13. Bölüm

29.8K 2.2K 398
                                    

“Şimdi bak her şey planlı bir şekilde olacak. Gördüğün her şeye saldırma tamam mı?”

“İlk defa alışveriş yapmıyorum Baekhyun.” uzun olan büyük bir gülümsemeyle gözlüğünü gözünden çıkartıp cebine geçirdi. “Para kazanan kişi ben olduğum için benim istediklerim alınacak. Şimdi gel hadi.” Kolunu yanındakinin boynuna atıp marketin giriş kapısından içeri sürükledi.

“Böyle anlaşmamıştık ama!” diğeri söylenerek zoraki bir şekilde Chanyeol’ü takip etmek zorunda kalmıştı. “Yavaş ol canım acıyor!” kahvaltıdan sonra onu dışarı çıkartan kişiye sitem etse de halinden pek de şikayetçi değildi. Uzun olan ona arkasını döndüğünde sıktığı gülümsemesini bırakıp sırıtıyor diğeri ona döndüğünde kendini toparlıyordu. Kendini hiç olmadığı kadar normal hissediyordu.

“Acılı mı sade mi?”

“Ben cips yemem Chanyeol.” Baekhyun diğerinin gösterdiği şeylerle ilgilenmemeye çalışıyordu. En son cips yediği zamanı hatırlamıyordu bile.

“Onu sormadım. Hangisi diye sordum.”

“Hayır, ben şunları seviyorum.” Zayıf bir şekilde çekinerek üst raftaki paketleri gösterdi.

“Söz dinlediğinde seni daha çok seviyorum Baek.” İltifat edilen panikle arkasını dönüp diğer reyonlarla ilgilenmeye başladı. Chanyeol’ün görmeyeceği bir yere ulaştığında yumruğunu kalbine götürdü. Bir kaç zayıf vuruşla durdurmaya çalıştı içindeki küçük kanatların çırpınışlarını. “Diyet yapmayan Baek başka neler seviyor söyle bakalım.” Diğeri rafların arasında dolaşıp sonunda kaçan Baekhyun’u bulabilmişti. Alışveriş sepeti, sağlıksız şeylerle dolu bir şekilde.

“H-hatırlamıyorum. Çok uzun zaman oldu.”

“Neyin var senin?” Chanyeol beyaz yanakların neden kızardığını bilse de onunla uğraşmak istemişti. “Ateşin mi var?” eğilerek henüz kırmızılığın ulaşmadığı alna dudaklarını bastırdı. “Ateşin de yok... Eğer bir yerin ağrırsa söyle.” Vazifesini tamamlayan Chanyeol arabasını sürükleyerek ilerledi. Baekhyun ise şaşkınlıkla sırtını arkasındaki konservelerle dolu raflara yasladı. İlk öpücüğüydü bu. Yani Chanyeol’ün dudaklarıyla ona dokunduğu ilk andı. Dönen başıyla ve çınlayan kulaklarıyla kendini toparlamaya çalıştı ama bu onun için çok zordu. Chanyeol onu tamamen etkisiz hale getirip alışverişine devam ediyordu ama Baekhyun için bunu devam ettirmek artık çok zordu. Sabah, dünyanın en güzel şeyinin sevdiği adamın kollarında uyanmak olduğunu söylemişti ama şimdi tekrardan fikir değiştiriyordu. En güzel şey sevdiği adamdan aldığı masum bir öpücüktü. Tamam, belki gerçek bir öpücük değildi ama bu Baekhyun’un gözlerinin dolmasına yetmişti. Bunun bir rüya olmaması için geçmişte işlediği günahlara aldırmayarak Tanrı’ya dua ediyordu. Kalp atışları yavaşladığında rahatlamak için başını geriye yaslamıştı ama bunu yaparken nerede durduğundan gerçekten habersizdi.

Kafasından aşağı inen bir kaç teneke kutu yüzünden çığlık atarak kendini kurtarmaya çalışmıştı ama çok geçmeden canavar teneke kutularının saldırısına karşı ona biri kalkan olmuştu. Korkuyla kapadığı gözlerini açtığında onu koruyan kişi uzun boylu kahramanından başkası değildi.

“Tanrım rafı devirmeden önce aklında ne vardı senin?!” Ama çocukluğundan beri beklediği o romantik kahramanı tarafından kurtarılma sahnesi böyle sonlanmıyordu. Ona sesini yükselttiği için Chanyeol’ü Kyungsoo’ya şikayet etmeyi bile düşünmüştü. Ta ki uzun boylunun kanayan kaşını görene kadar.

“C-Chanyeol ben çok özür dilerim.” Elini ona uzattığında diğeri geri çekilmişti.

“Ben bir görevli çağırmaya gidiyorum. Sakın buradan ayrılma ve başka bir yere zarar verme.” Diğerinin siniri ve soğukluğu Baekhyun’u üzmüştü. Böyle olmasını o istememişti ki. Bunun tek sorumlusu Chanyeol’dü. Market ortasında onu öpmesi Chanyeol’ün suçuydu. Eğer biraz daha ilerleseler neler olabileceğini düşündü Baekhyun. Kesinlikle bir raf devrilmesi ve patlayan bi kaşla sonuçlanmayacaktı.

Innocent WhoreWhere stories live. Discover now