Aslında sizden izin alarak kendime verdiğim sürenin bitmesine daha var ve bazı nedenlerden dolayı çok fazla bölüm biriktiremedim sizin için. Ama duydum ki fici özlemişsiniz ve bölüm atarak size sürpriz yapmak istedim. Umarım bu sürprizi seversiniz.
Ayrıca sizi seviyorum :3
-----
“O kadar çok doydum ki yürüyecek halim kalmadı.” Restorandan çıktıklarından beri Baekhyun yediği lezzetli tavukla dolmuş midesini pat patlıyordu. “Hayatımda hiç bu kadar yediğimi hatırlamıyorum. Resmen göbeğim çıktı.” Adımlarını yavaşlatarak kendinden daha fazla yemesine rağmen en ufak bir rahatsızlık belirtisi göstermeyen Chanyeol’e döndü.
“O göbek değil mide. Ayrıca sadece iki lokma bir şey yedin. Nasıl böyle şikayet edebilirsin?”
“Eğer sen de yıllarca o çöplerle beslendikten sonra bir anda yemeye başlasaydın böyle olurdun.”
“O yediğin şeylerin çöp olduğunu fark ettin o zaman?”
“Evet. Daha doğrusu birlikte güzel yemekler yiyebileceğim birini bulduğum için o şeylerin çöp olduğunu fark ettim. Hayatımda yediğim en güzel yemek buydu ve bunun nedeni seninle birlikte yemem.” Baekhyun bunları söylerken aynı düşüncelerin Chanyeol için de geçerli olduğunu bilmiyordu. Baekhyun’la yediği her yemek güzeldi ve değerliydi. Baekhyun ona mutlulukla getirmişti. Bu mutlulukla beraber yaptığı her şey değerli oluyordu.
“Kilo alman konusunda anlaştık sanırım?”
“Beni bu şekilde beğenmiyorsun değil mi? Kemiklerim çok korkunç görünüyor bunun farkındayım ama çalışırken p-patronum zayıf olmamı istemişti.” Ondan bahsederken hala korkularına engel olamıyordu. Sanki her an Chanyeol’ün sıcak evinden çekilip yeniden o soğuk yatağa dönecekti. “Ama artık her şey bitti ve senin için kilo almaya çalışacağım.”
“Başkası için bunu yapma Baekhyun. Kendim için istemiyorum bunu, senin için istiyorum. Kolaylıkla hasta olabilirsin, kazara düştüğünde bir yerini kırabilirsin ya da bünyen zayıf düşebilir. Eve ne zaman geldiğim belli değil ve aklımın sende kalmasını istemiyorum. Tüm gün yalnızsın. Ayrıca şu iğrenç olduğunla ilgili sahip olduğun düşüncenden kurtulabilir misin? Sen harikasın çünkü.” Chanyeol’ün sözleri Baekhyun’un önce kalbine sonra da gözlerine işlemişti. Kalbi deli gibi çarparken gözleri ise görüşünü engellemeye başlayan yaşlarla dolmuştu. “Ayrıca ek işe başlasam iyi olacak gibi. Sana yetişemiyorum!” Chanyeol aralarında oluşan tuhaf havayı dağıtmaya çalışmıştı ancak diğerinden aldığı tek tepki boynuna dolanan kollardı.
“Üzerine yük olmamak için en kısa zamanda iş bulacağım ve borcumu ödeyeceğim!” Uzun olanın omzuna başını yaslayabilmek için parmak uçlarında uzanarak sıkıca sarıldı. “Her şey için teşekkür ederim Chanyeol. Seni pişman etmemek için her şeyi yapacağım.” Omzunda boğulan sesi zorlukla duyulurken Chanyeol yüzünde oluşan gülümsemeyi diğeri görmediği için mutluydu. Her şey nasıl bu kadar harika olabilirdi? Sadece bir kaç sözüyle bile Baekhyun böylesine mutlu olmayı nasıl başarabiliyordu? Ancak sorusunun cevabı çok açıktı. Chanyeol de Baekhyun’un yüzündeki en ufak bir gülümsemeyle bile mutlu olmuyor muydu ki?
“Bana ayakkabı borçlusun.” Baekhyun çekinerek uzun boyludan ayrıldığında başını eğerek Chanyeol’e uzanmak için bastığı ayakkabılara baktı.
“Üzgünüm” Dudaklarını büzerek af diledi. Chanyeol ise onu affetmediğini belli eden bir baş sallamasıyla kolunu diğerinin dar omzuna atarak yürümeye devam etti. Baekhyun bu ani temasla şaşırsa da yadırgamayarak uzun bacakların attığı büyük adımlara ayak uydurmaya çalıştı. “Yavaş yürü! Benim bacaklarım kısa!”