18. Bölüm

27K 2K 560
                                    

Baekhyun’u uyandıran şey burnuna gelen tuhaf kokular olmuştu. Anlaşılan yine bu evde geçireceği tuhaf bir sabaha açmıştı gözlerini. Kollarını açarak uyurken Chanyeol’ün tarafına taşmış bacaklarını gerdirerek esnedi. Mutfaktan gelen sesler artarken gözlerini açar açmaz dudaklarında oluşan gülümsemeyi daha da büyüterek yataktan çıktı ve mutfağa ilerledi. Chanyeol'ün varlığını bilmek o kadar harikaydı ki...

“Yardıma ihtiyacın var mı?” Mutfakla salonu ayıran kolona yaslanarak eli ayağı birbirine girmiş iri bedeniyle bulunduğu yere hiç yakışmayan Chanyeol’e baktı.

“Hayır! Her şeyi benim halletmem lazım! Ayrıca neden erken kalktın? Bunun sürpriz olması lazımdı.”

“Bundan sonra bana sürpriz yaparken burnuma pamuk falan tıka bebeğim.” Baekhyun onun ne yaptığını görebilmek için ocağa yaklaştı.

“Omlet yapmaya çalışıyordum ama yapıştı.” Chanyeol dudaklarını büzerek önce tavadaki yanık yığına sonra da ona mutlulukla bakan Baekhyun’a baktı.

“Omlete yumurtanın beyazı konulmaz.” Onun tuhaf telaşı halleri o kadar çok hoşuna gitmişti ki mutfakta oluşturduğu yığını görmezden geldi.

“Ayrılmıyorlar ki! Sabahtan beri şu lanet sarı şeyi kabuğun içinden çıkartmakla uğraşıyorum.” Chanyeol yumurtadan sinirini çıkartırcasına tavayla mücadele ediyordu.

“Bak ne diyorum? Mutfak işlerini bana bırak tamam mı?” Chanyeol’ün beline kolunu sardı, boştaki eliyle ise spatulayı tuttu.

“Ama evde bana yapacak bir şey kalmıyor!”

“Bak bitanem, bazıları mutfakta iyi olur bazıları ise yatakta.” Baekhyun cümlesini tamamladıktan sonra yine kendini bilerek ateşe attığını fark etti. ‘Neden şimdi bunu dedim ki?!”

“Öyle mi düşünüyorsun?” Chanyeol sırıtarak döndü ve Baekhyun’u kollarının arasına aldı. Baekhyun her zaman diline hakim olamayıp bu tarz şeyler söylerdi ancak Chanyeol her seferinde Baekhyun’u geri püskürtüp sessiz kalırdı. Ancak bu sefer Baekhyun’a eşlik ediyordu. O itiraf anından sonra aralarındaki bir şeylerin çözüme kavuştuğunu biliyordu Baekhyun. Ama  bu çözüm süreci onun için kesinlikle zordu. Utandığından ya da ondan kaçmak istediğinden değildi. Korkuyordu. Her şeyin hızlıca ilerleyip tekrardan mahvolmasından korkuyordu. Chanyeol’ü kendinden soğutmak istemiyordu. Onu kaybetmek istemiyordu. Chanyeol ona öyle güzel hisler veriyordu ki bu hislerin kaybolmasını, eskimesini ve azalmasını istemiyordu. Chanyeol’ün ona yaşattığı her şey o kadar yeniydi ki buna ne ruhu ne vücudu uyum sağlayabiliyordu. Baekhyun’un karakterinde çekinmek ya da kaçmak gibi bir şey yoktu. Her şeyin üzerine gitmeyi severdi. Vücudu utanmaya oldukça yabancıydı ve yanakları Chanyeol’ü tanıyana kadar utanmanın ne olduğunu bilmiyordu. Kalbi mutlulukla çarpmıyordu. Birisinin dokunuşuyla vücudunun nasıl titreyebileceğini bilmiyordu. Bu hisler onu o kadar mutlu ediyordu ki aynı zamanda korkutuyordu. Ama bu korkusuna rağmen beline sarılan kollara daha çok yaklaşmak istiyordu. Her anını ona adamak istiyordu.

“N-ne?” Chanyeol’ün soru sorarcasına bakan gözleri düşüncelerinden çıkarmıştı onun bakışlarına anlam verebilmek için başka bir soru yönlendirmişti.

“Sence yatakta iyi miyim?” Chanyeol artık Baekhyun’dan uzak durmanın ya da çekinmenin gerek olmadığını düşünmeye başlamıştı. En ufak dokunuşunda bile mutlu oluyordu. Ona daha fazla yakınlaşmak, daha da fazla yakınlaşmak istiyordu. Gününün her saatini ona ayırmak kollarında oluşunu hissetmek istiyordu. Çünkü bundan sonra ancak bu şekilde mutlu olacağını, bu şekilde nefes alabileceğini hissediyordu. Tamamen Baekhyun’a ait olmak ve onu güvende tutmak istiyordu. Aynı zamanda kalbinde büyüttüğü sevgiyi paylaşmak...

Innocent WhoreWhere stories live. Discover now