine minik bir öpücük bıraktı.
“Beni uyandırmayacak her şey dahil.”
“O zaman başka şeyler de denemeli miyim?” Arkasını dönük olmanın ve karanlığın nedeniyle Chanyeol’ün yüzündeki büyük sırıtmayı göremese de çoktan hissetmişti Baekhyun. Özellikle de Chanyeol ona daha çok sarılıp bel kemiğini okşamaya başlaması bunu çok iyi belli ediyordu. Baekhyun onunla olmanın verdiği mutlulukla gözlerini kapatıp her zamankinden daha sıcak olan kollarda hayatının en güzel uykusuna başladı.
--
“Artık uyanacak mısın?” Baekhyun, güzel gözlerini kusursuzca kapatan göz kapaklarının hareket etmeye başlamasıyla Chanyeol’ün yavaşça uykusundan uyanmaya çalıştığını fark etti.
“Uyumak istiyorum.” kaşlarını çatarak yanına döndü. “Perdeyi kapat.” Çocuk gibi mızmızlanıp güneşten korunmak için Baekhyun’a daha fazla yaklaşarak gölge olmasını sağladı. Baekhyun göğsüne sokulan Chanyeol’ün bu tavırlarını sevimli bularak kıkırdamadan edemedi.
“Uyanmalısın...” Neşeli bir şekilde seslenip yumuşak saçları karıştırdı.
“Bütün gece seni izlemekten uyuyamadım. Bırak da biraz uyuyayım.” Uykusunu alamamanın suçlusu olarak Baekhyun’u seçmişti.
“Yalan söylemeyi bırakır mısın? 4’ten beri uyumayıp seni izliyorum basbaya da uyuyordun işte.” Büyük kulakları çekiştirerek diğerinin rahatsız yüz ifadesini keyifle izliyordu.
“Uyuya kalmış... Ne yani sen de mi beni izledin?” Chanyeol’ün açılmakta inat eden gözleri bir anda açılarak Baekhyun’u hedef almıştı.
“Im...” Baekhyun’un yüzünde Chanyeol’ün tarif edemeyeceği güzellikte bir gülümseme oluşmuştu. “Ben her gece kalkıp kısa süreliğine de olsa bunu yapıyorum.” Baekhyun’un itirafı Chanyeol’ü oldukça şaşırtmıştı. “Salonda yatarken gece yarısı kalkıp kapını aralıyordum ve orada olduğunu görüp, rahatça uykuma devam ediyordum. Yanında yattığımdan beri ise kollarında olmanın nasıl bir şey olduğunu bana yaşattığı için Tanrı’ya dua etmeye kalkıyorum. Bu gece ise beni sevgiyle sarmalamış olan Chanyeol’ü daha uzun süre hissedebilmek için uyumadım. Yanımda olmanın bana verdiği mutluluğu, güveni ve huzuru sana tarif edemem Chanyeol.”