"Kyungsoo oraya bir süre gelebileceğimi sanmıyorum."
"Neden?"
"Geçen gün evimi dağıtan adamlar beni iş yerinde gayet rahat bulabilirler de o yüzden."
"O adamlar kimdi bu arada?"
"Bir davada adamın biri hakkında öteceğim ve bu nedenle o adamlar beni susturmayı denedi."
"Baekhyun sana inanmıyorum..."
"Ne? Nasıl inanmıyorsun? Arkadaşını tanımıyor musun? Ayrıca çok ilgili birisin ki bunu en son soruyorsun." Baekhyun perçemini karıştırıp huysuz bir şekilde söylendi.
"Baekhyun sen evinde bir sorun olduğunda göt korkusuna tamirci bile çağırmıyorsun."
"Aynı şey mi? Bir tamirci beni becerebilir ama bir polis bunu yapmaz."
"Bak Baekhyun, kendini ne kadar beğendiğini biliyorum. Ama artık şunu anla ki dünyadaki insanlar seni becermek için sıraya girmiş bir şekilde beklemiyor. Bir tamirci sana ne yapabilir?"
"Korkuyorum işte! Bana böyle laf edeceksen kapatıyorum telefonu."
"Ha-hayır! Kapatma! Bu gece buraya gel lütfen. Patron bize söyleniyor sonra."
"İstemiyorum Kyung! Burada kendime bir düzen oluşturdum ve oraya gitmek istemiyorum. Kendimden iğrenmemi sağlayacak şeyler yapmak istemiyorum. Burada beni koruyan biri var onun yanında kalmak istiyorum."
"Ama gelip bunu patrona söylemek zorundasın biliyorsun değil mi? Seni daha fazla idare edebileceğimizi sanmıyorum."
"Ben bir şekilde halledeceğim tamam mı? Şimdi beni rahat bırak ve süpermanime bir şeyler hazırlayayım."
"Baekhyun... Ona fazla güvenme." Kyungsoo'nun sesi endişe dolu çıkmıştı. Dün akşam söylediği şeylerin hala arkasındaydı Kyungsoo.
"Ben de seni seviyorum bebeğim. Sonra ararım." Baekhyun Kyungsoo'nun uyarısını görmezden gelerek telefonu kapattı. Ardından internette bir kaç yemek tarifi araştırıp hangisini yapması gerektiğine karar verdi.
Kararını verdikten sonra yapması gereken şey çok basitti. Kendisine oldukça büyük gelen önlüğü üstüne geçirip dolabın başına geçti ve gerekli malzemeleri tezgaha dizdi. Chanyeol'e bütün yeteneklerini göstermek istiyordu. Onu belki bu şekilde etkileyebilirdi. Yemeklerine mecbur bırakıp onu kölesi bile yapabilirdi. En içten ve özverili bir şekilde yemek yapmaya koyuldu. Chanyeol'e olan duygularını bu şekilde itiraf edebilir miydi ki?
--
Bütün işlerini bitirdiğinde çıkardığı sanat eserine mutlulukla baktı Baekhyun. 'Eğer ben Chanyeol olsaydım kesinlikle etkilenirdim' diye düşündü. Masaya tabakları özenle yerleştirdi. Chanyeol ne zaman gelirdi bilmiyordu. Saat 6'ydı ve erken gelecek olsa zaten onu arardı ama yine de burada hazır bir masa bırakıp Chanyeol'ü sevindirmek istiyordu. Ya da kendini gerçek eş gibi göstermek...
Kapıdaki anahtar sesini duyunca televizyondan kendine uygun bir program bulmaya çalışıyordu Baekhyun. Kumandayı elinden atıp heyecanla oturduğu yerden kalktı, Chanyeol büyük ihtimalle aramayı unutmuştu ve geleceğini haber vermemişti. Kapı açılmadan çabucak saçlarını düzeltip kapıya koştu.
"Hoşgeldin!" yüzündeki büyük gülümseme Chanyeo'den çok daha farklı görünüşe sahip birinin girmesiyle silindi. "Siz?" kapıdan içeri elinde anahtarla giren kadın ona baktı. En az Baekhyun kadar şaşkındı o da?
"Siz?" aynı soruyu o da yönelttiğinde tuhaf bir ortam oluşmuştu. İki şaşkın bedeninde aklında aynı soru dönüyordu 'Ben Chanyeol'ün neyiyim?' "Ben Minsun. Chanyeol'ün mesai arkadaşıyım." Yeni gelen üstündeki şaşkınlığı atıp elini uzatarak kendini tanıttı.