“Baekhyun!” Chanyeol nefes nefese kendini parka attı, kalbi yerinden çıkmak üzereydi. Koştuğu için olduğunu düşünse de kalbi aslında Baekhyun’a bir şey olması ihtimaliyle atıyordu. “Baekhyun nerdesin?!” büyük parkı koşarak aramaya başladığında yorgunluğunu ya da koşmanın verdiği zorluğu düşünmemişti. Aklında olan tek şey Baekhyun bulabilmekti. Koşu yolunun sonuna gelmesine rağmen hala Baekhyun’dan bir iz bulamamıştı.
“Chanyeol buradayım.” Duyduğu fısıltılı ses içine bir serinlik düşürmüştü. Koştuğu süre boyunca bu sesi bir daha duyamam diye düşünüyordu çünkü, onun da diğerleri gibi olmasından korkuyordu. Sesin geldiği yeri, Baekhyun'u bulduğunda normal nefes almayı başarabilmişti sonunda.
“Baekhyun orada ne yapıyorsun?” Baekhyun’un kanlar içinde yerde yatabileceğini ya da ertesi gün otoyol kenarında cesetini bulabileceğini düşünmüştü. Kaydırağın üstünde korkuyla ona bakan bir Baekhyun görmesi onu sevindirse de şaşırtmıştı.
“Korkuyorum.” Baekhyun kaydırağın yanına uzanmış üç büyük köpeği gösterdi.
“Baekhyun onlar şu an uyuyor.”
“Ben indiğimde uyanıp saldırırlarsa ne olacak?”
“Bunu telefonda bana söylebilirdin tamam mı? Nasıl korktuğumdan haberin var mı? O adamlar geldi sandım yine.” karşısındakinin sakinliği yüzünden kafayı yiyebilirdi. Buraya gelene kadar öyle kötü şeyler düşünmüştü ki canı acımıştı. Hiç olmadığı kadar acımıştı.
“Özür dilerim. O sırada köpekler peşimdeydi ve sadece bunu diyebildim.” Baekhyun mahçup bir şekilde başını önüne eğdi.
“Kal orda tamam mı? Köpekler gidene kadar kal ve aklın başına gelsin.” Chanyeol arkasını dönüp geldiği yöne doğru ilerledi.
“Beni bekle!” Chanyeol ona el sallayıp yoluna devam etti “Beni al buradan! Chanyeol ne istersen yaparım!” bu teklifle parkın yarı yolunda durup arkasını döndü.
“Ne istersem mi?” Chanyeol’ün yüzünde derin bir gülümseme oluştu.
“Bir dakika! Oral seks falan istemeyeceksin değil mi?” yukardaki Chanyeol'ün gülüşünden şüphelenmişti.
“Eve kendin dönersin.” Chanyeol gözlerini devirerek yoluna devam etti.
“CHANYEOL! SENİ İŞE YARAMAZ ADİ SİK KAFALI HERİF!”
“Ne?” Chanyeol sinirle arkasını tekrar dönüp Baekhyun’a yaklaştı. “Bu durumda bunları söyleyecek kadar cesaretin var mı merak ediyorum?” Sesleriyle uyanan köpekleri işaret etti.
“Chanyeol istediğin her şeyi yaparım kölen bile olurum lütfen kurtar beni çok korkuyorum. Küçükken bacağımı köpek ısırmıştı. Lütfeeen”
“İyi gel o zaman.” Bir süre ikili sadece birbirlerinin yüzlerine baktı. “Gelsene.” Chanyeol dayanamayarak tekrarladı.
“Burdan kendim hayatta inmem. Ya yine ısırırlarsa.”
“Eminim köpekler şu an senden daha fazla korkuyordur.” Chanyeol boş bakışlarla onlara bakan köpekleri gösterdi.
“Ne yapacakları belli olmaz.”
“Peki bu durumda ben ne yapabilirim?” Chanyeol düştüğü durum yüzünden bıkkınlıkla Baekhyun’a baktı.
“Beni taşı. Sadece köpeklerden uzaklaşana kadar.” Baekhyun genelde kimsenin hayır diyemediği masum yüzüyle ona baktı.
“Gel o zaman.” Uzun olan ona dayanamayıp bir kaç adım atarak kaydırağın merdivenlerine yaklaştı. Baekhyun sevinçle merdivenleri inmeye başladı ancak kaydırağın altındaki köpeğin bir anda havlaması üzerine tüm parkta yankılanan bir çığlık kopartarak kendini korkuyla bıraktı. “Neden başıma büyük bir bela almışım gibi hissediyorum?” Chanyeol derin nefes alarak düşmemek için boynuna asılmış olan bedenin kalçalarından destek alarak bacaklarını kavrayıp sıkıca tuttu. Baekhyun bacaklarını beline doladığı bedene sıkıca tutunarak başını göğsüne yasladı.