Her zamanki mutlu haliyle –Baekhyun’dan sonraki her zamanki haliyle- şubeden içeri adım attığında herkes tuhaf bir şekilde ona bakıyordu. Sevdiği kişiyle birlikte uyumuş, onun yaptığı omletin kokusuyla uyanmış, harika bir kahvaltı yapmış ve bu yüzden mutlu bir şekilde dolaşıyor olabilirdi. Ama bu onların Chanyeol’e dik dik bakmasındaki neden olmamalıydı. Ya da olmalıydı, Chanyeol pek umursamadan masalarında çalışan memurlara selam verip odasına girdi. Masasına o gelmeden çoktan bırakılmış dosyalara neşeli ıslığıyla bakmaya hazırlandığında açılan kapısıyla dosyalardaki olaylara yönelttiği ilgisini kapıdan giren arkadaşına çevirdi.
“Chanyeol...” arkadaşı şaşkın bir ses tonuyla yaklaşıp masanın önündeki sandalyeye kuruldu. “Sevgilin mi var derken pek ciddi değildim ama bugün bundan gerçekten eminim.”
“Bunu nerden çıkardın ki?” İlgilenmemiş gibi yapsa da evde bıraktığı ‘sevgilisinin’ düşüncesiyle dudakları yukarı taşınmıştı.
“Boynundaki kocaman izden çıkardım, seni aptal. Tek gecelik ilişkiler sana göre değil. Chanyeol'ün boynuna bir süreliğine baktı. "Tanrı aşkına bari gömlek falan giyip kapatmaya çalışsaydın!” Chanyeol arkadaşının söyledikleriyle panikleyip tekerlekli sandalyesini geri kaydırdı ve odanın içindeki aynasından boynuna baktı. ‘Baekhyun seni öldüreceğim’
--
“Gelirken istediğin bir şeyler var mı?” Evden çıkmak için hazırlanan Chanyeol ayrılmadan önce bir şey lazım olup olmadığını sormak istemişti.
“Imm... Brokoli, ıspanak, pırasa ve patlıcan.”
“Imm... Onun yerine patates, soğan halkası ve dondurulmuş pizza alayım.” Chanyeol beslenme konusunda Baekhyun’a yenilmemek için özel bir çaba gösteriyordu.
“Sadece pizza yiyerek beslenemeyiz.”
“Ben beslendim ve bak kocaman oldum.” kollarını açarak fiziğini kısa olana gösterdi. “Bence sen de denemelisin. Belki bir kaç santim uzarsın?”
“Kapa çeneni! Ben boyumdan memnunum.” Baekhyun sinirle dudaklarını büzerek parmak uçlarına yükseldi. “Sağlıklı şeyler de yememiz lazım. Ben nereden vitamin alacağım?”
“Patates kızarması kesinlikle daha sağlıklı. Bak bana sağlıksız gibi miyim?” yüzünü avuçlarının arasına alıp büyük ve ‘sağlıklı’ bir gülümseme sundu.
“O zaman sağlıklı Chanyeol’den koca bir ısırık alıp güne enerjik başlayacağım.” Chanyeol bu cümleyi anlamaya çalışırken Baekhyun çoktan parmak uçlarında yükselen vücudunu Chanyeol’e yaklaştırıp uzun boynu dişlerinin arasına aldı. “Bugünlük bu kadar vitamin yeter.” Baekhyun memnun bir gülümsemeyle geri çekilip hala şaşkınlıkla bakan Chanyeol’ün yüzüne kapıyı kapatarak onu dışarda bıraktı. Tek bir hareketle darma duman olmuş bir şekilde...
Chanyeol o an tam da markette öptüğünde Baekhyun’un hissettiği gibi hissediyordu. Tekleyen kalbini durdurma ümidiyle avcunu göğsüne geçirdi. Nefesini kontrol etmeye çalışarak apartmanın merdivenleri dikkatlice +
inmeye çalışırken aklında sadece Baekhyun’un onun üzerinde bıraktığı his vardı. Boynunda bıraktığı iz aklının en karanlık köşesinde bile yer etmemişti.
--
Şu an ki durumuna gülse mi yoksa sinirlense mi bilememişti. Mesai arkadaşlarına rezil olmuş olduğu gerçeği bir kenara itmeye çalışarak Baekhyun’un bıraktığı ize odaklandı. Ona ceza verip aynısından bir tane de onda oluşturmalı mıydı? Chanyeol bu sefer Baekhyun’un bir raf ve bir kaç konserve kutusuyla yetinmeyeceğini bildiği için bunu yapmayı sonraki bir zamana devretti. En azından birbirlerinin varlıklarına ve birbirlerinin dokunuşlarına alışana kadar.